Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Hemingway şöhretten nefret ediyordu



Toplam oy: 580

Şöhret kimileri için bir nimet, kimileri içinse ağır mı ağır bir külfet. Görünen o ki Amerikalı ünlü yazar Ernest Hemingway de şöhretten uzak durmak isteyenlerdenmiş. Dışarıdan hayli maço görünen ve tartışmaları kimi zaman yumruklarıyla sonlandırmayı tercih ettiği bilinen Hemingway yeni ortaya çıkan bazı mektuplarında "açık bir kanalizasyon" olarak betimlediği özel hayatı konusunda hayli korumacı ve alıngan olduğunu belirtiyor. 

 

Cambridge Üniversitesi Yayınları tarafından yayımlanacak olan mektuplarda ünlü yazar "Eğer yazacaksam özel hayatımı bunun dışında tutmalıyım," diyor. Bir başka mektubunda ise bir yayıncıya "kişisel hiçbir tanıtımda bulunmayacağını, yazdıklarının kurgu olarak değerlendirilmesini istediğini" yazıyordu.

 

 

Birinci Dünya Savaşı sırasında yaşayan kayıp kuşaktan biri olan ve bu yaşam deneyimini başyapıtı sayılan Güneş De Doğar'a yansıtan Hemingway Güneş De Doğar'ın yayıncı tarafından "biyografik" olarak nitelendirilmesine de hayli sinirlenmiş ve  editörü Maxwell Perkins'ten arka kapakta yer alan bu "biyografik saçmalığını" bir an evvel kaldırmaları konusunda ısrar etmişti. Kişisel yaşamına ilişkin konular arka kapakta yer aldıkça yeni bir kitap yayımlatmayacağını söylemekten de geri durmamıştı. Bu ihtar işe yaramış olmalı ki yayıncı Hemingway'in kişisel yaşantısına ilişkin arka kapakta yer alan bilgileri kaldırmıştı.

 

Hemingway sadece yayıncısını uyarmakla kalmıyor, bu konuda aile bireylerini de tembihliyordu. Annesine yazdığı mektupta "Eğer birileri senle benim hakkımda röportaj yapmak isterse lütfen onlara bu tür kişisel tanıtımlardan hoşlanmadığımı ve benim hakkımda hiçbir soruyu yanıtlamayacağına dair bana söz verdiğini söyle. Onlara hiçbir şey verme," diyordu.

 

 

 


 

 


Kaynak: The Guardian

 

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.