Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Geçen haftanın düşünce özgürlüğü ihlalleri (22 Nisan 2011)



Toplam oy: 964

 

Seçime veto

 

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), ÖDP’ye ve bağımsız 12 milletvekili adayına seçim için vize vermedi. Veto edilen bağımsız adaylardan 7’si BDP’nin gövdesini oluşturduğu Emek, Demokrasi ve Özgürlük tarafından destekleniyordu. YSK gerekçe olarak bağımsız adayların geçmişte hüküm giymiş olmalarını ve ‘memnu hakların iadesi’ne dair bir belge getirmemiş olmalarını gösterdi.* Kararı seçilme hakkına müdahale olarak değerlendiren adaylardan, seçimden çekilmeyi değerlendireceklerini belirten tepkiler geldi. Ardından tepki sokaklara yansıdı, birçok şehirde yürüyüşler düzenlendi. İstanbul’da Taksim’den Aksaray’a yürüyüş sırasında Unkapanı PTT bürosuna, Noter’e ve itfaiye araçlarına molotof kokteyli atıldı,  polis gaz bombası kullandı. Diyarbakır’da çevik kuvvet polisleri barikat olarak kullanılan iş makinelerinin camlarını taş ve copla kırdı; araç lastiklerini bıçaklarla patlattı. Bismil’de göstericilerin üzerine ateş açılması üzerine 5 kişi yaralandı; 17 yaşındaki İbrahim Oruç hayatını kaybetti.

 

Yaşananların ardından 21 Nisan günü YSK 7 adaydan 6’sına belgelerini tamamladıkları gerekçesiyle* seçim vizesi verdi. Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu adaylarından Ertuğrul Kürkçü, kararı demokratik tepkilerin bir sonucu olarak değerlendirdi. Aysel Tuğluk ise  “Keşke YSK bu kararı bir yurttaşımızı kaybetmemizden önce verebilseydi” dedi.

 

(*) Eski hükümleri sonuçlarıyla birlikte iptal eden bir yasal değişik yapıldığından mahkemeler böyle bir belge vermelerinin gereksiz olduğunu ileri sürerek istekleri reddetmişlerdi. YSK’nın gerekmeyen belgeleri istemesi üzerine verdiler. Ayrıca Sebahat Tuncel’in 1 yılı aşan cezası da apar topar 6 aya indirilerek seçime katılmasının önündeki engel kaldırıldı. İki gün içinde Türkiye’yi olağanüstü bir gerginliğe iten YSK aldığı bütün bu kararların politik olmadığını savunuyor.

 

ÖDP’ye veto kalkmadı

 

YSK, Özgürlük ve Dayanışma Partisi’ni (ÖDP) ‘memnu hakların iadesi’ne ilişkin belgenin yanı sıra askerlik terhis belgelerinin de eksik olduğu gerekçesiyle reddetti. ÖDP, YSK kararını “Bu karar, Kürt sorununda ‘şiddete dayalı çözümün‘, öte yandan da sosyalistlere yönelik sindirme, yasa dışı ilan etme çabasının bir parçasıdır.” sözleriyle değerlendirdi.YSK, ÖDP üzerindeki veto kararını kaldırmadı, ÖDP seçimlere giremeyecek.  

 

 


 

 

Diyarbakır Cezaevi gün yüzüne çıkıyor

 

Dört yıldır çalışmalarını sürdüren Diyarbakır Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu, birçoğu kod adı kullanan işkencecilerin gerçek kimlik bilgilerine ulaştı. 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, Star gazetesine verdiği demecinde işkencecilerin kimlik bilgilerine nasıl ulaştıklarını anlattı. Cezaevinde kalan 450 tutukluyla görüştüklerini belirten Can, bazen kod adından ya da tiplerin tarif edilmesinden yola çıktıklarını, bazen de mağdurlara işkencecilerin fotoğraflarını göstererek onaylattıklarını söyledi. Can, tutuklular arasında ‘Mengele’ olarak bilinen bir kişiyi araştırdıklarını ve bu kişinin bir hastane açmış olduğunu öğrendiklerini ifade etti.

