Açlık grevleri sona erdi
68 gündür sürdürülmekte olan açlık grevleri, Abdullah Öcalan'ın "Hiçbir tereddütte kalmadan, bir an önce açlık grevine son versinler" çağrısının ardından sona erdi.
Öcalan’ı İmralı’da ziyaret eden kardeşi Mehmet Öcalan, ağabeyinin yaptığı çağrının kamuoyuna zaman kaybetmeden iletilmesini istediğini de belirtti.
Bu çağrının ardından, cezaevlerindeki PKK ve PAJK’lı mahkûmlar adına açıklama yapan Deniz Kaya, Abdullah Öcalan’ın çağrısına uyarak eylemlerine son verdiklerini duyurdu.
Tekirdağ'da hastane izni yok
Ancak Tekirdağ'daki mahkûmlar sağlık durumlarının incelenmesi için hastanelere gönderilmedi. Konuyla ilgili açıklama yapan avukat Sinan Zincir, Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Cezaevi'nde 45 gündür açlık grevi yapan 21 tutuklu ve hükümlünün hastaneye sevk edilmesine doktorların izin vermediğini söyledi.
Öte yandan Kandıra 2 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevi ve Gebze M Tipi Kadın Kapalı Cezaevi'nde açlık grevini sonlandıran 15 mahkûm kelepçeli olarak hastaneye sevk edildi.
Van’da 6 tutuklama
Cezaevlerindeki mahkûmların 68 gün sürdürdükleri açlık grevine dikkat çekmek amacıyla Van'da yapılan miting sonrası gözaltına alınan 12 kişiden 6’sı tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Çocuklara kıymayın
Fırat Haber Ajansı ve Dicle Haber Ajansı’na yansıyan gözaltı ve tutuklama haberlerinden elde edilen bilançoya göre Ekim ayında 31 çocuk gözaltına alındı, 11’i tutuklandı. Kasım ayında ise çocuk gözaltılarında artış yaşandı. Sadece Kasım ayının ilk 21 gününde en az 223 çocuk gözaltına alındı, 12’si tutuklandı.
İnsan Hakları Derneği’ne (İHD) göre ise 2012 yılının ilk altı ayında en az 122 çocuk gözaltına alındı ve bunlardan 34’ü tutuklandı. 2010’un tümünde 286 çocuk gözaltına alınmış, 95’i tutuklanmış, 2011’de ise 789 çocuk gözaltına alınmış, 214’ü tutuklanmıştı. Yine İHD’ye göre toplamda 2010, 2011 ve 2012'nin ilk 6 ayında 1147 çocuk gözaltına alınırken, 343’ü tutuklandı.
Ayrıca Göç Vakfı’nın Temmuz-Ağustos-Eylül aylarını kapsayan üç aylık raporu, 1072 çocuğun hak ihlallerine konu olduğuna dikkat çekiyor. Bu rapora göre üç ay içinde 41 çocuk gözaltına alındı, 9’u tutuklandı, 8’ine cezalar verildi.
Mersin'de yine çocuklar tutuklandı
Mersin’de Salı sabahı düzenlenen ev baskınlarında gözaltına alınan 7 Kürt çocuğundan 5’i bugün tutuklandı.
“Korsan gösteriye katıldıkları ve polis aracına molotofkokteyli attıkları” iddiasıyla tutuklanan 5 çocuk yetişkinlerin kaldığı ve çocukların kalmasına uygun olmayan Mersin E Tipi Kapalı Cezaevine gönderildi.
Hakkâri ve Şırnak’ta 6 çocuk tutuklandı
Hakkâri ve Şırnak’ta açlık grevlerine destek vermek amacıyla yapılan gösterilerden sonra polisin yaptığı ev baskınları sonucu gözaltına alınan 23 çocuktan 6’sı tutuklandı.
Savcılıkta ifadeleri alındıktan sonra mahkemeye sevk edilen ve yaşları 14 ile 17 arasında değişen çocuklar, "2911 sayılı toplantı ve gösteri yasasına muhalefet", "Güvenlik güçlerine mukavemet etmek" ve "örgüt adına suç işlemek" iddialarına istinaden tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Tunceli'de fişleme skandalı
Alevi vatandaşların yoğun olarak yaşadığı Tunceli'nin Hozat İlçesi'nde çok sayıda kamu görevlisi ve vatandaşın fişlendiği ortaya çıktı.
Doğan Haber Ajansı'nın haberine göre, Hozat Jandarma Komutanlığı ve İlçe Emniyet Amirliği tarafından yapıldığı belirtilen fişleme, kaymakam talimatıyla yapıldı.
Fişleme listesinde Belediye Başkanı Cevdet Konak, Özel İdare Müdürü, Milli Eğitim Müdürlüğü'ndeki Şube Müdürleri okul müdürleri, adliye çalışanları ve diğer bazı kamu görevlileri yer alıyor.
Siyasi partilerin Hozat'taki ilçe başkanları ve yöneticileri ile aktif üyeleri AKP İlçe Başkanı İshak Aydın' oğlu Serkan Aydın'ın da bulunduğu fişleme listesinde, çok sayıda BDP’li de var.
