Dokunulmazlıkları kaldırma tartışması
Başbakan Erdoğan, BDP’li milletvekillerinin eylemleri ve sözlerine ilişkin sorular üzerine şunları söyledi: “Bunların hepsi zaten Meclis’e geliyor, önümüze gelecek. Meclis’te de bunların değerlendirmesini, bizler, dokunulmazlık zırhına bürünen bu zevatla ilgili kararımızı dokunulmazlıklarını kaldırılmak suretiyle vereceğiz. Ondan sonrası artık yargıya ait”.
Bu konuşmanın ardından Barış ve Demokrasi Partili (BDP) dokuz milletvekili ile Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk'un dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ilişkin fezlekeler TBMM Adalet ve Anayasa Komisyonu'na geldi. Şemdinli’de PKK’lilerle kucaklaşma görüntüleri üzerine düzenlenen fezlekeler, karma komisyonda karara bağlanması durumunda TBMM Genel Kurulu'na gelecek.
Cumhurbaşkanı Gül ise dokunulmazlık meselesini "Kendimizi çıkmaz sokaklara itmememiz lazım. Geçmişte yaşananların tekrar edilmemesi gerekiyor" sözleriyle değerlendirdi.
Başbakan yargıyı göreve çağırdı
Erdoğan, tarihi ele alan Muhteşem Yüzyıl dizisini kınadı ve yargının diziye karşı harekete geçmesini istedi:
“Biz öyle bir Kanuni, öyle bir Sultan Süleyman tanımadık. Onun ömrünün 30 yılı at sırtında geçti. Sarayda o gördüğünüz dizilerdeki gibi geçmedi… Ve ben o dizilerin yönetmenlerini de o televizyonun sahiplerini de milletimizin huzurunda kınıyorum. Ve bu konuda da ilgilileri uyarmamıza rağmen yargının da gerekli kararı vermesini bekliyorum… Bu milletin değerleriyle oynamaya, milletçe gereken dersin, milletçe gereken cevabın hukuk içinde verilmesi gerekir”.
Ancak hukukçular Erdoğan’la aynı görüşü paylaşmıyor. Yargı’nın bu diziyi hangi kanunun hangi maddesine göre suçlayabileceği sorusuna yanıt verebilen çıkmadı.
AİHM’den üç mahkumiyet
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye’yi, Taksim’deki 1 Mayıs yasağı ve Özgür Gündem gazetesinin yaptığı haberler ile gazeteci Ruhat Mengi’nin yazısına verilen cezalara ilişkin üç ayrı davada “düşünce özgürlüğü” ve “örgütlenme özgürlüğü” ihlalleri sebebiyle mahkum etti.
- Özgür Gündem’de 25 Mart 2004’te yayınlanan PKK ile ilgili iki haber nedeniyle verilen cezaları Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) ‘düşünce özgürlüğü’ başlıklı 10. maddesine aykırı bulan AİHM, “adil yargılama” başlıklı 6. maddenin de ihlal edildiğini tespit etti. Gazete sahibi Hasan Bayar ile Genel Yayın Yönetmeni Ali Gürbüz’e 7800’er Euro tazminat ödenmesini kararlaştırdı.
- DİSK ve KESK’in 2008’de Taksim’de yapmak istedikleri 1 Mayıs kutlaması polis zoruyla engellenmişti. İki sendikanın başvurusu üzerine AİHS’nin 11. maddesinin ihlal edildiğini tespit eden Mahkeme, Türkiye’yi 1000 Euro tazminata mahkum etti.
- Gazeteci Ruhat Mengi, 2003’te Türk Ceza Kanunu tasarısını görüşen komisyon üyelerini, töre cinayeti maddelerinden ötürü eleştirdiği yazısı nedeniyle tazminata mahkum edilmişti. AİHM, Mengi’ye 7 bin lira tazminat ödenmesine ve mahkeme masraflarının Türkiye Cumhuriyeti tarafından karşılanmasına karar verdi.
‘Anadilde savunma’ komisyonda değiştirildi
TBMM Adalet Komisyonu, ‘anadilde savunma’ya ilişkin düzenlemeyi kapsayan Ceza Muhakemesi Kanunu ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nı kabul etti. Bu düzenlemeyle mevcut yasadaki “meramını anlatabilecek ölçüde Türkçe bilen sanık” ifadesi çıkarılıyor, sanığın iddianamenin okunması ve esas hakkında mütalaanın verilmesi üzerine sözlü savunmasını kendisini daha iyi ifade edebileceğini beyan ettiği başka bir dilde yapabileceği belirtiliyor. Ancak tercümanın gideri devlet tarafından karşılanmayacak ve sanık tercümanını il adli yargı adalet komisyonlarınca oluşturulan listeden seçecek.
