Birleşik Krallık'ın kitaplara ilişkin son günlerdeki gündem maddelerinden ikisi İngiliz gençliğini ve eğitim politikalarını mercek altına alıyor, okulların çocukların yaratıcılığını ne derece pekiştirdiğini sorgulatıyor. Ayrıca akla şu soruyu getiriyor: "Eğitim sistemi çocukların vizyonunu genişletiyor mu, yoksa daraltıyor mu?"
Gelişmelerden biri mevcut sınav sistemiyle ilişkili. Çocuk kitapları kaleme alan bir grup yazar, çocukların İngilizce ve matematikteki başarısını ölçmek için 7 ve 11 yaşlarında yapılan SAT'ın ve okullardaki mevcut gramer/yazma öğretiminin genç dimağları körelttiğine ve çocukları potansiyellerini ortaya çıkarmaktan alıkoyduğuna dikkat çekerek, bu durumun geleceğin yazar ve şairlerini ciddi biçimde ve negatif yönde etkileyeceğini öne sürüyor. Eğitim Bakanlığı'nın sunduğu yeni terminoloji, dilbilgisi kurallarının sınırlarını daralttıkça daraltıyor ve yazarlara göre bu sıkı prosedürler çocukların yazarkenki özgürlüğüne darbe vuruyor; ayrıca anadillerine yabancılaşmasına ve edebiyattan soğumasına sebebiyet veriyor.
Gözleri çocuk edebiyatına ve pedagojiye çeviren ikinci gelişme ise bir İngiliz eğitimcinin bazı çocuk kitaplarının tehlikelerine ilişkin iddiası oldu. The Acorn School'un müdürü Graeme Whiting, okulun web sitesinde yayınlanan yazısında, aileleri çocuklarını Harry Potter, Taht Oyunları, Yüzüklerin Efendisi, Açlık Oyunları gibi fantastik ögeler içeren kitaplardan uzak tutmaları konusunda, bu kitapların akıl hastalığına yol açabileceğini öne sürerek uyardı ve ailelerden bu "uygunsuz" kitapları yasakalamalarını istedi. Whiting, bu içerikteki yapıtların "ruhsuz ve karanlık" yönüne atıfta bulunarak, çocuklara "sevgiyi ve pozitif duyguları" aşılayacak kitapların okutulması gerektiğini aktardı. Geleneksel ve klasik edebiyattan uzaklaşmanın çocukların duygusal dünyalarını bloke edebileceğini söyleyen eğitimci, modern dünyanın mekanik ve hissiz gerçekliğinin "yeni nesil" kitaplarda açıkça ortaya konulduğunu, bu kitapları almak için "lisans belgesi" aranması gerektiğini sözlerine ekledi.
* Çeviren: Özge Bölen
* Görsel: Onur Atay
* Kaynak: The Independent, The Guardian
Yeni yorum gönder