Fişlenenler arasında 77 yaşlarında olan ve hiçbir siyasi parti ve örgüt ile ilişkisi olmayan yaşlı köylüler ve birçok kadının da bulunduğu dikkati çekti.
Erzincan’da Alevi çadırına saldırı
Bir süre önce okul duvarına, “Pis Aleviler hepinizi yakacağız” yazıları yazılan Erzincan’da şimdi de şehir merkezinde Muharrem ayı orucu için kurulan çadıra saldırı düzenlendi.
Saldırı, çadırı kuran Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Erzincan Şubesi yöneticilerinin, akşam saatlerinde çadırdan ayrılmalarının ardından yaşandı. Henüz kimliği belirlenemeyen şahıs veya şahıslar, çadırdaki PSAKD’a ait pankart ve flamaları yaktı.
Cemevi ibadethanedir
Daha önce cemevleri hakkında “Alevilerin ibadethanesidir,” kararı veren Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi Yargıtay’ın bozma kararına rağmen cemevlerinin Alevilerin ibadet yeri olduğu kararında ısrar etti.
Ankara Başsavcılığının, tüzüğündeki cemevlerini ibadet yeri olarak nitelendiren ifadeler nedeniyle Çankaya Cemevi Yaptırma Derneği aleyhinde açtığı dava Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme, “Cemevleri yüzyıllardır Alevilerin ibadet yeri olarak toplumca bilinmiş ve kabul görmüştür. Derneğin tüzüğünde yazılı bulunan cemevleri ibadethanedir hükmü anayasanın 2. maddesine aykırılık taşımadığı gibi kanunlarla da yasaklanmamıştır” diyerek kararında direndi.
Gelinen aşamada dosya, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun önüne gidecek. Son kararı genel kurul söyleyecek.
Pınar Selek yine müebbetle yargılanacak
1998 yılında İstanbul Eminönü’nde bulunan Mahkeme Mısır Çarşısı'nda meydana gelen patlamaya ilişkin davada, mahkeme sanıklar sosyolog Pınar Selek ve Abdülmecit Öztürk hakkında verdiği beraat kararında direnmekten vazgeçti. Sanıklar, daha önce üç kez beraat ettikleri davada bir kez daha müebbetle yargılanacak.
Mahkeme Başkanı Mehmet Hamzaçebi daha önce verilen beraat kararının Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından bozulduğunu hatırlattı. Mahkemenin bir önceki duruşmada verdiği kararda direnme kararı aldığın da söyleyen Hamzaçebi, direnme kararından vazgeçtiklerini açıkladı.
Sanık avukatlarından Bahri Bayram Belen, mahkemenin hakkı olmadığı halde böyle bir karar vermesinin hukuksuzluk olduğunu, usul hatası yapıldığını söyledi. Belen mahkemenin Yargıtayca bozulma kararlarında ya üst mahkemenin istediği düzeltmeleri yapabileceğini ya da kararında direnebileceğini söyledi.
Avukatların itirazının ardından, mahkeme başkanı direnme kararının usulsüz olduğunu belirtti. Karar gerekçesinde Yargıtay'ın kararına uyulduğu ifadesi kullanıldı.
Bunun üzerine mahkeme savcıdan yeniden mütalaa istedi. Karar karşısında şaşkınlığını gizleyemeyen Savcı Nuri Ahmet Saraç, "Yeni bir durum oluştu. Buna ben de şok oldum" diyerek eski mütalaasını yineledi ve Selek ile Öztürk için ağırlaştırılmış müebbet hapis istedi.
Ardından sanık avukatları kararın beklenmedik olmasını öne sürerek hazırlık yapmaları için mahkemeden süre talep etti. Mahkeme heyeti avukatların bu talebini kabul ederek duruşmayı 13 Aralık 2012’ye erteledi.
Mısır Çarşısı’nda meydana gelen patlama ile ilgili davada İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Pınar Selek, patlamaya bombanın mı yoksa LPG’nin mi neden olduğunun kesin tespiti yapılamadığı gerekçesiyle beraat etmişti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi bu kararı bozmuş ve mahkemenin hüküm kurmasını istemişti. Bunun üzerine yapılan yargılamada yine patlamanın nedeninin belirlenemediği görüşünü tekrarlayan mahkeme, Selek’in yine beraatına karar vermişti. Dosyanın ikinci kez gittiği Yargıtay, Selek için "Müebbet hapis istemiyle yeniden yargılansın" demişti. Pınar Selek’in avukatlarının talebi üzerine Yargıtay Başsavcılığı bu karara itiraz etmişti. Bu itiraz üzerine dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından incelenmiş ve Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin kararı onaylanmıştı. Bunun üzerine dosyanın yeniden geldiği İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, Pınar Selek ve Abdülmecit Öztürk hakkında daha önce 2 kez verilen beraat yönündeki kararında direnilmesine hükmetmişti.