Radikal’den Rifat Başaran’ın haberine göre Komisyon’nda söz alan Yargıtay Hakimi Kemalettin Eren tasarının mevcut düzenlemeden daha geri olduğunu savundu. Sanığın, tercümanın ücretini kendisinin karşılamasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu belirterek Türkiye’nin AİHM’de tazminat ödemeye mahkum olacağını söyleyen Eren ayrıca, anadilinde savunma yapmak isteyen sanığın, il adli yargı adalet komisyonu listesinden tercüman seçmesinin doğru olmayacağını ifade etti.
Ermeni kurumlarının adresleri teşhir edildi
Asılsız Ermeni İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİM-Der) Başkanı Göksel Gülbey 24-25-26 Kasım tarihlerinde kişisel Twitter hesabından İstanbul başta olmak üzere Türkiye’deki bütün Ermeni okul, kilise ve vakıflarının iletişim bilgilerini yayınladı. Gülbey daha önce de Ermenistan Cumhurbaşkanı’nın maketini idam etme eylemi düzenlemişti.
Radikal’in konu hakkında fikirlerini sorduğu isimlerden Rober Koptaş olayı bir milliyetçi tutumun dışavurumu olarak değerlendirmediğini çok daha derin ve karanlık bir zihniyetin kendini gösterdiğini söyledi. Bu durum karşısında savcıların harekete geçmesi, “kamu huzurunu bozmak” ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” maddesinden işlem yapması gerektiğini ifade etti. Hayko Bağdat ile Garo Paylan da Hrant Dink’in STÖ’lerin hedef göstermesi sonucunda öldürüldüğünü hatırlattı ve cinayetin hâlâ çözülememiş olduğunu vurguladı.
Grup Yorum davası devam ediyor
"DHKP-C örgütü üyeliği ve örgüt propagandası" suçlamalarıyla aralarında Grup Yorum üyelerinin de bulunduğu 13 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya Grup Yorum üyeleri Ali Arıcı, Seçkin Aydoğan, Caner Bozkurt ve Ayfer Rüzgar katılırken soruşturma kapsamında ev hapsinde bulunan grup üyesi Ezgi Dilan Balcı katılamadı. Ayfer Rüzgar savunmasında dava konusu suçlamaların Grup Yorum’a yapılmış bir saldırı olduğunu ifade etti. Başka bir dava kapsamında tutuklu bulunan sanık Seçkin Aydoğan ise şunları söyledi: "Hakkımda niçin dava açıldı, bilmiyorum… Grup Yorum’un verdiği konserler nedeniyle gözaltına alındığımı düşünüyorum."
Hakkında ‘Konutunu terk etmeme’ kararı bulunan Ezgi Dilan Balcı’nın diğer duruşmada hazır edilmesini kararlaştıran mahkeme duruşmayı 2 Nisan 2013’e ertelendi.
Kürt sanatçı Rojda gözaltına alındı
23 Kasım saat 20.00 sıralarında Atatürk Havalimanı’nda pasaport işlemlerini yaptıran Rojda, hakkında 2911 Sayılı Toplantı Ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefetten arama kararı olduğu gerekçesiyle gözaltına alındı. Rojda, neden gözaltına alındığı şeklindeki sorulara, "Şarkı söylediğim için" cevabını verdi. Sanatçının daha önce söz konusu soruşturma için ifade verdiği, ancak bunun sistemden düşmemesi nedeniyle gözaltına alındığı ortaya çıkınca Rojda serbest bırakıldı.
Pankarta mahkumiyet
İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi, Kocaeli'de girdikleri bir avukatlık bürosunun camından "Füze kalkanı değil, demokratik lise istiyoruz" yazılı pankart açan öğretmen Meral Dönmez ile üniversite öğrencisi Gülşah Işıklı’yı mahkum etti. Mahkeme heyeti, sanıkların, terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediklerinin sabit olduğunu belirterek “terör örgütüne üye olmak” suçundan 4 yıl 2 ay, “iş yeri dokunulmazlığını ihlal etme” suçundan da 2 yıl 6 ay olmak üzere toplam 6 yıl 8 ay hapisle cezalandırılmasına karar verdi. Sanıklar “iş ve çalışma hürriyetinin ihlal edilmesi” suçundan, kasıtları olmadığı gerekçesiyle beraat ederken, “terör örgütü propagandası yapmak” iddiasıyla açılan dava da 3. yargı paketi uyarınca ertelendi. 5 Aralık 2011’den itibaren tutuklu bulunan sanıklar, bu süre göz önünde bulundurularak tahliye edildi.
