Yapraklar sararır ve günler yavaş yavaş uzamaya başlarken Jack Kerouac'ı düşünürüm. Kerouac benim için sonbaharla özdeşleştirdiğim bir yazar, ve sözcüklerinin taşıdığı anlamın en çok bu aylarda anlaşılabileceğine inanıyorum. Ekim ayı Kerouac ayıdır bence: Yolda romanının ilk bölümünün kapanışını yaparken “Ekim'de eve dönüyordum. Ekim ayında herkes eve dönerdi,” demesinden belli.
Ev, Jean-Louis Kerouac için, Lowell'dı, Massachusetts'in ufak bir kasabası. Yazar burada doğmuş ve buraya gömülmüştü ölüm yılı olan 21 Ekim 1969'dan sonra.
Bu yıl Ekim ayı ise son derece Kerouac dolu geçiyor. Geçen hafta bir Beat klasiği olmuş Yolda romanının uzun zamandır beklenen film uyarlamasının gösterime giriğini öğrendim. Yolda, Kerouac'ın parça kağıtları uç uca ekleyerek yaptığı 36 metrelik bir ruloya yazılmış ve yazar, bir oturuşta hepsini daktilo ederek kitabı bitirmişti. Kitabın bu orijinal hali British Library'de bu yılın sonuna dek sergilenecek.
Yazarın memleketi Lowell'de ise her Ekim ayında kutlamalar gerçekleştiriliyor. Bu yılki programda bir edebiyat festivali, Kerouac'ın yazdığı bir oyun olan Beat Kuşağı'nın (The Beat Generation) dünya prömiyeri ve onun anısına düzenlenen 5 kilometrelik bir koşu yer alıyor.
Lowell kasabasının Kerouac'ın Ekim ayıyla bu denli özdeşleşmesinde etkili olduğu bir gerçek. Sonbaharın çok güzel yaşandığı bu yerin, yazarın çocukluğuna dair anıları ve hayallerinin yer aldığı Doctor Sax kitabına da ilham kaynağı olduğu biliniyor. Kerouac “yol”lara koyulduktan sonra, Lowell'a dönmemiş, ancak 1969 yılının Ekim'inde cenazesi kasabaya getirilmiş ve buraya gömülmüş. Geçmişine bağlı bir yazar olarak bilinen Kerouac şimdi, yazdığı Demiryolu Dünyasında Ekim şiirinden alıntıladığımız bir yerlerde olsa gerek: “Aşağıdan yük trenleri geçerken, gökyüzünde sihirli yıldızlar yükselir.”
Yeni yorum gönder