Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Masumiyet Müzesi ilk kez



Toplam oy: 723

Kitapları 58 dile çevrilen ve her yeni romanı büyük bir merakla beklenen Nobelli yazarımız Orhan Pamuk, Masumiyet Müzesi'ni ilkbaharda açmayı planlıyor. Tamamen yazarın olanaklarıyla yapılan müzenin binası, koleksiyonu, sergileme fikri hazır durumda.

Pamuk okurları iki yıl önce, ‘Masumiyet Müzesi’nde geçen, Kemal’in, sevgilisi Füsun için açtığı müzenin gerçek hayatta da Orhan Pamuk tarafından açılacağını öğrenmişti.

5 YILLIK BİR ÇALIŞMA

Pamuk o zaman müze fikrini şöyle anlatıyordu: “Bir yandan da Kemal’in Füsun için kurduğu müzeyi, ben Çukurcuma’da kuruyorum. Bu karara vardıktan sonra, bundan dokuz yıl evvel Çukurcuma’da bir bina satın aldım. Sonra o binayı bir müze mekanı haline getirdim. Sonra da kendimi Kemal gibi hissederek eşyalar toplamaya başladım ve romanımı da zaman zaman bu eşyalar üzerinden anlattım.”

Orhan Pamuk, Masumiyet Müzesi’ni yazmaya 2001 yılında "Kar" adlı romanı yayımladıktan kısa süre sonra başladı. Bir yıl yazdıktan sonra ara verdi ve "İstanbul"u yazmaya başladı. Pamuk 2003 yılında İstanbul’u yayımladıktan sonra, tekrar romana döndü ve aralıksız olarak beş yıl daha Masumiyet Müzesi üzerinde çalıştı.

BİR MERAK MÜZESİ

Eski Brukner Apartmanı, Pamuk’un dünyanın çeşitli yerlerinde gezdiği küçük 'merak müzeleri'nin en ilginçlerinden biri olmaya aday. Yenilenen bina şimdi koleksiyonunu bekliyor. Orhan Pamuk’un yıllarca topladığı objelerle oluşturduğu koleksiyon da teşhire hazır. Kemal’le Füsun’un aşkına tanıklık eden objeler aynı zamanda Türkiye’nin otuz yıllık gündelik hayatına dair de ilginç bir bütün oluşturacak. Fotoğraflar, gazete kesikleri, gündelik eşyalarla donatılan müzede sesli ve görüntülü sürprizler de olacak.

Orhan Pamuk, Cem Erciyes'in yarın Radikal Kitap'ta yayımlanacak söyleşisinde son bir yıldır en çok Masumiyet Müzesi için çalıştığını, hatta hayatında ilk kez ‘son dört aydır hiç roman yazamadığını’ söylüyor. Müze tamamen Orhan Pamuk’un kendi imkanlarıyla bugüne kadar geldi.

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.