Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Metis Ajanda'da bu sene: Irkçılık, Ayrımcılık ve Nefret Suçları



Toplam oy: 816

Metis Yayıncılık 2011 Ajandası için "Irkçılık, Ayrımcılık ve Nefret Suçları"nı konu olarak seçti. Nefret suçlarının yasalarda ayrı bir tanıma kavuşturulması, yasal mevzuatın nefret suçlarına hassas hale getirilmesi için bu konuya dikkat çekmeye çalışan Metis Yayıncılık’ın açıklaması şöyle:
 
“2011 Ajandası için "Irkçılık, Ayrımcılık ve Nefret Suçları"nı konu olarak seçtik Gerekçesi hepimizin yaşadığı hayatta yatıyor. Türkiye, 20. yüzyıl boyunca ektiklerini biçiyor, ırkçı zihniyetin cenderesinden çıkmayı başaramıyor. Irkçı zihniyetin ürünü olarak uzun süredir bir savaş hali içinde, bir nefret toplumu içinde yaşıyoruz.



DÜNYADA DA YENİ BİR KAVRAM

 

Konuyu Metis Ajandalarının mucidi olan araştırmacı arkadaşımız Levent Şensever önerdi ve hazırladı. Nefret söylemi ve nefret suçları, Türkiye'de olduğu kadar dünyada da yeni bir kavram. Nefret suçları, ırkçı ve ayrımcı bir zihniyetin korkularına, inanç kalıplarına, klişelerine dayanıyor. Yani şiddetten, saldırıdan, cinayetten, sokaktaki vurdu kırdıdan önce yanlış inanç, yanlış bilgi, yanlış düşünce söz konusu.

Bu ajanda bir anlamda okurlarımıza bir davet. Nefret suçlarının yasalarda ayrı bir tanıma kavuşturulması, yasal mevzuatın nefret suçlarına hassas hale getirilmesi önemli bir hukuk mücadelesi. Hepimizin bir ucundan tutmamız, desteklememiz gereken bir mücadele. İçerde de alıntıladığımız gibi, evet, yasalar insanların birbirini daha çok sevmesini sağlayamaz ama birbirlerine karşı suç işlemelerini engelleyebilir. En azından bunu umabiliriz.

Kuşkusuz ayrımcılık kolay kolay bitmeyecek: Eşitlikten nasibini almamış hiyerarşik ve otoriter bir toplumda, "ırk"tan vazgeçildiğinde kültüre, oradan inanca ya da inançsızlığa, olmadı cinsiyete, olmadı başka bir farklılığa geçilecek. Çünkü asıl mesele, insanlar arasındaki mevcut farkları tahakküm edebilmek için kullanmak. Bunca eşitsizliğin olduğu bir dünyada ayrımcılıktan tümüyle kurtulmak bir hayal. Ama özlenen, gerçekçi bir hayal. Tarihten öğreniyoruz ki, insanın adalet arayışı da bitmeyecek, hep sürecek."


NEFRET SUÇLARI NEDİR?

 

Ajandayı Levent Şensever hazırladı, Emine Bora tasarladı. Ajandanın içindekiler bölümü ve "Nefret Suçları Nedir?" bölümünden bir alıntı da şöyle:
 
İçindekiler
Nefret suçları nedir?
Nefret suçları teriminin ortaya çıkışı
Nefret suçları diğer suçlardan niçin farklıdır?
ABD ve Avrupa'da nefret suçları mevzuatı
Antisemitizm nedir?
Nefret söylemi nedir?
Nefret söylemi ve medyanın rolü
Türkiye'de yasal mevzuat
Uluslararası hukukta nefret suçları
Irkçılık nedir?
İslamofobi nedir?
Milliyetçilik nedir?
Soykırım
Çokkültürlülük anlayışı
Türkiye'de azınlıklar
Nefret suçları konusunda neler yapılabilir?
Nefret suçlarına karşı mücadelede sorunlar
Sosyal Değişim Derneği
Türkiye'de yürütülen çalışmalar ve kaynaklar
Kısa sözlük
 
Nefret suçları nedir?, s. 24-25.

