Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Geçen haftanın düşünce özgürlüğü ihlalleri! (14 Ocak 2011)



Toplam oy: 821

KCK davasında yine Kürtçe savunma ve tahliye yok

Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 104’ü tutuklu 152 sanığın yargılandığı KCK davasına devam edildi.  Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu 100 sanık ile aralarında Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş'ın da bulunduğu dört tutuksuz sanık katıldı. Sanıklar yine yoklamada Kürtçe “Ez li virim” (Buradayım) diye yanıt verdi. Duruşma, sanık avukatlarının beyanlarının ve tahliye taleplerinin alınmasıyla devam etti. Mahkeme, Kürtçe savunma ve tahliye taleplerini yine reddetti. Duruşmayı 18 Ocak'a erteledi.

Aralarında İnsan Hakları Derneği yöneticileri, avukatlar, akademisyenler, sivil toplum örgütü ve sendika üyeleri, yerel TV yöneticisi ve gazete çalışanlarının da olduğu sanıklar "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak", "terör örgütü üyesi ve yöneticisi olmak”, "terör örgütüne yardım ve yataklık etmekle" suçlanıyor. 7 bin 578 sayfalık iddianamede 104'ü tutuklu, 152 şüpheli hakkında 15 yıl ile ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen hapis cezaları isteniyor. 104 tutuklu sanığın bir kısmı yaklaşık 21 aydır cezaevinde bulunuyor.



 
Başbakan: “Evet, ucube sözünü heykel için kullandım”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kars Sarıkamış'taki önceki Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu tarafından yaptırılan; ancak yarım kalan İnsanlık Anıtı'nı 'ucubeye' benzeterek, belediyenin burayı yıkacağını ve yerine de güzel bir park yapacağını söylemişti. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ise Başbakan Erdoğan ile birlikte kendisinin de o gezide olduğunu anımsatarak “Sayın Başbakan’ın ağzından hiçbir mekanda heykel sözü çıkmadı” dedi. Erdoğan’ın Kars’ın şehir dokusu ile bağdaşmayan yapıları işaret ettiğini söyleyen Günay, heykelle ilgili tartışmanın ayrı bir konu olduğunu, temanın doğru ancak yer seçimi konusunda ayrı bir tartışmanın olduğunu kaydetti.

Başbakan Erdoğan ise Günay'ın 'düzeltme' çabalarını boşa çıkarttı. “Ucube” ifadesini heykel için kullandığını belirterek; “… Heykel ile ilgili takdir yetkisi kullanmak için illa güzel sanatlar mezunu olmak şart değil. Şarkı türkü için yoldan geçen vatandaşa ‘Beğendin mi?’ diye soruyorlar. Konservatuar mezunu musun diye sormuyorlar. O arkadaş (Kars Ak Parti eski Belediye Başkanı) neden yeniden aday yapılmadı? Çünkü aradığımız vasıflar o arkadaşta yoktu. Muhafazakâr demokrat anlayışımıza uymadığı için bir daha aday gösterilmedi...” dedi.

 


 
RTÜK, "Muhteşem Yüzyıl" dizisini uyardı

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Kanuni Sultan Süleyman'ın yaşamını yansıtan "Muhteşem Yüzyıl" dizisinde toplumun millî ve manevî değerlerine aykırı yayın yapıldığı gerekçesiyle Show TV'ye uyarı cezası verdi.
 
RTÜK, haftalık toplantısında dizi filmle ilgili hazırlanan uzman raporunu da gündeme aldı ve 3984 Sayılı Yasanın 33. Maddesi gereğince kanalı uyarmaya karar kıldı. Uyarının dikkate alınmaması durumunda ihlale konu olan programın yayınını, bir ila 12 kez arasında durdurulacağını bildirdi.

 

 


 
Çizgi romana Atatürk'e hakaretten suç duyurusu

CHP Manisa milletvekili Şahin Mengü, "Genç Mustafa" adlı çizgi romanda, "Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret edildiği ve sövüldüğü" iddiasıyla, eseri kaleme alan Yalın Alpay ve çizimleri yapan Barış Keşoğlu hakkında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

Suç duyurusu dilekçesinde, Kasım 2010 tarihinde yayınlanan, Yalın Alpay tarafından kaleme alınan, Barış Keşoğlu tarafından çizimi gerçekleştirilen çizgi romanda, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatının resmedilerek anlatıldığı anımsatıldı. Ayrıca; "…Ülkemizin kurucusu Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk hiçbir resmi belgeye ve veriye dayanmayan tamamen kurgu/senaryo şeklindeki çizimlerle; Osmanlı sarayında yumrukla, sopayla dayak yiyen, işkence gören, kafası yerde tekmelenen bir aciz, zavallı konumunda resmedilerek küçük düşürülmüş ve aşağılanmıştır…" denildi.

