Yüzü, kostümlü dönem filmleriyle bu denli özdeşleşen pek az yıldız vardır herhalde. Britanyalı oyuncu Keira Knightley’nin kendine has suratını, sırım gibi bedenini şişkin etekler ve korseler içinde görmeye artık epey alıştık! Daha önce Gurur ve Önyargı’dan Anna Karenina’ya pek çok klasik metnin beyazperde uyarlamasında başrolde yer alan Knightley, bu kez, Fransız edebiyatının en popüler ve ilgi çekici figürlerinden Colette rolünde karşımızda.
Taşralı yoksul bir gençten dünyaca tanınan başarılı yazara dönüşen Colette'in öyküsü filmin ana ekseni. Ne mutlu bize ki son dönemde sıklıkla gördüğümüz yavan yazar biyografilerinden biri değil bu. Yazarın yaşamını özetleyen, formüllere dayalı bir dönem filmi yerine, Colette’in 20. yüzyılın başında bir kadın yazar olarak deneyimledikleri üzerine hayli eğlenceli ve zekice bir bakış geliştiren, ünlü bir yayıncı ve yazar olan manipülatif kocası Henry Gauthier-Villars ile olan fırtınalı ilişkisinin derinliklerine dalan bir yapım bekliyor bizleri.
Colette, halihazırda kendini kanıtlamış olan kocasının ismini kullanarak, bir "hayalet yazar" olarak kitaplar yazıyor ve bu kitaplar ikisinin de hayal edemeyeceği oranda başarıya ulaşıyor; böylelikle ikili arasındaki güç dengesi de sallanmaya başlıyor ve çatışmaları giderek şiddetleniyor.
Toronto Film Festivali’nde gösterildikten sonra hayli olumlu eleştiriler alan film, Colette’in özgün sesini yansıtabilecek mi buna izleyince karar vereceğiz, ancak ilk izlenimler hayli umut verici!
Wash Westmoreland’un yönettiği Colette, Eylül ayında ABD’de seyirci karşısına çıkacak. Ülkemizdeki vizyon tarihi ise henüz netleşmiş değil.
Kaynak: The Guardian & Bookstr
Yeni yorum gönder