Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

EDEP, dört boyutlu bir uzay parçasıdır



Toplam oy: 631

"Edep bizim pornografik vicdanımızdır" diyerek yayın hayatına başlayan EDEP, şiir ve illüstrasyonlarla yapılmış bir e-dergi ve kısa filmlerin yer aldığı bir platform. Başka bir ifadeyle, "pornografik vicdanımıza dair süresiz süreli bir yayın."

 

Bu platformda yayınlanan metinleri hazırlayan Yusuf Uğur Uğurel, bir edebiyat dergisi olmadıklarını belirterek, "Her sayımızda uçlara parmak basacağız; büyük kavramların, bilinen şeylerin bilmediğimiz uçlarına" dedi.

 

Zaten ilk sayının kapağında da şu ifadeler yer alıyor: "Dil ile Sınanmak, Dile Direnmek, Dil ile Direnmek ya da Orospular, Travestiler, Filozoflar ve Faşizm ya da Söz Vermek, Sözünden Dönmek"

 

Uğurel ile EDEP adlı bu platformu konuştuk:

 

 

Öncelikle dergiyi hazırlayan ekibi tanıyabilir miyiz?

 

Dergiden ziyade bir platform dememiz daha doğru olur EDEP için. www.edeplesmek.com EDEP’in dolaşıma ve dolayıma girdiği adres. İlk bakışta bir dergi gibi görünen EDEP; şiir ve illüstrasyonlarla yapılmış bir e-dergi ve kısa filmlerin yer aldığı bir platform: Pornografik Vicdanımıza Dair Süresiz Süreli Yayın Platformu. Dergi sayfalarından birine dair çekilmiş Çetrefil adlı kısa film de www.edeplesmek.com’da yer alıyor.

 

Ekibe gelirsek; platformun yaratıcı üretim tarafında illüstrasyonlar, filmlerin yönetmenliği ve müziğinde Halil İbrahim Barutçu ve şiirde bendeniz Yusuf Uğur Uğurel var. Halil Barutçu; 1966 İstanbul doğumlu, Maçka Teknik Lisesi mezunu, Marmara Üniversitesi Grafik tasarım terk, Yaratıcı Yönetmen, Has Secret adlı bir deneme kitabı ve reklamcılık alanında birçok ödülü var. Yaklaşık 6 yıldır birlikte reklamcılık yapıyoruz. Ben Galatasaray Üniversitesi Felsefe bölümü mezunuyum,  Varlık Dergisi 2007 Yaşar Nabi Nayır Gençlik Şiir Ödülü’yle çıkan Yağmuru Bekleme Odası adlı bir şiir kitabım var.

 

Halil Barutçu’nun dergicilik tecrübesinden bahsedebiliriz: 90’larda çıkan Uç adlı fanzinin yaratıcılarından kendisi. Benim dergicilik tecrübemse işin mutfağından ziyade 2005’te Varlık Dergisi’nde başlamak üzere Yasakmeyve, Özgür Edebiyat, yeniyazı ve daha pek çok dergide şiir yayımlamaktan ibaret...

 

EDEP’in oluşumunda dostlarımızın da çok katkısı oldu tabii. Böyle bir yapının hangi mecrada olması konusunda Metin Celal bize fikirler verdi, ilk sayının ve kısa filmlerin sponsorluğunu Özlem İkiışık Barutçu üstlendi, şiiri İngilizce’ye Barış Mumyakmaz çevirdi, kısa filmlerin görüntü yönetmenliğini A. Onur Ayhan, prodüksiyonunu Merve Yapar ve Mine Yapar, ses tasarımını Kerem Aksoy yaptı, e-dergi’nin mizanpajı Serhat Bal’a, www.edeplesmek.com’un yapımı da Samet Şevik’e ait.

 

EDEP e-dergi’de gördüğüm kadarıyla, şiirleri illüstrasyonlarla sunuyorsunuz...

 

Bundan biraz teorik olarak bahsedelim. Bir Gövde-Metin olarak şiiri ve bir Vücut-Görsel olarak hareketsiz/ hareketli görüntüyü EDEP’te bir araya getiriyoruz. Gövde-Metin/Vücut-Görsel; yazanın/çizenin kendini metin/çizgi kıldığı, yazının/tasarımın gövdeye/vücuda dönüştüğü, okuyanın/görenin sadece düşüncesine değil bedenine de temas eden, çarpan/saran, dönüştüren üç ve hatta dört boyutlu uzay parçasıdır.

 

Bu kavram; Blanchot, Spinoza, Edip Cansever ve Turgut Uyar’dan ayrı düşünülemez. EDEP’in ilk sayısında öncelikli olarak “insan” kavramının olmadığı bir gelecek düşlüyoruz.

 

Disiplinlerarası her şeyin, her şeyden önce ilk amaçlarından biri bedenler olmalı. Birden fazla estetik alan, daha fazla farklı bedenler ve çapraz iletişimler getirecek bize. Hareketsiz/hareketli görselin çektiği bir bedeni, şiirle tanıştırmak ya da şiirin çektiği bir bedeni hareketsiz/hareketli görüntüyle başbaşa bırakmak; hem dolaylı hem dolaysız birincil iletişim amacımız.

 

"Edep bizim pornografik vicdanımızdır" mottosunu biraz açabilir misiniz?

 

Bu motto yeterince pornografik bizce, daha fazla açılmasın kâğıt üstünde... Kökene dair birkaç kelime söylersek: İroni ve trajedi.

Kimlere ulaşmak istiyorsunuz?

 

Rahatsız edebileceğimiz ve sinirlerini, fıtratlarını, inançlarını bozabileceğimiz herkes bizi okusun istiyoruz. Yeni dostlara ulaşmak isteriz, hiç tanımadığımız dostlara; Spinoza’nın bir kavramı olan “varolma direnci”miz daha güçlü olacak böylece...

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.