Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Murakami'nin üçlemesi 1Q84 için kitapçılar geceleri de açık



Toplam oy: 1054

Murakami'nin Japonya’da ilk iki ayda 1 milyon adet satan üçlemesi 1Q84, İngilizce olarak yayımlanıyor. Japonya'da 2009 yılında yayımlanan üçlemenin ilk iki kitabı tek baskı olarak 18 Ekim tarihinde, üçüncü kitap ise 25 Ekim'de ABD’de satışa sunulacak. Kitap Türkiye’de ise 2012 yılında Doğan Kitap tarafından yayımlanacak.



1Q84 Harry Potter’ın tanıtımlarını anımsatan şekilde sunulmuş olsa da aslında Japon bir yazardan uzun ve zor bir roman; ve Amerika’daki kitapçılar Haruki Murakami’nin bu 1000 sayfalık üçlemesinin İngilizce versiyonunun siparişlerini karşılayabilmek için gece yarılarına kadar açık kalmayı planlıyor.



Youtube’da kitabın tanıtım filmi dönmeye başladı bile; Spotify sitesi de caz tutkunu yazarın beğendiği şarkıların listelerini yayınlıyor. Japonya’da yayımlandıktan iki ay sonra 1 milyon adetlik satışa ulaşan kitabın çevirisini iki yıldır dört gözle bekleyen Murakami hayranları için, kitaptan sevdikleri bölümlerin çevirilerini internette yayımlayanlar da var.



Murakami’nin aşktan dine, kedilerden müziğe, gerçeküstü bir yaklaşımla kullandığı konular, karakterler ve olay örgüleri hakkında edebiyat bloglarında tartışmalar son süratle devam ediyor. Murakami’nin İngilizce çevirilerini yayımlayan Amerika’da Knopf ve İngiltere’de Harvill Secker yayınevleri de gelecek ay yayımlanacak olan 1Q84’e müthiş bir ilgi bekliyor. Kitap, her gün biraz daha gerçekliğini yitiren bir dünyada yaşayan kiralık katil Aomame ve romancı Tengo’nun hikayesini anlatıyor. 



Amerika’daki talep o kadar yüksek ki Knopf kitabın ikinci baskısının siparişini matbaaya şimdiden vermiş dile. İngiltere’de Harvill Secker yayınevinden Bethan Jones, kitapçılardan günde 10-15 adet sipariş aldıklarını açıklayarak şu yorumu yapıyor: “Murakami Japonya’da çok önemli. Başlarda alternatif ve külttü. Bu kitabın satışları çok yüksek olacak. Çeviri bir eser için gerçekten sıradışı bir durum, bu yüzden yüksek sayıda bastık.”diyor.



Kitabın Japonya’daki inanılmaz başarısından sonra –başlık George Orwell’in 1984 adlı kitabından geliyor ve Q harfi Japoncada dokuz olarak okunuyor- yayıncılar, iki çevirmenden -Jay Rubin ve Philip Gabriel- üçlemenin İngilizce baskısını bir an önce yetiştirebilmeleri için  aynı anda çevirmelerini istemişler.


 
İngiliz yayıncı Liz Foley bu yüzden Murakami’nin kitapta bilinçli olarak yarattığı anlaşılmaz noktaların çeviride bazen çelişkilere sebep olduğunu söylüyor. Murakami’nin gündelik hayatla fantastik öğeleri harmanlayabilmesini “Onda özel bir yenetek var. Yazdığı her şeyde kült öğeler ışıldıyor ve bu da Murakami hayranlarının sayısını arttırıyor” diyerek açıklıyor.  



Rubin ise Murakami’nin sıradan şeyleri olağanüstü bir şekilde anlattığını belirtiyor : “Onda en sevdiğim şey, geceyarısı yoğurt yemeyi ya da hamburger pişirmenin en iyi yolunu ya da çorap çekmecesine ketçap boşaltan birini tasvir edişi. Gerçekçi olduğu kadar olaylardaki geçişlerin detayları da çok acayip. Bir de insanlar onu sadece Japonya hakkında yazdığı için sevmiyor. Okuyucularının Japonya’yla ilgili olduğunu pek sanmıyorum. Bence okurun ilgisini, Japonya ile ilgili yazdıklarından çok, kendi dünyasının kapılarını   açış şekli ve kafasının içindekiler  çekiyor.



Rubin 1Q84’e olan talebin çok yüksek olduğunu belirtiyor ve Zemberekkuşu’nun Güncesi ilk çıktığında yayımcıların bir Japon romanının ilgi göreceğinden emin olmadıklari için çeviriyi kısaltarak yayınladıklarını ekliyor. Ancak Murakami’yi İngilizcede okuyan okurların hızlı yazılmış herhangi bir çoksatar eseri okumayacakları da bir gerçek.


 
Kafalardaki tek soru işareti ise 1Q84’ün ne zaman biteceği. 2009 yılında ilk iki kitap yayımlandığında okuyucular üçüncü kitabın varlığından haberdar değildi. Rubin, Murakami’nin hikâyenin devamı olmayacağını ima ettiğini söylüyor. Bir İspanyol gazetesine verdigi röportajda Murakami ise,  “Tengo’nun ileri yaşlarında geçen dördüncü devam kitabını yazabilirim, kimbilir?” yorumunu yapmış.   

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.