Geçtiğimiz cuma günü felç geçirdikten sonra Connecticut'taki bir hastaneye kaldırılan yazar-çizer Maurice Sendak, 8 Mayıs Salı günü yaşamını yitirdi.
"Hazırım!"
Ölmeden kısa süre önce verdiği bir röportajda ise bunca yıldan sonra kendini hırpalamadığını ifade eden Sendak, mutsuz olmadığını ama ölen arkadaşlarını özlediği için sık sık ağladığını itiraf etmiş. Dünyadaki güzel şeyleri bırakıp gitmek istemediğini söyleyen Sendak, yine de "hazırım, hazırım, hazırım" diyerek ölümü beklediğini anlatmış.
Ülkemizde Canavarlar Ülkesinin Kralı olarak çevirilen Where the Wild Things Are adlı kitabıyla dünya çapında ün kazanan çocuk kitapları yazarı ve çizer Maurice Sendak, "Çocuklar için yazmıyorum. Ben sadece yazıyordum; yazdıklarımın çocuklar için olduğunu söylediler" dediği bir röportajda bildiği herşeyi başkalarına öğretmeyi görev edindiğini anlatmış. Sendak, hayatı boyunca birçok yazarın akıl hocalığını yapmış: "Bu kocaman gorilla kafası bir sürü tecrübeyle dolu. Ölmeden önce hepsini benim gibi yaptığı işe karşı tutkulu genç sanatçılarla paylaşmak istiyorum."
8 Mayıs günü hayatını kaybeden yazar- çizer Maurice Sendak, 2003 yılında verdiği bir röportajda dindar biri olmadığını anlatıyor. Hayatı boyunca etkilendiği sanatçıları Tanrı olarak kabul eden Sendak, katı Yahudi gelenekleriyle büyütüldüğünü ama bunların onun için hiçbir anlam ifade etmediğini anlatmış: "Benim Tanrılarım Herman Melville, Emily Dickens, Mozart, Shakespeare'di."
Sendak, 2011 yılına ait bir röportajda, "Eğer yayımlanabilir bir şeyse ne ala. Eğer değilse de benim için bir önemi yok çünkü 83 yaşındayım ve artık kendim için yaşama zamanım geldi" diyerek artık kendisi için yazdığını belirtmiş.
2011 yılında burun hakkında bir şiir yazmakta olduğunu söyleyen Sendak, başkalarının ne düşündüğünü artık umursamadığını şu sözlerle anlatmış: "Her zaman burun hakkında bir şiir yazmak istedim ama saçma bir konu olduğu için yapmadım. Gençken, çok fazla anlam ifade etmeyen şeyler hakkında yazı yazmaya korkardım. Ama artık korkmuyorum. Endişelenmek için hiçbir nedenim yok. Umurumda değil."
Mükemmel Kabusların Yazarı olarak nitelendirilen 20. yüzyılın en önemli çocuk yazalarından olan Sendak'in öyküleri, ailelerin çocuklarına okumaktan endişelenecekleri kadar karanlıktı. Son zamanlarda biraz daha karanlıklaştığı ise gözden kaçmıyordu. Yazarın öykülerinden birinde bir bebek beşiğinden kaçırılıyor, diğerinde ise annesinden süt emen bir çocuk yavaş yavaş annesini yiyor.
Yeni yorum gönder