ANTENNA tarafından hazırlanan düşünce özgürlüğü bülteninde yok yok! Gözaltına alınan akademisyenlerden öğrencilere bu haftamızda bir sürü düşünce özgürlüğü ihlaliyle geçti.
Van Belediye Başkanı da gözaltında
Van'da düzenlenen operasyonlarda Belediye Başkanı Bekir Kaya, Edremit Belediye Başkanı Abdülkerim Sayan ve Bostaniçi Belediye Başkanı Nezahat Ergüneş ile birlikte 10 BDP'li gözaltına alındı. Belediye binası ile parti yöneticilerinin ev ve işyerlerinde arama yapıldı.
‘Tıp’ operasyonu
Ankara, İstanbul, Diyarbakır, Kırıkkale ve Mardin'de KCK operasyonları kapsamında Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Birliği (SES) Öğrenci Komisyonu ve Türk Tabipler Birliği (TTB) üyesi çok sayıda tıp öğrencisi gözaltına alındı. Fırat Haber Ajansı (ANF) ve gazeteler operasyona ilişkin “90'a yakın öğrenci gözaltına alındı” derken Anadolu Ajansı (AA) gözaltı sayısını 49 olarak verdi.
Ferhat ile Berna'ya 8 yıl 5 ay hapis!
Başbakan Erdoğan’ın katıldığı ‘Roman Açılımı’ toplantısında “Parasız eğitim istiyoruz, alacağız” pankartı açan Ankara Üniversitesi öğrencileri Ferhat Tüzer ile Berna Yılmaz, ‘DHKP/C terör örgütü üyeliği’ ve ‘örgüt propagandası yapmak’ suçlamasıyla 8 yıl 5 ay hapse mahkum edildi. 18 ay boyunca tutuklu yargılanan öğrenciler, 6 Ekim 2012’de görülen duruşmada tahliye edilmişti. Örgüt üyesi olmak suçundan beraatine karar verilen diğer öğrenci Utku Aykar’ın da örgüt propagandası yapmak suçundan 2 yıl 2 ay 20 gün hapsine hükmedildi. Sanıkların avukatı Taylan Tanay şunları söyledi:
“Bu yargılamanın başından itibaren adil yargılama hakkı ihlal edildi. Mütalaasında bu çocuklara ‘beraat verilsin’ diyen savcı, kısa süre sonra kararname ile kendini Büyükçekmece’de buldu. Özel yetkileri de alındı”
Kasten yaralayan polise ceza yok!
Hrant Dink'in öldürülmesinin ilk yıldönümünde yapılan anma etkinliğine katılan memur Kemalettin Rıdvan Yalın polis kurşunuyla vurularak yaralandı. Polis Muhammet Gişi’ye ‘kasten yaralama’dan 17,5 yıl hapis cezası veren mahkeme, karar anına kadar hiçbir duruşmaya gelmeyen sanık polis hakkında “duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurarak, yeniden suç işlemeyeceği hususunda vicdani kanaat oluştuğundan” hükmün açıklanmasını geriye bıraktı. Kameraman Göktan Bedük, 7 Kasım 2008’de verdiği ifadesinde Gişi için, “Silahı çekerek taşın geldiği tarafa, göstericilere göğüs hizasında bir el ateş etti” demiş, fakat Gişi bulunamamıştı. Polis memuru, ancak 2 yıl 1 ay sonra alınan ifadesinde silahın “kaza sonucu” ateş aldığını söylemişti.
Çatışan eylemcilerle polisin arasında kalan Yalın, resmi giyimli polis Muhammet Gişi’nin ateşi sonucu dizinden yaralanmıştı. Taksim İlk Yardım Hastanesi’ne kaldırıldı, üç gün yanında polis bekletildi. Yalın’a göre polisler, “Ermeni p.. misin”, “Ne işin var Hrant’ın yanında” diyordu. İhtiyaçlarını gidermesine izin verilmedi ve ailesiyle görüştürülmedi. Daha sonra Yalın için gözaltı kararı olmadığı, polislerin yasa dışı yaptırım uyguladığı ortaya çıktı. Yalın, taburcu edildikten sonra, nereden geldiği belli olmayan ‘bomba ihbarı’ ile Üsküdar’daki evi basıldı. Hiçbir şey bulunamadı. Yalın hakkında ‘2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet ve mala zarar verme’ iddiasıyla açılan dava 4 yıl sonra beraatle sonuçlandı.
