Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Kurt Vonnegut huysuz bir ihtiyar mıydı?



Toplam oy: 827

Kurt Vonnegut'ın oğlu Mark Vonnegut, yazarı yalnız, huysuz ve depresifmiş gibi gösteren "And So It Goes" adlı yeni biyografisi kitabına tepki gösterdi.

 

Charles Shields, kaleme aldığı So It Goes adlı biyografide Kurt Vonnegut'ı huysuz, sinirli, depresif ve ilk eşine karşı acımasız olarak tanımlıyor. 2007 yılında, Vonnegut ölmeden bir kaç ay önce, yazarla buluştuklarını ve yazarın çaresizce takdir edilmek istediğini yazan Shields, Jack Kerouac'ın gerçek ismi sözlükte yer alırken kendi gerçek ismi sözlükte olmadığı için kaşlarını çatan Vonnegut'ın, “Buna ne demeli?” diyerek huysuzluk ettiğini iddia ediyor.

 

Daily Progress gazetesine “Kurt, umduğum kişi değildi” diyen Shields, yazardan bir arkadaşıymış gibi bahsediyor: “Kitapları yazarın babacan olduğunu düşünmenize neden oluyor; ancak yazarla tanışınca karşımda ailesine karşı öfke duyan ve yıllar önce bitmiş olmasına rağmen hala ilk evliliğinden şikayet eden  84 yaşında bir adam buldum. Eleştirmenler tarafından takdir edilmediğini ve aydınların onu görmezden geldiğini düşünüyordu. Altın çağında olan ve bundan mutluluk duyması gereken bir adamla tanışacağımı düşünürken; tam tersine karşımda nasıl kötü muamele gördüğünün herkes tarafından bilinmesini isteyen huysuz bir adam vardı.”

 

Yazarın oğlu Mark Vonnegut ise Shileds'ın babası hakkındaki yorumlarına karşı tepkili: “Sizi temin ederimki babam başarısız olduğunu düşünerek ölmedi.”

 

Shileds ise Vonnegut'ın oğluna yazarın huysuzluğunu ve depresifliğini kanıtlayacak birçok delil olduğunu; bunlardan birinin de Mark'ın büyürken babasıyla fazla vakit geçirememesi olduğunu söylüyor.

 

Yazarın oğluysa babasının “mükemel bir adam ya da baba olmadığını” itiraf ediyor ancak okuyuculara “tek bir resme ve sadece istediği noktalara odaklanan kitabın anlattıklarına inanmadan önce bir parça eleştirel gözle bakmalarını" tavsiye ediyor.

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.