Kürtçe müzik dinledikleri için saldırıya uğradılar
Dicle Haber Ajansı’ndan Mehmet Şah Oruç’un haberine göre, İstanbul Bayrampaşa’da tekstil atölyesi işleten ve atölyede Kürtçe müzik dinledikleri için ırkçı gruplar tarafından tehdit edilen Bülent Çoban ve amcasının oğlu Mehmet Sadık Çoban saldırıya uğradı. “Burada Kürtçe yok” diye bağıran 40 kişilik ırkçı grup atölyede bulunan bütün eşyaları kırarken, Mehmet Sadık Çoban’ın üzerine de kaynar su dökerek vücudunun yanmasına neden oldu.
Olayın ardından Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi edilen Çoban'ın kafasına 9 dikiş atıldı ve 26 günlük iş göremez raporu verildi. Polisin saldırganlar hakkında hiçbir işlem yapmaması üzerine mağdurlar, İnsan Hakları Derneği'ne başvurarak hukuki destek istedi.
Basın açıklamasına kimyasal gazla engelleme
Gençlik Federasyonu üyelerinin, “Parasız Eğitim, Sınavsız Gelecek İstiyoruz” ve “Tutsak Dev-Gençliler Serbest Bırakılsın” talepleriyle başlattıkları kampanya ile ilgili yapmak istedikleri basın açıklaması polis tarafından “kimyasal gaz” kullanılarak engellendi.
İstanbul Beyazıt Meydanı’nda kimyasal gazlı engellemeye maruz kalanlardan Nehir Sarıkaya, “Bizlere sıkılan gazın içeriğinin ne olduğunu dahi tarif edemiyorum. Nasıl bir kimyasal ise sıkıldığı yerde yanıklar oluşturuyor sıkılan kişiyi bayıltacak kadar etkili” dedi.
KCK basın davasında iki tahliye
Silivri'de bulunan İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen, gazetecilerin yargılandığı KCK basın davasında tutuklu 34 gazeteciden Oktay Candemir ve Çiğdem Aslan’ın tahliyesine karar verilirken, duruşma 4-8 Şubat 2013 yılına ertelendi.
Gizli tanık muamması
Geçtiğimiz Mart ayında "gizli tanık" ifadeleri doğrultusunda İzmir’in Bornova ilçesinde yapılan ev baskınlarında gözaltına alınarak tutuklanan 12 kişi serbest bırakıldı. Mahkemede dinlenen "gizli tanık 1" ile "Hasan" önceki ifadelerinde teşhis ettikleri sanıklar yerine teşhis için salona getirilen ama olayla hiçbir ilgisi olmayan kişilerin de olaya karıştığını söylemeleri salonda gülüşmelere neden oldu.
Öte yandan "Sercan" takma adlı gizli tanık adresinin bulunmadığı ve kendisine ulaşılamadığı için ifadesi alınamadı. Mahkeme heyeti gizli tanığın ifadesini almaktan vazgeçti.
Avukatlar, müvekkillerinin gizli tanığın çelişkili beyanlarından dolayı tutuklanarak mağdur edildiklerine işaret ederek, tahliyelerine karar verilmesini istedi. Mahkeme tutuklu sanıkları adli kontrol koşulu ile serbest bıraktı.
Terör örgütü üyesi Che Guevera!
Kırıkkale F Tipi Cezaevi’nde kalan hükümlü Talet Şanlı’nın boncuktan yaptığı Che Guevera ve Mahir Çayan portrelerine, Ceza Disiplin Kurulu tarafından el kondu. 28 Ağustos 2012 kararda, “Üç adet boncuktan yapılmış panoları ‘yasadışı sol terör örgütü mensubu kişilerin’ resminin yapılmış olduğu ve resimlerin propaganda amacıyla kullanılması mümkün olduğu anlaşıldığından sakıncalı bulunmuştur” denildi.
Şanlı’nın avukatı Evrim Deniz Karata mahkemeye yaptığı itirazda “Che ve Çayan devrimci insanlardır haklarında mahkeme kararı bulunmamaktadır” dedi. Ancak mahkeme itirazı reddetti.
Türkiye’ye “Hayata Dönüş” cezası
2000 yılında cezaevlerinde ki açlık grevlerini sona erdirmek için düzenlenen “Hayata Dönüş Operasyonu” ile ilgili olarak. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye’yi mahkûm etti.
F-Tipi cezaevlerini protesto için yapılan açlık grevine katılan ve katliam sırasında yaralanan Erol Arıkan, Hacer Arıkan, Turhan Tarakçı ve Dinçer Otluçimen'in açtığı davada AİHM, Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2. maddesini (Yaşam Hakkı) ihlal ettiğine hükmetti.
AİHM, Türkiye'nin, Erol Arıkan, Dinçer Otluçimen ve Turhan Tarakçı'ya 15'er bin Euro, Hacer Arıkan'a 20 bin Euro manevi tazminat ve dört başvuru sahibine mahkeme masrafı olarak 4 bin Euro ödemesini kararlaştırdı.
20 cezaevine düzenlenen operasyon 19 Aralık 2000’de başlamış ve 3 gün sürmüştü. Operasyon sırasında 30 kişi hayatını kaybetmiş. 287 kişide yaralanmıştı.
Yeni yorum gönder