Her yıl binlerce kişi hoşgörüsüzlüğün şiddet içeren dışavurumlarının mağduru oluyor. İnsanlar bazı karakteristik niteliklerini paylaştıkları gruplara aidiyetleri nedeniyle tehdit ediliyor, aşağılanıyor ve saldırıya uğruyor. Mezarlıklar, ibadet ve toplanma yerleri veya anıtlar, salt bu gruplarla özdeşleştirildikleri için tahrip ediliyor. Hatta söz konusu gruplara aidiyetleri nedeniyle insanların öldürüldüğü birçok olay ortaya çıkıyor.

Nefret suçu kavramı oldukça yeni. Nefret suçlarına karşı mücadelenin kökleri ABD'de 1960'lı yıllarda gerçekleşen sivil haklar hareketine dayanmasına karşın, kavram yaygın olarak 1980' lerin ortalarından itibaren kullanılmaya başladı.

Nefret suçları şiddet, marjinalleştirme, yalnızlaştırma, mağdur bırakma ve ötekileştirme gibi birçok sosyolojik ve kriminolojik boyutu kapsamaktadır.
 
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), nefret suçunu şöyle tanımlamaktadır: Mağdurun, mülkün ya da işlenen bir suçun hedefinin, ırk, ulusal ya da etnik köken, dil, renk, din, cinsiyet, yaş, zihinsel ya da fiziksel engellilik, cinsel yönelim veya diğer benzer faktörlere dayalı olarak benzer özellikler taşıyan bir grupla gerçek ya da öyle algılanan bağı, bağlılığı, aidiyeti, desteği ya da üyeliği nedeniyle seçildiği, kişilere veya mala karşı suçları da kapsayacak şekilde işlenen her türlü suçtur.

Bu bağlamda ırkçı saikle işlenen suçların, halkın bir kısmına karşı kin ve düşmanlığa tahrik fiillerinin, "namus" ya da "töre" olarak tabir edilen saiklerle işlenen cinayetlerin veya toplumsal linç girişimlerinin de –tartışmalı olmakla birlikte– nefret suçları kapsamına girdiği söylenebilir.

Nefret suçlarının özelliklerini iyi kavramak, bu suçlara karşı verilecek mücadele açısından son derece önemlidir. Ayrımcılığın en aşırı şekli olan nefret suçlarını diğer suçlardan ayıran en önemli unsurlardan biri, bu tür suçların bir önyargı saikiyle işlenmiş olmasıdır.
Dolayısıyla bir suçun nefret suçu olarak tanımlanabilmesi için şu unsurlar gerekir:
       1. Ceza hukukunda tanımlanmış bir suç fiilinin söz konusu olması,
       2. Suç teşkil eden fiilin bir kişi veya gruba veya bu kesimlerin mülkiyetine yönelik olması,
       3. Failin bu suçu anayasa, ceza hukuku ve diğer özel yasalarla koruma altına alınmış mağduriyet kategorilerine yönelik olarak bir önyargı saikiyle işlemiş olması,
       4. Suç teşkil eden fiilin, mağdurların "ırk", etnik kimlik, ulusal köken, toplumsal statü, eğitim, inanç, toplumsal cinsiyet, cinsel yönelimler veya engellilik gibi karakteristik özelliklerine yönelik seçici bir şekilde işlenmiş olması.

Nefret suçları ayrı bir kategori olmayıp, önyargı ve nefret saikiyle işlenen ve ceza yasası içinde ele alınan suçlar olmakla birlikte, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ve birçok uzman tarafından bu suçlara yönelik ayrı yasaların düzenlenmesi önerilmektedir. Nefret suçları fiziksel saldırı, mülkiyete verilen hasarlar, zorbalık, fiziksel veya sözlü taciz, aşağılama, saldırgan duvar yazıları, kundaklama veya nefret söylemi içeren yazı veya mektupların söz konusu olduğu vakalar olabilir.

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.