Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Manguel: "Kütüphaneler bir çeşit sansür mekanizmasıdır"



Toplam oy: 568
"Borges, Kütüphaneler ve Okumanın Keyfi" başlıklı söyleşide ustası Borges, kitap dünyası, okuyucu olmanın gücü ve sansür üzerine açıklamalarda bulunan Alberto Manguel, tarih boyunca gücü ele geçiren herkesin sansüre yeltendiğini ancak ayakta kalan ve kazanananın hep sözcükler olduğunu belirtti. Kütüphanelerin de bir çeşit sansür aracı olduğunu vurgulayan Manguel, dünyada herkes için yazılmış bir ya da birden fazla paragraf bulunduğuna inandığını söyledi.

Boğaziçi Üniversitesi'nin uluslararası misafir programı Boğaziçi Chronicles'ın 2015 yılındaki ilk konuğu ünlü yazar ve okuyucu Alberto Manguel oldu. Manguel, "Borges, Kütüphaneler ve Okumanın Keyfi" başlıklı söyleşide moderatör Meltem Gürle ve katılımcıların sorularını yanıtlarken, ünlü yazar Jorge Luis Borges'le geçirdiği yıllar, kitap dünyası, okuyucu olmanın gücü ve sansür üzerine açıklamalarda bulundu.

 

"Güce sahip olanlar hep sansür uygulamıştır"

 

 

Alice Harikalar Diyarında'dan yaptığı bir alıntı ile dünyayı çılgın yetişkinlerin sahnesi olarak tanımlayan Manguel, tarih boyunca gücü ele geçiren herkesin sansüre yeltendiğini ancak hiçbirinin başarılı olamadığını söyledi. Güçlü insanların sorgulanmaktan hoşlanmadıklarını ve bu sebeple yakarak, yok ederek, korkutarak ya da susturarak sansür uygulamaya çalıştıklarını ifade etti, "Ancak bu çaba yazarların kendi güçlerini fark etmelerini sağlar. Tarih boyunca sözcükler ve metinler sansüre rağmen yaşamayı hep başarmıştır," diye konuştu.

 

"Kütüphaneler de bir çeşit sansür mekanizmasıdır"

 

 

Her kütüphanenin kendi içerisinde bir düzene sahip olduğunu hatırlatan Manguel, sistematik kataloglamanın bir çeşit sansür olduğunu belirtti. Kütüphanelerin kütüphanecilerin tercihleri doğrultusunda oluştuğunu anımsatarak, "Her kütüphane kendisini düzenleyenin tercihlerinin gölgesini üzerine taşır. Çünkü kataloglama işi yorumla yapılır. Bu bir gerekliliktir ancak bir şekilde sizi yönlendirir ve tüm bilgilere aynı seviyede ulaşmanızı engeller. Bu da bir nevi sansürdür," dedi.

 

"Herkes için yazılmış bir paragraf vardır"

 

 

Dünya üzerinde herkes için yazılmış bir paragraf olduğuna inandığını belirten Manguel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sizi hiç tanımayan herhangi bir yazarın bir kitabının bir sayfasında, bir paragraf mutlaka sizi anlatıyordur. O birkaç satırla karşılaşınca 'İşte benim hikayem' dersiniz. Bazı şanslı insanlar bu paragrafı bulur, okur ve hafızalarına kazırlar. Benim kütüphanem kitaplarla dolu ve her yerde, her koşulda okumaya devam etmeme rağmen pek çok kitabı okumaya ömrümün yetmeyeceğini biliyorum. Ancak şunu da belirtmeliyim ki ben bana yazılan birden fazla paragrafa ulaşıp, okumayı başaran şanslı insanlardan biriyim."

 

"Gayem görme engelli birine yardım etmekti"

 

 

Hayatına yön veren Jorge Luis Borges ile genç yaşlarında bir kitapçıda çalışırken tanıştığını anlatan Manguel, şunları söyledi: "Neredeyse hiç görmeyen Borges hikayelerini o kitapçıda yazıyordu. Yazdıklarını, geri dönüp kontrol edebilmek için benden yardım isterdi. 1964-68 yılları arasında Borges’e kitap okumaları yaptım. İlk başta tek gayem görmeyen bir adama yardım etmekti. Ancak onun bir zanaatkar gibi ürününü işleyişi ve okumaları yaparken bana devamlı sorduğu sorular, bana hayatın formülünü öğretti. İlk başta ben de yazmaya çalıştım. Ancak yazdıklarımın, okuyup beğendiğim yazarların yazdıkları kadar iyi olmadığını görünce yazmayı bıraktım. Hangi kitabın iyi olduğuna okurların karar verdiğini gördüm ve kitabın üzerinde yazardan çok okuyucunun etkisi olduğunu farketmem okuma tarihi üzerine yaptığım çalışmaların başlangıcı oldu. Sadece yazabildiğimi yazmak yerine, her okumak istediğimi okuyor ve yorumluyorum."

 

Atölye çalışmaları yapacak

 

20 Ocak’a kadar Boğaziçi Üniversitesi’nde konaklayarak öğrenci ve akademisyenlerle buluşacak olan Manguel, okur-yazar ilişkisi, edebiyat tarihi, Türkiye’deki dil devrimi ve kültürel antropoloji üzerine atölye çalışmaları yapacak.

 

Öte yandan, İstanbul’un kültürel hayatının gelişimine katkı sağlamak amacıyla tasarlanan "Boğaziçi Chronicles" programı, 2015 yılında da önemli sanatçı, yazar ve düşünürleri İstanbul'da ağırlamaya devam edecek. Boğaziçi Chronicles'in konukları öğrenciler, akademisyenler ve İstanbullularla buluşacak, üniversite yaşantısının bir parçası haline gelecek, yaratıcılıklarını ve düşünsel birikimlerini İstanbul'un dinamik kültürel ortamında yeni üretimlere dönüştürerek, deneyimlerinin günlüğünü tutacaklar.

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.