 

 


 
Başbakan üniversiteli tiyatroculara dava açtı

Çatalca Belediyesi tarafından 11-12 Temmuz 2010’da düzenlenen Erguvan Şenlikleri’nde sahne alan Beyoğlu Kumpanya, "Tayyip Blues" adını verdikleri şarkıyı söyledi. Şarkı sözlerinin arasında yer alan "İşportacısın Tayyip" bölümü 3"ü mezun 16 üniversite öğrencisi ve amatör tiyatrocuyu mahkemelik yaptı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, avukatı aracılığıyla yaptığı şikayet üzerine başlatılan soruşturma, sahne alan 16 kişi için 2 yıla kadar hapis istemli "Başbakan’a hakaret" davasına dönüştü. Davanın ilk duruşması önümüzdeki günlerde görülecek.

Hakkında dava açılan Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü 2. Sınıf öğrencisi Emre Savcı, "Çatalca Belediyesi’nin davetiyle Erguvan Şenlikleri’ne katıldık. Orada ’Ülkemizden’ adlı oyunumuzun içinde yer alan ’Tayyip Blues’ şarkımızı söyledik. AKP İlçe Başkanı Selim Güçbilmez sahnenin arkasına gelerek şarkımızı sonlandırmamızı istedi. Şarkıyı söyleyen arkadaşım kim olduğunu sordu. Bununla birlikte konserin ortasında konserin bitirilmesi istendi aynı kişiler tarafından. Şarkı bittikten sonra polis tarafından GBT (Genel Bilgi Toplama) kontrolüne götürüldük. Orada akşamdan sabaha kadar bekletildik. Daha sonra hakkımızda dava açıldı. Adreslerimize davetiyeler geldi" dedi.



 
Sezgin Tanrıkulu'na "yargıyı etkileme" davası

Eski Diyarbakır Barosu Başkanı ve yeni CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’na  JİTEM davasında Askeri Mahkemenin görevsizlik ve tahliye kararlarını eleştirdiği için dava açıldı. Tanrıkulu, TCK’nın 288. Maddesi olan ‘adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs’ iddiasıyla yargılanacak. Ancak Tanrıkulu’nun eleştirdiği dava herhangi bir mahkemede görülmüyor. Çünkü JİTEM davası, Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin de görevli olmadığını bildirmesinin ardından ‘görevsizlik kararları’ sebebiyle görülemedi.

Dicle Haber Ajansı'na 17 Ağustos 2007'de verdiği bir demeçte, Askeri mahkemenin kararlarını eleştiren Tanrıkulu; "Dosya için kendisini görevli kabul etmeyen mahkemenin sanığı tahliye etmesi uygun değildir. Sanık 'yanlışlıkla' yakalanıp tutuklanmış mahkemenin bu kararıyla 'yanlışlık' giderilmiş, bu sonuç benzer vakalar bakımında bir mesajdır. 'İyi çocuklar' Türkiye'de dokunulmazdır. JİTEM dimdik ayakta. Bunu da sanığı sahiplenerek ortaya koymuştur. 12 yıl önce askerden uzaklaştırıldığı bilinen bir sanığın duruşmasının takip edilmesi, bize göre bu durumu doğrulamaktadır" demişti.

 

 


 
Nevin Berktaş'ın durumu Meclise soruldu

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Diyarbakır milletvekili Akın Birdal, "İnancın Sınandığı Zor Mekanlar: Hücreler" adlı kitabı nedeniyle hükümlü bulunan yazar Nevin Berktaş'ın durumunu Meclis gündemine taşıdı. Birdal, Berktaş'ın "örgüt propagandası yaptığı" iddiasıyla mahkum edildikten sonra 3 Kasım 2010'da hükümlü olarak cezaevi konulmasını soru önergesi yoluyla Adalet Bakanı Sadullah Ergin'a sordu.

Berktaş’ın avukatları, müvekkillerinin kitap nedeniyle aldığı, kesinleşen ve tutuklanmasına neden olan 10 ay hapis cezasının daha önce "örgüt üyeliği" iddiasıyla "haksız yere" yattığı 5 yıl 7 aylık hapis cezasından düşülmesini ve Berktaş'ın derhal tahliye edilmesini talep ediyorlar. Ancak girişimler şu ana kadar karşılıksız kaldı.