 

Celalettin Can, elde ettikleri bilgilerle 3 Mayıs’ta Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na yeni bir suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi; hükümetin bu davanın arkasında olması gerektiğini belirtti. Raporu hazırlayan komisyon adına konuşan Doç.Dr. Murat Paker de, yaklaşık 8 bin sayfa işkence ifadesi okuduklarını belirterek, tanıklıkları kayıt altına aldıklarını söyledi.

 

Komisyon raporunda listelenen işkence sorumluları şunlar:

 

Org. Kenan Evren, Org. Nurettin Ersin, Org.Tahsin Şahinkaya, Org. Nejat Tümer, Org. Sedat Celasun, Org. Kemal Yamak (7. Kol.Kom. sonra Cumhurbaşkanlığı/ başdanışmanı), Yüz. Esat Oktay Yıldıran (Cezaevi İç Güvenlik amiri), Başçavuş Mevlüt ... (Cezaevi İç Güvenlik amiri), Yüz. Abdurrahman Kahraman (Cezaevi İç Güvenlik amiri), Dr. Orhan Özcanlı (Tutuklular arasında “Mengele” lakabıyla “ünlü”, Arkara Sevgi Hast. sah./ Sevgi Holding Yön. Kur. Baş.), Bin. Lütfi Bayar (Cezaevi müd.), Bin. Birol Şen (Cezaevi müd.), Hakim Bin. Ahmet Beyazıt (7. Kol. Adli Müş.), Hakim yüzbaşı Turgut  Arıbol (7. Kol. Adli Müş.), Hakim Bin. Emrullan Kaya (Mahkeme başkanı, Ankara da avukat), Ask. Savcı. Bülent Cahit Aydoğan ( Avukat), Ask. Savcı Yüz. Turgay Çağlar Hakim Yüz. Oktay Yüksel, Sivil Hakim Niyazi Erdoğan, Hakim Bin. Kamil Kavi (Mahkeme baş.), Hakim Nihat Beyhan Özyurt, Hakim Yüz. Celalettin Çelik.

 

 


 

 

Öldürme suçuna polis indirimi

 

20 yaşındaki Baran Tursun, 25 Kasım 2007 gecesi, Bayraklı'da uygulama yapan polislerin dur" ihtarına uymayarak yoluna devam etti. Tursun, polis ateşinin başına isabet etmesi sonucunda hayatını kaybetti. Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada polis memuru Atar’ın “olası kasıt altında adam öldürme” suçlamasıyla 25 yıla kadar hapsi isteniyordu. Mahkeme ise, savcının mütalaası doğrultusunda, sanık polis memurunu “kanunun emrini yerine getirirken görev sınırını kasıt olmaksızın aşarak öldürme” suçundan 2 yıl 1 aylık hapis cezasına mahkum etti.  Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin onamasıyla karar kesinleşti. Yargıtay ayrıca 10 polisin delil karartma suçundan beraatini de onadı. 

 

Gemik’i vuran polise 16 yıl 8 ay hapis cezası

 

Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi 18 yaşındaki Çağdaş Gemik'i “dur” ihtarına uymadığı için öldüren Mehmet Ergin adlı polise 16 yıl 8 ay hapis cezası vermişti. Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin kararı bozmasına rağmen mahkeme kararında direndi. Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2009 Ağustos’unda verilen cezayı “suç niteliğinde yanılgıya düşüldüğü” gerekçesiyle bozmuş ve sanık polis memurunun daha az ceza öngören “kasten yaralama sonucu ölüme neden olmak” suçundan yargılanmasına hükmetmişti.

 

 


 

 

Gazetecilere tutuklama

 

Çeşitli yayın organlarına yaptıkları konuşmalar sebebiyle gözaltına alınan sekiz kişiden dördü Batman Nöbetçi Hakimliği tarafından "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla tutuklandı. Tutuklanan kişilerin arasında Dicle Haber Ajansı (DİHA) Diyarbakır temsilcisi Kadri Kaya ve Batman muhabiri Erdoğan Altan da bulunuyor. Tutuklama gerekçeleri arasında DİHA’da yer alan haberler, çeşitli radyo ve televizyonlardan aktarılan telefon görüşmeleri yer alıyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şube sekreteri Raci Bilici gazetecilerin gözaltına alınmasına karşı tepkisini şöyle dile getirmişti:

 

