Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Kendilerini tiye alan edebiyatçılar



Toplam oy: 572

Siz okurlarımızın arasında, her günü "Ben ne kadar mükemmelim!" diyerek selamlayan var mıdır, bilemiyoruz; ama özellikle büyük edebiyatçıların zaman zaman kendi işlerini ya da şahsi özelliklerini hafife aldıklarını, hatta dalga geçtiklerini biliyoruz: Tabii, egolarının izin verdiği kadar.

 

 

 

 

 

 


"Ünlü olan Lolita, ben değil. Ben, telaffuzu zor bir ismi olan, iki kat gösterişsiz bir romancıyım."

 

-Vladimir Nabokov, The Paris Review, 1967

 

 

 

 


 

 

 

 

 

 

 

"Devasa nitelikte bir beynim var; o yüzden çalıştırması bazen bir haftamı alıyor."

 

 

 

-Mark Twain, Uzaktaki Masumlar

 

 

 

 


 

 

 

 

 

 

"Ben, üst üste tepelenmiş bir çöp yığınıyım. Ama yüksek ateşle yanarım."

 

Ray Bradbury, The Paris Review, 2010

 

 

 

 

 


 

 

 

 

 

 

 

"Ben, hamburger ve patatesin edebiyattaki karşılığıyım."

 

Stephen King

 

 

 

 

 


 

 

 

 

 

 

 

 

"Eskiden ne kadar ucube olduğumu tahmin bile edemezsiniz. Ergenliğimde sahaflarda çalışırdım. Hippi anne-babayla büyüdüm. Kültürel açıdan, hep on yıl geriden geldim. Her zaman. Çağdaşın ne olduğuna dair en ufak bir fikrim bile yoktu.

 

 

Bennington'dayken, Richard Brautigan, Thomas Berger, Kurt Vonnegut ve Donald Barthelme'nin çağdaş olmadığını; hatta tuhaf, utanç verici olduklarını ve onların yerini bambaşka bir şeyin aldığını öğrendiğimde, zaman yolculuğu yapan biri gibi telaşlanmıştım. Yaşadığım dünyanın doğruluğu resmen şüpheliydi. Henry Miller ve Lawrence Durrell'i kimse okumuyordu, Beat'ler beğenilmiyordu. Bütün bunların hepsi silinip gittiğinde ise, çağdaş edebiyatın ne olduğunu bilmiyordum bile. Onu değiştirmedim; sadece bilmeyi bıraktım."

 

 

Jonathan Lethem, The Paris Review, 2003

 

 

 

 


 

 

 

 

 

 

 

"Berbat bir günün ardından, yas tutmak yerine, içi kağıt dolu çöp kutuma bakarım ve "En azından benimle birlikte birkaç ağaç da gitti." derim."

 

David Sedaris

 

 

 

 


 

 

 

 

 

 

 

 

"Bir gecede, ciddi bir edebiyatçıya dönüşemem. Elmalarla, portakallları karşılaştıramazsınız. William Faulkner büyük bir edebiyat dehasıydı. Ben değilim."

 

John Grisham

 

 

 

 


 

 

 

 

 

 

"Yazmaya, sanırım, şiir yazan o korkunç çocuklardan biri olarak başladım; New York'ta bir rahibe manastırına gidiyordum. En sonunda, aralarında Meryem'in İsa'ya hamile kalmasını, 'kendi kendine yanma' olarak yorumlamamın da olduğu birçok sebepten dolayı oradan atıldım."

 

Dorothy Parker, The Paris Review, 1956

 

 

 

 


 

 

 

 

 

 

 

"Diğer herkes rezil kitaplar yazıyor, ben niye yazamayım? Eleştirilerle ilgili tuhaf olan şey, benim aslında baştan beri iyi olmadığımı, insanlara itiraf ettirmeye çalışmalarıydı. Sunday Times'da çalışan bir kitap eleştirmeni, geçmişte beni övmüş eleştirmenlere gerçekten de gidip ne kadar hatalı olduklarını halkın önünde kabul etmelerini istemiş.
Yayıncım Sam Lawrance, inanılmaz derecede zengin oldukları zaman, yazarların sürekli saldırıya uğradıklarını söyleyerek beni rahatlatmaya çalıştı. Acı çektim elbette, ama bayağı bir iş ve bayağı bir ticarette içinde kötü eğitimiyle kalan bir kimse olarak. Para için, sanatı yanlış yola saptırmam yeterince kötüydü. Sonra bu ağır suçu, inanılmaz derecede zengin olarak ikiye katladım. Bu gerçekten de hem benim, hem de diğer herkes için çok kötü. Her şeyim tamamen matbu, o nedenle hepimiz bana ve kitaplarıma katlanmak zorundayız.
"

 

Kurt Vonnegut, The Paris Review, 1977

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

DA

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.