Cenazede ölüm
Hakkari'nin Yüksekova İlçesi'nde PKK'li Cengiz Özek'in cenaze törenine katıldıktan sonra taziye evine yürüyen gruba polis saldırdı. Açılan ateş sonucu yaralanan Özgür Taşar hayatını kaybetti; Veysi Yıldırım ve adı öğrenilemeyen bir kişi de yaralandı. Fırat Haber Ajansı'nın haberine göre Taşar, bir polis panzerinin üzerinden atılan kurşunla vuruldu. Radikal gazetesi ise ateşin kalabalık içerisinden açıldığını yazdı.
Diyarbakır Cezaevi kitabı mahkum oldu
Yazar İrfan Babaoğlu, Auschwitz'ten Diyarbakır'a 5 Nolu Cezaevi kitabında cezaevinde yaşananları anlattı. Yazar, Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde iki ay önce açılan davada, Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 7/2 maddesi uyarınca "PKK propagandası" yapmaktan 1 yıl 3 ay hapis cezası aldı. Yayıncı Aram Yayınları'na da 16 bin TL para cezası verildi. Karara tepki gösteren Babaoğlu, kitabın ilk baskısının 12 Haziran 2011 seçiminden önce piyasaya çıktığını ve bir soruşturma dahi açılmadığını, ancak ikinci baskının çıkmasından sonra dava açıldığını anlattı. Savcının “örgüt propagandası”na verdiği örnekler arasında açlık grevine başlayan Ali Çiçek isimli örgüt üyesinin “PKK bize teslimiyeti değil, direnişi öğretti” sözleri ve Keşe isimli örgüt mensubunun, PKK’yi Kürdistan’ı kurmaya çalıştığı ve ağalara karşı çıktığı için sevdiğini söylemesi bulunuyor.
2012 Yayınlama Özgürlüğü Raporu açıklandı
Türkiye Yayıncılar Birliği, 1995'ten beri olduğu gibi bu yıl da yayınlama özgürlüğüne ilişkin bir rapor yayımladı. Raporda Terörle Mücadele Kanunu (TMK) ve Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) belirli maddeleri toplumda ve devlet nezdinde genel kabul görmeyen, eleştirel düşüncelerin ifade edilmesinin önünün ağır suçlamalar, cezalar, uzun ve zorlu soruşturma ve dava süreçleriyle kesildiği ve bu tutumla otosansür mekanizmasının beslendiği ifade ediliyor,
muhalif düşünceleri dolayısıyla hapse girenlerin sayısının yükseldiği anlatılıyor, 2011'de en ciddi darbelerden birinin basına vurulduğu kaydediliyor ve uzun tutukluluk sorununa dikkat çekiliyor. Birçok yazara ve yayıncılara "kişilik haklarına saldırı", "iftira ve hakaret", "yasadışı örgüt propagandası" ve "dini değerleri aşağılama" gibi gerekçelerle açılan davalardan söz ediliyor. Ayrıca kitapların kimi zaman da suç delili olarak kayıtlara geçtiği belirtiliyor.
Tutuklu gazetecilere tanıklık
Gazetecilere Özgürlük Platformu, tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması talebiyle "Tanıklık Günleri" adı altında kampanya başlattı. Kampanya kapsamında hafta içi her gün Çağlayan Adliyesi önünde eylemler yapılacak. Her gün 5 gazetecinin aileleri ve çalışma arkadaşları, onlarla ilgili tanıklıklarını anlatacak. Hafta için her gün saat 12.00'da gerçekleştirilecek eylemlerin 28 Haziran'a kadar sürmesi planlanıyor. İlk eylem Kenan Kırkaya, Sedat Şenoğlu, Sevcan Atak, Turhan Özlü ve Zeynep Kuray için gerçekleştirildi. Çağlayan Adliyesi önünde toplanan tutuklu gazetecilerin yakınları ve meslektaşları, "Hapisteki gazetecilere özgürlük" "Özgür basın özgür toplum", "Gazeteciler içeride tacizciler dışarıda", "Gerçeklerin temiz ise bu endişe niye" yazılı dövizler ve gazetecilerin fotoğraflarını taşıdı.
