Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Geçen haftanın düşünce özgürlüğü ihlalleri (30 Eylül 2011)



Toplam oy: 799

Genç- Sen kapatıldı, Karikatüre 1 yıl hapis talebi, Kürtçe pankart davası, ‘anadilde eğitim’ yürüyüşü için 3 yıl hapisleri isteniyor, Barış Grubu üyelerine hapis cezası, Newroz konuşmalarına 10’ar ay hapis, ders kitabında yapılan ayrımcılık, gazetelere ulaşmayan ‘sakıncalı’ mektuplar...

 

 

 

 

Genç- Sen kapatıldı

 


Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Öğrenci Gençlik Sendikası (Genç-Sen), İstanbul Valiliği’nin başvurusu üzerine görülen davada kapatıldı. İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi kararını “2821 Sayılı Sendikalar Kanunu'nda yer adlığı şekliyle sendikanın işçiler tarafından değil, öğrenciler tarafından kurulduğu” gerekçesine dayandırdı.


 
DİSK bir açıklama yaparak kararın tamamen siyasi olduğunu, uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirtti. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin “Herkesin çıkarını korumak için sendika kurma veya sendikaya üye olma hakkı vardır” maddesini hatırlatan DİSK, Türkiye'nin ise 12 Eylül'den kalma yasalara bağlı olduğunu, AKP'nin bu yasaları değiştirmek yoluna gitmediğini belirtti.

 

 

 


 

 

Karikatüre 1 yıl hapis talebi

 

Bahadır Baruter hakkında çizdiği bir karikatür sebebiyle 1 yıl hapsi isteniyor. Penguen dergisinde yer alan karikatürde cami sütunu üzerinde “Allah yok, din yalan” yazısı bulunuyordu. Türkiye Diyanet ve Vakıf Görevlileri Sendikası ile bazı vatandaşların şikâyetçi olduğu Bahadır Baruter hakkında hazırlanan iddianamede Baruter, “Halkın bir kesiminin benimsediği dinî değerleri alenen aşağılamak”la suçlanıyor.

 

 

 


 

 

Kürtçe pankart davası

 

SDP İzmir İl Örgütü geçtiğimiz aylarda ‘anadilde eğitim hakkına’ ilişkin yaptığı eylemde Kürtçe, “Be zıman jiyan nabe” (Dilsiz Yaşam Olmaz) yazan pankart açtı. Bunun üzerine SDP İzmir İl Yöneticileri İlker Turgut, Çağlar Demiröz ve Harun Boran Yılmaz hakkında ‘Siyasi Partiler Kanunu’na muhalefet gerekçesiyle dava açıldı. SDP İzmir İl Başkanı Semra Uzunok, “Başbakan Erdoğan’da bir siyasi partinin başkanı... O da işine geldiğinde Kürtçe konuşabiliyor. Bu yasak sadece bize mi?” sözleriyle tepki gösterdi.

 

 

 


 

 

‘Anadilde eğitim’ yürüyüşü için 3 yıl hapisleri isteniyor

 

19 Eylül 2010'de ‘anadilde eğitim’ yürüyüşüne katıldıkları gerekçesiyle Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, 5 ilçe belediye başkanı ve 9 BDP’li yöneticinin 3 yıla kadar hapsi isteniyor. Sanıkların, Kayapınar İlçesi Diclekent Bulvarı üzerinden bulunan Cegerxwin Kültür Sanat ve Gençlik Merkezi önünden Koşuyolu Parkı'na kadar yaptıkları yürüyüş sebebiyle 2911 sayılı Gösteri ve Yürüyüş Kanunu’nu ihlal etmekle suçlandığı dava Diyarbakır 3'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Osman Baydemir’in söz konusu yürüyüşün bir suç değil demokratik bir hak olduğunu belirtmesinin ardından duruşma sanıkların savunmasının alınması için 15 Kasım 2011'e ertelendi.

 

 

 


 

 

Newroz konuşmalarına 10’ar ay hapis

 

Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi BDP Van İl Başkanı Cüneyt Caniş, Barış Anneleri İnsiyatifi’nden Rukiye Aslan ile Necmi Kalçık ve Nurettin Demir’i PKK propagandası yaptıkları gerekçesiyle 10 ay hapis cezasına mahkum etti. Dört sanığın mahkumiyetine Newroz’da yaptıkları konuşma gerekçe gösterildi. Sanık Rukiye Aslan'ın avukatı Sabahattin Kaya şunları söyledi:


 
“Yapılan konuşmada 'Lider Öcalan, muhatap Öcalan' sözleri belki propaganda kapsamında dikkat çekebilir. Ancak bugün görülüyor ki hükümetin en yetkili kişileri de Öcalan ile görüşmelerin devam edeceğini beyan ediyorlar. Demek ki Öcalan muhatap alınmış ki görüşmeler yapılıyor ve devam ediyor. Müvekkilim barışa dönük ifadeler kullanmıştır, suç kastı yoktur. Beraatini talep ediyorum”

 

 

 


 

 

Barış Grubu üyelerine hapis cezası

 

PKK’liler ve Mahmur Kampı sakinlerinden oluşan Barış Grubu, Abdullah Öcalan’ın 9 Ekim 2009'da yaptığı çağrı üzerine Türkiye’ye dönmüştü. Barış Grubu üyelerinden 16 kişi, Abdullah Öcalan’ın İmralı’daki koşullarının kötüleştirildiği iddiaları üzerine 30 Kasım 2009’da İHD Diyarbakır Şubesinde yaptıkları basın açıklaması sebebiyle mahkum oldu. Sanıklar, “terör örgütü propagandası” suçundan 1’er yıl 8’er ay hapis cezasına çarptırıldı.  Sanık avukatlarından Ferda Miran, davanın ifade özgürlüğü kapsamında ele alınması gerektiğini ve temyiz davası açacaklarını söyledi.

