Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Juliet, Romeo'yu aslında hiç balkonda karşılamadı



Toplam oy: 818

İngiliz edebiyatının en ünlü sahnesi deyince birçoğumuzun zihninde balkondaki Juliet ile bahçedeki Romeo'nun ay ışığı altındaki buluşmaları canlanır. Ama bu sahnede büyük bir problem var. Zira William Shakespeare'in kaleme aldığı Romeo ve Juliet metninde "balkon" kelimesi hiç geçmiyordu. Hatta Shakespeare'in hiçbir oyununda bu kelime yoktu çünkü Shakespeare böyle bir kelimenin varlığından haberdar bile değildi. Oxford İngilizce Sözlüğü'ne göre "balkon" kelimesi ilk kez 1618'de kullanılmıştı, yani Shakespeare'in ölümünden iki sene sonra. Peki Romeo ve Juliet ile neredeyse özdeşleşen bu sahne nasıl ortaya çıktı?

 

 

En çok kabul edilen açıklama şu şekilde: Shakespeare'den yaklaşık 60 sene sonra yaşayan Thomas Otway, Romeo ve Juliet'teki karakterler ile olay örgüsünden etkilenerek, Cauis Marius'un Hayatı ve Düşüşü isimli bir oyun yazdı. Ve bu oyun döneminin İngiltere'sinde Romeo ve Juliet'ten çok daha ünlü oldu. Otway'ın oyununda Marius -Romeo-, Lavinia'ya -Juliet- aşkını ifade ederken balkonun altında bahçede durmaktaydı. Bu mizansenden etkilenen dönemin tiyatro yönetmenleri Romeo ve Juliet'e de balkonu uygun gördüler ve o ünlü sahne böylece ortaya çıkıp yayıldı.

 

 


 

 

NK

 

* Kaynak: The Atlantic

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.