Nobel Edebiyat Ödüllü yazar Orhan Pamuk, Masumiyet Müzesi’nin kurulmasına destek veren İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti (AKB) Ajansı ile 21 Ağustos’ta protokol imzaladı. Pamuk, müze için kurduğu Masumiyet Vakfı adına imzaladığı protokolden sonra İstanbul AKB Ajansı yönetimi ve çalışanlarıyla sohbet etti. Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi adlı romanında anlatılan müze, geleneksel mimarisini hâlâ koruyan Çukurcuma Mahallesi’nde açılacak. Müze tamamlandığında, 1950’den 2000 yılına kadar İstanbul kültürünün, günlük hayat eşyaları, fotoğraflar ve filmler üzerinden şiirsel ve dokümanter bir temsili gerçekleştirilmiş olacak.
2010 Ajansı Yürütme Kurulu Başkanı Şekip Avdagiç ve Genel Sekreter Yılmaz Kurt’un ev sahipliği yaptığı sohbette İstanbul 2010 AKB ekibinin sorularını yanıtlayan Pamuk, İstanbul 2010 AKB Ajansı’nın desteği ile Masumiyet Müzesi sürecinin hızlanacağını söyledi. Pamuk, “Aslında ideali roman çıktığı gün müzeyi açmaktı. Ama olmadı. Sizin desteğinizle müzeyi daha çabuk bitirebileceğim.” dedi.
Masumiyet Müzesi’nin 11 yıldır devam eden bir süreç olduğunu belirten Pamuk, “Önce binayla başladı. Kızımı okula götürürken gördüğüm binayla birlikte, o binada yaşayan insanların hikayesini düşünmeye başladım. Bir mimar arkadaşım binayı müze haline getirmemi önerdi. Müze fikri 11 yılda adım adım böyle gelişti.” diye konuştu.
Pamuk, Masumiyet Müzesi romanını yazmadan önce 70’lerden 80 ortalarına kadar geçen döneme ait, roman kahramanlarının kullandığı eşyaları aldığını, bulamadığı eşyalarla ilgili bölümleri boş bırakıp yazmaya devam ettiğini, o bölümün eşyasını bulduğunda ise geri dönüp eksik bölümleri tamamladığını anlattı.
Müzede, Masumiyet Müzesi kitabındaki 83 bölümden 80’inde adı geçen veya romanı okunurken okuyucunun gözüne çarpmayan objelerin 80 ayrı birimde sergileneceğini belirten Pamuk, müzeyle ilgili soruları yanıtlarken şu bilgileri verdi: “70’lerden 80’lerin ortasına kadar geçen döneme ait epey fotoğraf, gazeteler, hayatımızda dikkat etmediğimiz birçok eşya olacak. Vita kutusu, gazoz kapağı, Fisun’un 4217 sigara izmariti…”
Füsun ile Kemal’in romanda durmadan bakıştıklarını hatırlatan Pamuk, buradan hareketle, Türk filmlerindeki bakışma sahnelerinden kolajlar yaptıklarını ve burada da Türkan Şoray’ın meşhur bakışlarından esinlendiklerini söyledi. Bu bakışın kökeninde ise geleneksel minyatür sanatımızdaki bakışın olduğunu ayrıca vurguladı.
Hâlâ müze için eşya toplamaya devam ettiğini anlatan Pamuk, “Örneğin, 1970’lerde kızların kullandığı tokaları arıyorum. Kimse bunları saklamamış… 70’lerin diş fırçasını arıyorum. Böyle şeyleri bulmakta zorlanıyorum. Çünkü bunlar atılmış…” dedi.
Çukurcuma’da dolaşırken bir eskicide bir kalıp sabun bulmasını da esprili bir dille anlatan Pamuk, 35 yıldır roman yazdığını, müzeyle birlikte ilk kez toplumsal bir iş yaptığını kaydederek bundan heyecan duyduğunu söyledi.
“Bu benim müzem değil. Yalnızca Masumiyet Müzesi” diyen Pamuk, burada diğer romanları veya kendisine ait bir obje olmayacağını özellikle vurguladı.
İstanbul 2010 AKB Ajansı, kentin 20. yüzyılın başından kalma geleneksel mimarisini korumaya devam eden sokakları olan Çukurcuma Mahallesi'nin Tophane'ye yakın kısımlarında açılacak "Masumiyet Müzesi" projesiyle, şehrin hala nispeten ücra bu bölgelerini hareketlendirmeyi, koruma bilincini bu mekanlarda canlandırmayı, modern kişisel müze fikrini şehrin en eski sokaklarına taşımayı amaçlıyor.
Yeni yorum gönder