Franz Kafka’nın, kitaplarının el yazması kopyalarını arkadaşı Max Brod’a teslim ettiği ve kendisi öldükten sonra bu el yazmalarını yakarak kitapları yok etmesini vasiyet ettiğini az çok hepimiz duymuşuzdur. Ve yine bilinir ki, Max Brod el yazmalarını yakmak yerine yayımlanmalarını sağlamış ve Kafka gibi bir yazarı edebiyat tarihine katmıştır. Buraya kadar tamam; peki ama Max Brod kime emanet etmiştir elindeki bu el yazmalarını?
Çekoslovakya’nın Nazi işgaline uğramasıyla Max Brod’un Filistin’e göç ettiği ve Kafka’nın el yazmalarını da beraberinde götürdüğü biliniyor aslında. Ancak Max Brod’un 1968 yılında vefat etmesiyle el yazmalarının akıbeti de bir bilinmeze doğru sürüklenmişti. Sonraları Max Brod’un, ölmeden önce, el yazmalarını sekreteri Esther Hoffe’a teslim ettiği ve Hebrew Üniversitesi’ne, Tel Aviv Belediye Kütüphanesi’ne ya da İsrail’deki başka bir kuruluşa bağışlanmasını vasiyet ettiği, ancak Esther Hoffe’un bu vasiyete uymak yerine el yazmalarını elinde tuttuğu ortaya çıktı. Üstelik Esther Hoffe de 2007’de vefat ettiğinde el yazmalarını iki kızı arasında paylaştırmıştı.
Durumun ortaya çıkmasıyla İsrail, aralarında hiç yayımlanmamış eserler de bulunan ve değeri milyonlarla ifade edilen el yazmalarının kendilerine teslim edilmesini talep etmiş, ancak Hoffe’un mirasçıları bu talebi reddedince konu 2009 yılında mahkemeye taşınmıştı. Yargı süreci geçtiğimiz günlerde tamamlandı ve mahkeme Max Brod’un malvarlığına ait bu el yazmalarının en yüksek fiyattan satılmasını değil, edebi ve kültürel anlamda kendilerine en uygun yeri bulmalarını istediğini belirterek el yazmalarının Esther Hoffe’un mirasçılarından alınmasına ve İsrail Ulusal Kütüphanesi’ne teslim edilmesine karar verdi.
Hoffe ailesinin bu el yazmalarını uzun süredir İsviçre bankalarında tuttuğu ve kimi sayfaları çok yüksek meblağlar karşılığında koleksiyonculara sattığı söyleniyor. Hoffe ailesinin elden çıkardığı en ünlü el yazması ise Dava’nınki. Esther Hoffe, henüz hayattayken Dava’nın el yazması metnini 2 milyon dolar karşılığında elden çıkarmış.
Kaynak: The Guardian
Yeni yorum gönder