“Şimdi Başbakan Erdoğan'a sormak gerekir; hani Türkiye'de gözaltına alınan veya tutuklanan gazeteciler, gazetecilik faaliyeti yüzünden tutuklanmıyordu? Hani ülkemizde basın özgürlüğü vardı?... Bugün cezaevlerinde 50'yi aşkın tutuklu ve hükümlü gazeteci bulunuyor. Bu gazetecilerin muhalif olmaları, başta Kürt sorunu olmak üzere ciddi sorunsallara karşı duyarlı, sol ve sosyalist olmaları elbette ki tesadüf değil. Kürt basın yayın organlarına yönelik 90'lı yıllarda gerçekleştirilen ve onlarca kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırılar günümüzde gazete kapatmaları, baskınlar, çalışanların tutuklanması ve yüzlerce yıla varan hapis cezalarıyla devam ediyor.”

 

 


 

 

Yazar Nevin Berktaş serbest

 

Proleterce Devrimci Duruş dergisi, tutuklu yazar Nevin Berktaş’ın serbest bırakıldığını duyurdu. Berktaş, “İnancın Sınandığı Zor Mekanlar: Hücreler” kitabında 22 yıl boyunca kaldığı hapishaneleri anlattığı için 2 Kasım 2010’da tutuklanarak Bakırköy Kadın Hapishanesi'ne konulmuştu. Yazar için "Nevin Berktaş Serbest Bırakılsın" kampanyası yürütülüyordu. Milletvekili Akın Birdal, Berktaş’ın durumunu TBMM’ye taşımıştı. Berktaş, kendisine verilen tüm cezaları yatmış olmasına rağmen hesap hatası sebebiyle hapiste tutuluyordu. Mahkeme, bunu söyleyen avukatları ciddiye almadı. Berktaş, bir gece ansızın, özel eşyalarını bile ertesi gün alabileceği belirtilerek hapishaneden çıkarıldı. 

 

Berktaş davası sebebiyle Türkiye AİHM’de, ifade özgürlüğü hakkını hukuka aykırı şekilde engellediği gerekçesiyle yazara ve yayıncı Elif Çamyar’a 15 bin Avro (yaklaşık 30 bin TL) tazminat ödemeye mahkum edilmişti. AİHM, "silahlı örgüt propagandası yaptıkları" iddiasıyla mahkum edilen Berktaş’ın davasında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ifade özgürlüğüne dair 10. maddesinin ihlal edildiğine hükmetmişti.

 

 


 

 

Vicdani retçi Süver firar etti

 

Vicdani retçi İnan Süver Manisa’daki Saruhanlı Açık Cezaevi’nden firar etti. 21 Nisan sabahı hastaneye sevki esnasında firar eden Süver, eşini arayarak haber verdi; “Ben suç işlemedim, neden cezaevindeyim” dedi. Daha önce 3 kez askerden firar eden ve 2009’da vicdani ret kararını açıklayan Süver, 5 Ağustos 2010’da askerden firar ettiği gerekçesiyle tutuklanarak İstanbul Kasımpaşa Askeri Cezaevi’ne konmuştu.  9 Ağustos’ta açlık grevine başlayan Süver 24 Ağustos’ta Şirinyer Askeri Cezaevine nakledildi. Süver, 31 Ağustos’ta tekrar başladığı açlık grevin, 5 Eylül’e kadar sürdürdü. 8 Ekim’de Buca Sivil Cezaevi’ne götürüldü. Süver hiçbir suç işlemediği halde cezaevinde tutulmasını protesto etmek için 22 Ekim'de yeniden açlık grevine başladı. Bunun üzerine ‘Sibirya’ adı verilen, farelerle dolu, kapısı penceresi olmayan bir hücreye atıldığını söyleyen Süver, su, şeker ve tuz gibi hayati ihtiyaçlarının karşılanmadığını yazmış, avukatının suç duyurusu üzerine şartları düzeltilmiş ve hastaneye sevkedilmişti.

 

8 Kasım'da çıktığı mahkemede, tutukluluğunun devamına karar verildi. 26 Kasım'da ‘askerliğe elverişli olmadığı’ raporu verilen Süver ‘çürük raporu’nu kabul etmedi

Vicdani redci Süver “sağlam” ve halen firarda.