Felsefe öğretmenine ateizm soruşturması
İstanbul Ataşehir Nuri Cıngıllıoğlu Lisesi'nde felsefe öğretmenliği yapan Adnan Marangoz’a, derste “çocuklarımıza tevhid inancımıza aykırı bilgiler vermek” ve “ateizm gibi konulardan bahsederek çocuklarımızın kafasını bulandırmak” suçlamalarıyla soruşturma açıldı. Aynı zamanda Eğitim-Sen işyeri temsilcisi olan Marangoz, bianet'e verdiği demecinde, söz konusu suçlamanın başlı başına suç olduğunu söyledi. ‘Tevhid inancımıza aykırılık’la suçlandığını vurgulayarak herkesin bu inançta olmasının zorunlu olup olmadığını sordu. Felsefe dersini Allah’ın birliği ilkesine uygun anlatmak mecburiyetinde olmadığını ifade eden Marangoz, kafa bulandırma suçlamasına da şu sözlerle cevap verdi: "Zaten amacımız kafa bulandırmak, yerleşik inançları rencide etmeden tartışmaya açmaktır”.
Öğretmenlerin rakısı soruşturulmayacak!
Yeni Akit gazetesi 2,5 yıl önce gittikleri piknikte rakı içerken çektirdikleri fotoğrafları Facebook’ta paylaşan Antalya Lisesi öğretmenlerini “Lisede ahlaksızlık” manşetiyle haberleştirdi. Haberi ihbar kabul eden İl Milli Eğitim Müdürlüğü, rakı bardaklarıyla poz veren 11 öğretmen hakkında inceleme başlattı. Konunun kamuoyunda yoğun bir şekilde tartışılmasının ardından öğretmenler hakkında soruşturma açılmasına gerek görülmediği açıklandı.
Redhack davasında tahliye
RedHack davasında "terör örgütü üyesi olmamakla beraber, silahlı terör örgütü adına suç işlemek, bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına hukuka aykırı olarak girmek, bilişim sisteminin işleyişini engellemek ve bozmak, kişisel verilerin ele geçirilmesi ve yayımlanması, gizli bilgileri temin etmek" iddialarıyla haklarında 24 yıl hapis cezası istenen 3’ü tutuklu 10 sanığın ilk duruşması Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme tutuklu sanıkları tahliye etti.
Tahliye edilen sanıklar Alaattin Karagenç Ankara Emniyet sitesine yasadışı olarak girdiği yönünde bir delil olmadığını; diğer tutuklu sanıklar lise öğrencisi Uğur Cihan Okutulmuş ile üniversite öğrencisi Duygu Kerimoğlu da Ankara Emniyet Müdürlüğü sitesini çökertecek kadar bilgisayar bilgilerinin olmadığını söylediler. Kerimoğlu, Facebook sayfasında paylaştığı Deniz Gezmiş, Yılmaz Güney, Ece Temelkuran gibi kişilere ait resimlerin suç unsuru kabul edildiğini ifade etti.
Orduda en ağır suç eşcinsellik
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye’ye ordudaki disiplin cezaları nedeniyle verdiği mahkumiyet kararları üzerine TSK'da disiplin cezaları yeniden düzenlendi. Askeri personel hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilmemesi gibi uygulamaların getirildiği tasarıda eşcinsellik ise ‘en ağır disiplin suçu’ diye tarif edildi ve cezası ‘meslekten atılma’ olarak belirlendi.
Eşcinsel ilişkinin “gayri tabii mukarenet” şeklinde tanımlandığı disiplin kanununda meslekten atılma cezasının uygulandığı diğer suçlar ise; adam öldürme, ağır hapis veya bir seneden fazla hapis cezası alma, Askeri mahkemeler tarafından üç aydan fazla hapis cezası almak, rüşvet ve dolandırıcılık, yolsuzluk yapmak, devlet sırlarını açığa çıkarmak.