 

 

 


 

 

Gazetelere ulaşmayan ‘sakıncalı’ mektuplar

 

Birgün gazetesinin haberine göre Kocaeli 1 Nolu F Tipi Cezaevi yönetimi, yaşadıkları hak gaspları ve işkenceleri gazetecilere aktarmak isteyen tutuklu ve hükümlülerin mektuplarına ‘sakıncalı’ oldukları gerekçesiyle el koyuyor. Haberde Birgün muhabiri Zeynep Kuray’a insan hakları ihlallerini bir rapor halinde göndermek isteyen tutuklu Hüsamettin Yavuz’un mektubunun sakıncalı görülerek engellendiği belirtiliyor. Cezaevi 05.09.2011 tarihli kararında el koyma gerekçesi şöyle ifade ediliyor:


 
“Ceza infaz kurumumuzda tutuklu olarak kalmakta olan Hüsamettin Yavuz’un Zeynep Kuray’a gönderdiği mektup 05.09.2011 tarihinde kurum mektup okuma komisyonu tarafından sakıncalı bulunarak, disiplin kuruluna tevdi edilmiştir. Söz konusu mektubun incelenmesi neticesinde ulusal basın organlarına yazılan mektupta henüz yargı aşamasında olan kesinleşmemiş kararlar ve bilgileri kullanarak yanlış bilgi vermek suretiyle kuruma ve kurum çalışanlarına karşı kamuoyu oluşturmaya yönelik ibareler bulunduğu anlaşılmıştır.”

 

 

 


 

 

Ders kitabında yapılan ayrımcılığa itiraz

 

MEB’in ortaöğretim 10. sınıflar için hazırladığı tarih kitabında Süryanilere yönelik ayrımcı ifadelere itiraz edenler taleplerini Milli Eğitim Bakanlığı’na iletiyor. “Süryanileri ‘hain’ olarak gösteren tarih kitabı kaldırılsın!” denen imza metninde bu tarz ifadelerin halklar arasında düşmanca duyguların oluşmasına neden olabileceği vurgulanıyor; İnsan Hakları Bildirgesi’nin “Eğitim, bütün uluslar, ırklar ve dinsel topluluklar arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu özendirmeli” ifadesi ve eşit yurttaşlık ilkesi hatırlatılıyor. İmzacılar arasında Süryani kurum ve kuruluşlarının yanı sıra Türkiyeli sivil toplum örgütleri de yer alıyor.

 

 

 


 

 

Bilgisayardaki şarkı sözlerine mahkumiyet

 

Zeynep Kuray’ın ANF’de yayınlanan haberine göre Berivan Doğan bilgisayarında bulunan Türkçe ve Kürtçe şarkı sözleri sebebiyle hapse mahkum edildi. İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde Veri Hazırlama Kontrol İşletmeni olarak çalışan Eğitim-Sen İstanbul 8 No’lu Şubesi eski yöneticilerinden Berivan Doğan’a, Müdür Yardımcısı Ahmet Koçibar tarafından bilgisayarında izinsiz bir şekilde yaptırılan arama sonucunda bulunan Grup Yorum’un Kürtçe ve Türkçe şarkılarının sözlerinden ötürü 2006 yılında dava açılmıştı. Beşiktaş 9. Ağır Ceza Mahkemesi, ‘terör örgütü propagandası’ iddiasıyla açılan davanın 27 Şubat 2007 tarihli duruşmasında Doğan’ın beraatine karar vermişti. Ancak, Yargıtay 9. Ceza Dairesi Başkanlığı 1 Haziran 2010 tarihinde bu kararı bozarak, tekrar 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Bu kez Yargıtay kararına uyarak hareket eden mahkeme ise, 22 Eylül 2011 tarihindeki duruşmada Doğan hakkında TCK’ın 220/8 maddesi gereğince suçun işleniş şekli ve sanığın kişiliği göz önüne alınarak, 1 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına, TCK’nın 62. maddesi gereğince cezasının 10 aya indirilmesine karar verdi.

 

 

 


 

 

 

Bu haftanın ifade özgürlüğü duruşmaları

 


 
Sanık                               :                 Ahmet Türk
Mahkeme ve duruşma tarihi :        Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Duruşma Tarihi: 6 Ekim 2011, Saat: 09:00
Açıklama                            :             Ahmet Türk hakkında hazırlanan iddianamede,  2006 ve 2009 yılları arasında Diyarbakır, Batman, Siirt, Mardin ve Roj Tv'de yaptığı 7 ayrı konuşmasında suç unsuru tespit edildiği belirtildi. İddianamede, yapılan konuşmaların çözümleri de yer alıyor. Türk'ün toplam 45 yıl hapsi isteniyor.

 

 
Sanık                               :                  Halil Savda, Mehmet Atak, Fahri Fatih Tezcan, Ahmet Aydemir, Davut Erkan
Mahkeme ve duruşma tarihi :        Eskişehir 4. Sulh Ceza Mahkemesi, Duruşma Tarihi: 6 Ekim 2011, Saat: 14:00
Açıklama                            :             Vicdani retçi Enver Aydemir'in Eskişehir Askeri Mahkemesi'nde tutuklu yargılandığı duruşmaya destek için giden beş kişi hakkında açılan davada atılan şu sloganlar suç olarak kabul edildi: "Herkes bebek doğar", "Barış için Vicdani Retçiler", "Hiç kimse asker doğmaz", "Biz orduya sadece fındığa gideriz", "Enver Aydemir serbest bırakılsın". Yargılanacaklar arasında vicdani retçi Aydemir'in babası Ahmet Aydemir ile avukatı Davut Erkan da bulunuyor.

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.