Birdal’ın sorduğu sorular şu şekilde;

1-    Bu sürenin tazmin edilmesi gerekli değil midir?
2-    Her ne kadar ayrı yasa maddelerinden kaynaklansa da bu mağduriyeti giderecek bir düzenleme düşünülmekte midir?
3-    Nevin Berktaş'ın daha önce uzun süre cezaevinde yatmış olması nedeniyle beden ve ruh sağlığının korunması yolunda ne tür önlemler alınması gerekmektedir?
4-    Avukatı, Berktaş'ın 10 ay hapis cezasına çarptırılmasının ardından mahkemeye başvurarak aldığı cezanın daha önce  fazladan yattığı 5 yıl 7 aydan düşülmesini talep etmiştir. Mahkemenin bu talebi reddetme gerekçesi nedir?
5-    Yazarların mahkum olduğu bu tür kararları, düşünce ve ifade özgürlüğünü güvence altına alan, Türkiye Cumhuriyetinin altına imza attığı uluslararası sözleşmeler ve Anayasa’nın 90. maddesi açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?

Nevin Berktaş broşürüne ulaşmak için:
http://www.antenna-tr.org/Sites.aspx?SiteID=29&mod=article&cID=134&ID=3111


 


 
AİHM: "Kürtçe yazışma engeli" hukuka aykırı

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Tekirdağ F Tipi Cezaevi ve Bolu Cezaevi'nde kalan ve aralarında Mehmet Nuri Özen'in de bulunduğu 10 tutuklunun Kürtçe yazışmalarının engellenmesi nedeniyle yaptıkları başvuruda, Türkiye'yi "özel yaşamın gizliliği"ni ihlal ettiği gerekçesiyle mahkum etti. AİHM, kararında, hukuka aykırı bir müdahale olarak nitelendirdiği uygulamayla ilgili Türkiye'yi sadece 4 bin TL'yi bulan mahkeme giderlerini karşılamasına hükmetti.

AİHM, cezaevindeki mektupların tutukluluğun olağan ve makul gereklilikleri ışığında denetlenebileceğini ancak tutuklu ve hükümlülerin Türkçe'den başka dillerde yazışma yapmalarını engelleyen bir düzenleme yokken yasak getirilmesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8. maddesinin ihlal edilmesi anlamına geldiğini açıkladı.

 


 

Bu haftanın ifade özgürlüğü duruşmaları:

Sanıklar                                      : Ertuğrul Mavioğlu, Ahmet Şık
Mahkeme ve duruşma tarihi  : Kadıköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Duruşma Tarihi: 21 Ocak 2011, saat: 13:30
Açıklama                                    :  Bu dava Ertuğrul Mavioğlu ve Ahmet Şık hakkında İthaki Yayınları'ndan iki cilt halinde çıkan “Kontrgerilla ve Ergenekon'u Anlama Kılavuzu" ve "Ergenekon'da Kim Kimdir?" kitapları nedeniyle açıldı. İddianamede, gazetecilerin İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 30 Temmuz 2008'de verdiği yayın yasağına aykırı hareket ettikleri ileri sürülüyor.

Geçen haftanın ifade özgürlüğü duruşmaları:

•    Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir'in Diyarbakır'da yapılan basın açıklamasında söyledikleri nedeniyle hakkında açılan davaya Diyarbakır 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Duruşmada Osman Baydemir hazır bulunmadığı için ifadesinin alınması nedeniyle mahkeme duruşmayı, 25 Ocak 2011, saat:09.00’a ertelendi.
•    Avukat Şiar Rişvanoğlu hakkında, 1, 2 ve 3 Mayıs 2010 tarihlerinde ROJ Tv'de yaptığı konuşmaları nedeniyle “örgüt propagandası” yaptığı iddiasıyla açılan davaya Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Mahkeme "TV Band" çözümlerinin bilirkişiden gelmemesi nedeniyle duruşmayı 10 Mart 2011, saat:11.00’e ertelendi.

Sizlerden alacağımız bilgiler ÇeTeLe ( http://www.antenna-tr.org/Sites.aspx?SiteID=14 )  tutmak ve Türkiye’deki ifade özgürlüğü pratiğini gözler önüne sermek için çok önemli. Bize ifade özgürlüğü davalarına ilişkin bilgi aktarımınızı bekliyoruz…

İfade özgürlüğü ile ilgili olaylara ilişkin haberleri (http://www.antenna-tr.org/sites.aspx?SiteID=29) takip edebilir ve haftalık bültene ulaşabilirsiniz.

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.