Roman, felsefe politik ve sosyal deneme, biyografi ve otobiyografi yazarının yanı sıra gazeteci sıfatıyla da anılan çok yönlü bir kadın Simone de Beauvior. Ve bugün onun 106. doğum günü. Google da bu vesileyle bugünkü doodle'ını ona adadı.

Beauvior'ın en önemli eseri 1949'da yazdığı, kadınların gördüğü baskıları bilimsel olarak incelediği ve modern feminizmin temellerini attığı İkinci Cins (Le Deludeme Sexe) adlı kitabı olarak kabul ediliyor. Yazarın bu eseri 1949’da Fransa’da yayımlanmıştı.

Kitapta, Freudcu yönleri ağır basan feminist bir varoluşçuluk göze çarpar. Varoluşçulukta olduğu gibi de Beauvoir temel prensip olarak var oluşun özden önce geldiğini kabul eder ve “Kadın doğulmaz kadın olunur” prensibine ulaşır. Öte yandan araştırmaları "diğer" kavramı üzerine yoğunlaşır. Kadınların "diğer" olarak tanımlanmasını ve mevcut sosyal konumunu, gördüğü baskının temeli olarak olarak nitelendirir. Tarihte kadının her zaman sapkın ve anormal bir canlı olarak görüldüğünü iddia eder ve Mary Wollstonecraft’ın dahi erkekleri kadınlara ulaşmaları gereken ideal örnek olarak gösterdiğini ileri sürer.

De Beauvoir, “Bu durum kadınların kendilerini normalden sapmış, dışta kalan ve normale ulaşmaya çalışan canlılar gibi algılamalarına neden olarak onlarını başarılarını sınırlandırmışdır” der. Feminizme göre bu düşünce artık bir kenara atılmalıdır. De Beauvoir iddia eder ki kadınlar erkekler kadar ayrım yapma, seçme yeteniğine sahiptir ve kendilerini geliştirmeyi seçebilir, kadını mevcut durumundan ileri götürebilir, kendi hayatlarının ve dünyanın sorumluluğunu alabilir.