Necati Abay sürgünde
Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu (TGDP) Temsilcisi Necati Abay Almanya'ya iltica başvurusu yaptığını ve Türkiye'ye dönmeyeceğini açıkladı. Kanıt olmadığı halde ‘kanaatten’ mahkum edilen Abay, konu hakkındaki yazılı açıklamasında şunları söyledi: "Türkiye'de susturuldum ve artık sürgündeki bir gazeteciyim... Yargıtay'ın beraat istemiyle mahkumiyet kararını bozacağı düşüncesindeydim".
Atılım gazetesinde yazar-editör olarak çalışırken 13 Nisan 2003 tarihinde Kadıköy'deki evinden gözaltına alınan Abay, dosyaya Aligül Alkaya'nın işkence altında verdiği ifadelerle dahil edilmiş; Alkaya da işkence gördüğü için başvurduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) Türkiye'yi mahkum ettirmişti. Bütün yargılama boyunca verdiği ifadelerde Abay'la ilgili ifadenin kendisine ait olmadığını belirten Alkaya'nın bu ifadeleri sekiz yıl süren duruşma boyunca hiç dikkate alınmadı. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Abay'a ‘örgüt yöneticiliğinden’ 18 yıl 9 ay hapis cezası vermiş, Yargıtay cezayı fazla bularak sanığa örgüt üyeliğinden’ 10-15 yıl arasında ceza vermesi gerektiğini belirtmişti.
Pınar Selek'le dayanışmaya çağrı
27 Kasım 2012 akşamı, Pınar Selek'in üç kez beraat ettiği Mısır Çarşısı davasında tekrar müebbetle yargılanmak istenmesiyle ilgili bir dayanışma gecesi düzenlendi, 13 Aralık'ta görülecek duruşmaya geniş katılım sağlanması için çağrı yapıldı. Uluslararası PEN, PEN Almanya, FİDH Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu ve Türkiye'den birçok sivil toplum örgütünün destek mesajları ve basın açıklamalarının paylaşıldığı toplantıya basın, akademi ve sivil toplumdan pek çok isim katıldı.
Bu haftanın ifade özgürlüğü duruşmaları
Sanık : Halil Savda
Mahkeme ve duruşma tarihi : Beyoğlu 3. Sulh Ceza Mahkemesi, 6 Aralık 2012, Saat: 15:00
Açıklama : Bu dava, "www.savaşkarsitlari.org" adlı sitenin sahibi ve yöneticisi olan Halil Savda'nın başka bir sitede Ahmet Ateşli hakkında yayınlanan "Ağar:İddialar ve Ötesi" başlıklı yazıyı yukarıda belirtilen sitesinde yayınlaması nedeniyle açıldı.
**************
Sanık : 1-Halil Savda 2-Mehmet Atak 3-Fahri Fatih Tezcan 4-Ahmet Aydemir 5-Davut Erkan
Mahkeme ve duruşma tarihi : Eskişehir 4. Sulh Ceza Mahkemesi, 6 Aralık 2012, Saat: 15:05
Açıklama : Vicdani retçi Enver Aydemir'in Eskişehir Askeri Mahkemesi'nde tutuklu yargılandığı duruşmaya destek için giden beş kişi hakkında ilgili dava açıldı. Yargılanacaklar arasında vicdani retçi Aydemir'in babası Ahmet Aydemir ile avukatı Davut Erkan da bulunuyor. Basın açıklamasında atılan şu sloganlar suç olarak kabul edildi: "Herkes bebek doğar", "Barış için Vicdani Redciler", "Hiç kimse asker doğmaz", "Biz orduya sadece fındığa gideriz", "Enver Aydemir serbest bırakılsın".
Geçen haftanın ifade özgürlüğü duruşmaları:
· Ali Akbaş ile Behlül Metin hakkında, Kocaeli Kartepe İnsan Hakları Derneği’nin 21 Ocak 2012’de “Faşist militarist törenler kaldırılsın” başlıklı, 10 Kasım törenlerini Kuzey Kore Devlet Başkanı Kim Jong İl için mecburi yas ilan edilmesine benzetildiği açıklaması sebebiyle açılan dava Kocaeli Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Sanıklar savunma yaptı. Duruşma 22 Şubat 2013, saat 10:00’a ertelendi.
(Manşet illüstrasyonu Chynne Minnie'ye aittir.)
Yeni yorum gönder