Lisedeyim. Güzel okulumda İngilizce dersindeyiz ve öğretmenimiz bu dönem okuyacağımız romanın Bülbülü Öldürmek olacağını söylüyor. Hepimiz kitabı alıyoruz, okuyoruz, altını çiziyoruz defalarca, quiz'ler sınavlar oluyoruz. Suyunu çıkarıyoruz romanın, etkileniyoruz Harper Lee'nin dilinden, anlattıklarından. Her ne kadar bizim topraklarımızda geçen bir hikaye olmasa da, hepimiz bir yerinden aşinayız temasına: Irkçılık. Sonra filmi seyrediyoruz, Atticus, Scout, Dill, Jem ve Boo Radley gerçek oluveriyorlar gözlerimizin önünde. Ve şimdi, lise mezuniyetimin üzerinden neredeyse 10 yıl geçmiş olmasına rağmen, Noisettes'in Atticus şarkısını dinlediğimde, romanı okurken hissettiklerimi hissedebiliyorum.
Bülbülü Öldürmek, Nelle Harper Lee'nin 1960 yılında yayımladığı, başta Pulitzer olmak üzere pek çok ödül alan romanı. Lee, daha sonra bir roman yazmamış olmasına rağmen, bu romanla Başkanlık Özgürlük Ödülü'nü almış ve roman, Amerikan Edebiyatı'nın klasikleri arasına girmiş. 1936 yılında, Harper Lee 10 yaşındayken, Monroeville'de yaşadıkları mahallede gerçekleşen bir olaydan ve bu olayın kendi ailesi ve komşuları üzerindeki tesirinden esinlenen romanda anlatıcı Scout, Harper Lee'dir aslında. Ve ilginç bir bilgi: Romanda Scout'ın yakın arkadaşı ve kapı komşusu olan Dill, gerçek hayatta Harper Lee'nin çocukluk arkadaşı Truman Capote'dir.
Romanda Scout'ın babası Atticus önemli bir karakterdir. ABD'de asılsız bir iddia ile suçlanan bir siyahinin avukatlığını yapan Atticus Finch, ırkçı komşuların tepkisini çekerken, roman aynı zamanda tecavüz, masumiyetin yitirilişi, hukukun işleyişinde yaşanan sıkıntılar ve ırksal eşitsizlik konularıyla da derinden ilgilenir. Evden hiç çıkmayıp, kendini hiç göstermemesi sebebiyle küçük çocukların "öcü" belledikleri Boo Radley ise romanın sonunda bize korkularımızın yalnızca kafamızda kurduğumuz yanılsamalar olduğunu gösterir. Bülbülü Öldürmek romanının özgün adına baktığımızda, To Kill a Mockingbird derken kastedilenin bülbül olmadığını, öldürülen şeyin masumiyet olduğunu fark etmek mümkün. Roman da aslında, Bayan Maudie'nin Scout'a söylediği bir sözün etrafında dönüyor: "İstediğiniz kadar şakrak kuşu vurabilirsiniz ama bülbülü öldürmek günahtır, bunu asla unutmayın."
Gelelim bu haftanın şarkısına. Londra merkezli Indie Rock grubu Noisettes'in Atticus şarkısı şu sözlerle başlıyor: "Bülbülü öldürmek, seni baştan çıkaran şarkıyı susturmak içindir. Peki neden?" Klibi olmayan bu şarkının aşağıdaki videosu da oldukça etkileyici. 2009 yılında New Pop Festivali'nde sahneye çıkan grubun solisti Shingai Shoniwa, sıradaki parçayı "arka taraftaki" konser dinleyicilerine ithaf ettiğini söyler ve sahneyi terk eder. Devamını buyrun, siz seyredin:
Değerlerine bağlı ve dürüst avukat Atticus gibi güçlü olduğunu söyler Shingai, şarkının sonuna doğru duygusallaşır ve videonun sonunda görebileceğiniz gibi ağlar biraz. Bir aşk şarkısı olmasının yanı sıra, korkusuz olmayı öğütler sanki. Atticus'un mahkemede Tom Robinson'ı savunurken olduğu gibi. Romanın içinde yer alan "Avukatlar da bir zamanlar çocuktu," sözü ise sanırım bugünün Avukatlar Günü olmasıyla biraz daha anlam kazanıyor.
Bülbülü Öldürmek romanının 1962 yılında beyazperdeye de uyarlandığını ve Atticus Finch'i canlandıran Gregory Peck'in ise 1963 yılında En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ını aldığını not düşelim.
(Manşet görseli buradan alınmıştır.)
Yeni yorum gönder