 

 


 

 

TEKEL eylemcilerine dava açıldı

 

TEKEL eylemi mahkemeye taşındı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 1 Nisan 2010'da TEKEL işçilerinin “4/C statüsüne geçirilmelerini protesto etmek” amacıyla düzenlenen eyleme katılan 111 kişi hakkında, 3 yıl 6'şar aydan 8'er yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı.  Eylemciler “2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasasına muhalefet” etmekle suçlanıyor. İddianamede ‘yasadışı’(!?)* gösteriye valiliğin izin vermediği, Emniyet yetkililerin bunu belirtmesine rağmen sendika yetkililerin gösteri yapma konusunda ısrarlı olduğu kaydedildi. Göstericiler gruplar halinde şehrin merkezindeki cadde ve sokakları trafiğe kapatmakla suçlanıyor. Sanıklar arasında CHP İstanbul Milletvekili adayı Süleyman Çelebi, TKP Genel Başkanı Erkan Baş, DİSK Genel Başkanı Tayfun Görgün, Tek Gıda-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel, Eğitim Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç, eski KESK Genel Başkanları İsmail Hakkı Tombul ve Sami Evren gibi çok sayıda sendikacı ile YSK'nın bağımsız milletvekili adaylığının iptaline karar verdiği Çiçek Otlu da bulunuyor. Dava, Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek.

 

 (*) Anayasa’nın 34. maddesine göre : “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.”

 

 


 

 

 Bu haftanın ifade özgürlüğü duruşmaları

 

 

Sanık                                          : Avukat Şiar Rişvanoğlu

Mahkeme ve duruşma tarihi    : Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesi, Duruşma Tarihi: 26 Nisan 2011  Saat: 11:00

 Açıklama                                   : İlgili dava, Rişvanoğlu’nun, 1, 2 ve 3 Mayıs 2010 tarihlerinde ROJ Tv'de yaptığı konuşmaları nedeniyle ilgili TMK 7. maddesine dayanarak dava açıldı. 

 

 

Sanık                                          : Serkan Ocak ve Ertan Kılıç

Mahkeme ve duruşma tarihi  : Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Duruşma Tarihi: 28 Nisan 2011 Saat: 09:35

 Açıklama                            : İlgili dava Radikal gazetesinde, Balyoz soruşturmasıyla ilgili operasyonların devam ettiği tarihte yayımlanan 'Hükümeti devirecek miydiniz?' başlıklı haber nedeniyle muhabir Serkan Ocak ve Ertan Kılıç hakkında açıldı. Sanıklar TCK 285, TCK 334, TCK 336, TCK 288 ve Basın Kanunu’nun 11. maddesinden yargılanıyor.

 

 

Davacı                                       : Dengir Mir Mehmet Fırat

Davalı                                        : Hacı Boğatekin

Mahkeme ve duruşma tarihi  : Gerger (Adıyaman) Asliye Hukuk Mahkemesi, Duruşma Tarihi: 28 Nisan 2011, saat: 10:00

Açıklama                                  : Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Adana milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat, ilgili tarihli Gerger Fırat gazetesinde yayınlanan "Aman Miro Aman Piro" başlıklı yazıda "kişilik haklarına saldırıda bulunduğu"nu ileri sürerek söz konusu davayı açtı.

 

 


 

 

Geçen haftanın ifade özgürlüğü duruşmaları:

 

·         Özel yetkileri kaldırıldıktan sonra 'Basın Savcısı' olarak atanan Erzurum Savcısı Osman Şanal’ın, yazdığı "Postmodern Cihad" kitabında kendisini "Postmodern yanlısı" gösterdiğini ileri sürdüğü Saymaz hakkında açtığı, Ankara 11. Sulh Ceza Mahkemesi’nde görülen 7 bin TL'lik manevi tazminat davası 8 Haziran 2011, saat 10:40’a ertelendi. Duruşmada ne oldu?

·         Vicdani retçi Enver Aydemir'in Eskişehir Askeri Mahkemesi'nde tutuklu yargılandığı duruşmaya destek için giden, aralarında Halil Savda’nın bulunduğu beş kişi şu sloganlar sebebiyle yargılanıyor: "Herkes bebek doğar", "Barış için Vicdani Redciler", "Hiç kimse asker doğmaz", "Biz orduya sadece fındığa gideriz", "Enver Aydemir serbest bırakılsın". Dava 29 Haziran saat 14:00’te görülecek duruşmaya ertelendi.

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.