8-11 Kasım tarihleri arasında yapılacak olan Marksizm günleri kapsamında İstanbul'a gelecek olan ünlü İngiliz eleştirmen ve marksist filozof Terry Eagleton, kitabı Marx Neden Haklıydı ile aynı adı taşıyan bir konuşma yapacak. Toplantı 9 Kasım Cuma günü Taksim Hill Otel'de gerçekleşecek.
"Yeni bir dünyayı hep birlikte yaratalım," sloganıyla gerçekleştirilecek Marksizm 2012 (Güz) toplantılarında bu yıl toplam 54 konuşmacı yer alacak. Açılış toplantısının Irkçılığı Yenmek ve Nefret Suçlarını Durdurmak başlığı ile yapılacağı Marksizm günlerinde, Bülent Somay ile birlikte Marksizm ve Edebiyat Eleştirisi üzerine de konuşacak olan Eagleton, daha sonra Marx Neden Haklıydı isimli bir konuşma yapacak.
Marksizm günlerinin son toplantısı ise 1915'den 2015'e Soykırımla Yüzleşme Forumu adıyla gerçekleşecek. Bu forumda Ferhat Kentel'in moderatörlüğünde Cengiz Aktar, Ragıp Zarakolu ve birçok aktivist konuşacak.
Geçtiğimiz ay Fikri Sabit köşesinde Eagleton'ın son kitabı Edebiyat Olayı ile ilgili şu sözler yer alıyordu:
"Hadi Eagleton’la beraber soralım o hep aklımızı kurcalayan meşum soruyu: Edebiyat nedir? Eagleton’ın yaptığı öncelikle bu soruya verdiğimiz her yanıtın elimize düşen kar taneleri gibi, birkaç saniye içinde yok olacağının altını çizmek, bugüne kadar yapılan tüm tanımlamaların edebiyatı anlamlandırmakta ne kadar başarısız olduğunu göstermek ve yine de her şeye rağmen sanat bağlamında genel bir bakış açısına işaret etmek: “Romantizmden bu yana sanat eserinin en hayati işlevlerinden biri, ihtişamla ve neredeyse benzersiz bir şekilde, bir işlevden muaf olarak, söylediğinden çok gösterdiği vasıtasıyla yararlılığın, mübadele değerinin ve hesapçı mantığın esiri olmuş bir medeniyete örtük bir sitem işlevi görmesidir.
Bu bakış açısına göre sanatın işlevi, işlevinin olmamasıdır.” Hayal gücünün ne olursa olsun statükoya ayak direyen bir yanı vardır, diyor Eagleton. Ama bütün bunların ardından yine de edebiyata dair gerçek anlamda hiçbir şey söylememiş olduğunda diretiyor. Edebiyat nedir sorusuna verilen her yanıtın “Peki ya…?” sorusunun zaferi karşısındaki zayıflığı, verilebilecek tüm ölçütlerin yarım yamalaklığı da cabası… Sanatın ve edebiyatın kendine içkin muhalifliği değil ama elbette Eagleton’ın her an tanımdan uzaklaşan tanımlama ve yorumlama biçimi bu."
Yazının devamını buradan okuyabilirsiniz.
Yeni yorum gönder