Düşünce Özgürlüğü Ödülleri sahiplerine verildi
Türkiye Yayıncılar Birliği Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülleri sahiplerine verildi. Yayıncı ödülü yayımladığı kitapları toplatılan ve yargılanan Metis Yayınevi direktörü Semih Sökmen’e, kitapçı ödülü ağır ekonomik ve siyasal koşullar altında mesleğini İnkılap Kitabevi Cağaloğlu Şubesi’nde sürdüren Onnik Şenorkyan’a, yazar ödülü de çeşitli cezalara çarptırılan ve yargılanması süren gazeteci İsmail Saymaz ’a verildi. Ödül konuşmalarında Sökmen, "İllallah" ajandasına açılan ve hiçbir gelişme kaydetmeyen duruşmadan geldiğini söyledi. Saymaz da “Haber kaynaklarımızın tutuklandığı, bizim de tutuklanmamak için çaba sarf etmek zorunda kaldığımız bu süreçte gazetecinin yalnızlığını ve çaresizliğini gördüm. Gazetecileri tutuklamak için olağan ilişki ağlarını dahi suç delili saydılar” diyerek ödülü tutuklu muhabir Zeynep Kuray’a ithaf etti.
Öğretim görevlisine başörtüsü soruşturması
Akdeniz Üniversitesi'nde bir sınava başörtüsüyle giren öğrenciyi sınavdan çıkaran öğretim görevlisine disiplin soruşturması açıldı. Söz konusu öğrenci ile olaya tepki göstererek sınavı terk eden 4 öğrenci, tekrar sınava alınacak. Üniversitenin İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şafak Aksoy iddiaya ilişkin disiplin soruşturması açılacağını bildirdi.
Translara sopa tehdidi
Antalya’da Altındağ Mahallesi sakinleri, “yol üzerinde müşteri bekledikleri” gerekçesiyle trans bireylere yönelik protesto eylemi düzenledi. Bir mahalleli ile trans birey arasında yaşanan tartışmanın ardından yaklaşık 100 mahalleli sokağa dökülerek “sorunu çözmesi” için İçişleri Bakanlığı’nı “göreve” çağırdı. Mahalleliler, sorun çözülmezse “ellerinde sopalarla nöbet tutacaklarını” söyledi.
Temyiz: 46 TL
Bu hafta genel yayın yönetmenimiz Elif Bereketli’ye Balıkesir L Tipi Kapalı Cezaevi’nden trajikomik bir mektup geldi. Mektupta, adi suçlardan cezası infaz edilen mahkumların temyize gidebilmeleri için 46 lira para talebinde bulunulduğu yazıyor. Maddi durumları iyi olmayan mahkumlar, bu sefer de kaderlerine mahkum ediliyor. Hatta Y. A.’nın mahkemece verilen ceza sonunda mahkeme başkanına hitaben, maddi durumunun olmadığını ve verilen cezasının temyize gidemeyeceğini belirtmesiyle mahkeme başkanının insiyatifiyle ve bir insanlık duruşunda bulunarak kendi cebinden temyiz ücretini ödemiş.
Bu haftanın ifade özgürlüğü duruşmaları
Sanık: Aysel Tuğluk
Mahkeme ve duruşma tarihi: Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 12 Haziran 2012, Saat: 09:00
Açıklama: Aysel Tuğluk hakkında hazırlanan iddianamede, 2005 ve 2009 yılları arasında Diyarbakır'daki bazı etkinliklerde yaptığı konuşmalar ile basında çıkan açıklamaları yer aldı. İddianamede, Tuğluk'un yaptığı 12 ayrı konuşmada suç unsurunun tespit edildiği kaydedildi. Tuğluk'un toplam 70 yıl hapsi isteniyor.
Yeni yorum gönder