Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Muzır Kurul notları: Halkın ar ve haya duygularının bekçileri



Toplam oy: 813
Sabit Fikir’in 'Muzır Kurulu' dosyasında muzır ve müstehcenin tanımı, Kurul üyelerinin biyografileri, yasakçı tutumun otosansüre yol açıp açmadığı gibi konulara da yer veriliyor.

 

 

12 Temmuz 2011 tarihli Milliyet Cadde'de Mehveş Evin Sabit Fikir'in Muzır Kurul Dosyası'ndan çıkardığı notlarına yer verdi. Evin'in yazısı şöyle:

 

Sabit Fikir, kısa geçmişine rağmen hararetle takip edilen bir edebiyat dergisi. İçeriği kadar kapak tasarımı ve mizanpajı da çok başarılı. Sabit fikirlerle inceden dalgasını geçen, yenilikçi ve kişilikli bir yayın. Beşinci sayının kapak konusu, çok tartışılan 'Muzır Kurul'... 10 soruda kurulu inceleyen Mehmet Onur Doğan, harika bir iş çıkarmış! Mutlaka alın, okuyun. Ben 'özetin özetini' aktaracağım:



* 'Muzır Kurul' nasıl kuruldu: 1926’daki ilk TCK’ya dayanıyor. “Halkın ar ve haya duygularını inciten veya cinsi arzuları tahrik, istismar eder nitelikte genel ahlaka aykırı”  ifadesi ilk kez burada şekilleniyor. 1927’de kanunu desteklemek için 'küçükleri muzır neşriyattan koruma kanunu' çıkarılıyor.



* Kurul kimlerden oluşuyor?: 1986’da yapılan değişiklilerle 10 kişiden oluşuyor. Başbakanlık’ın seçtiği, en az 15 yıl kamu hizmeti yapmış bir üye, Adalet, İçişleri, Sağlık, Kültür Bakanlıkları’ndan ve YÖK’le Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan birer üye atanıyor. Talim Terbiye’nden iki, Ankara, İstanbul ve İzmir Gazeteciler Cemiyetleri’nden de birer kişi atanıyor.



Yazılı eser ve pornografi



* Yurt dışında benzerleri var mı?: Farklı isimler altında, evet. Batı ülkeleri arasında kitap yargılamada ABD şampiyon ancak 1960’tan önce. İngiltere’de 1857’de çıkan müstehcenlik yasası 1959’da yenilenmiş. Ancak sanat ve bilim eserleri kapsam dışı.



* Yurt dışında dava açılıyor mu?: Evet, açılabiliyor. Ancak uzmanların ifadesine başvuruluyor. Yani ne bürokrat, ne de devlet memurlarından oluşan bir kurul mevcut! 1970’den sonra 'müstehcenlik' kavramının yerini 'pornografi' almış. Ancak yazılı eserlerde pornografi dava konusu olmuyor.



Yaşasın muhbirler

 



* Bizdeki mevzuat nedir?: Basılan her kitabın bir nüshası, matbaaadan doğru Basın Savcılığı’na gönderiliyor. İhbar olursa soruşturma açılıyor. 'Halkın ar ve hayası' söz konusuysa Muzır Kurul’a rapor yazması için gönderiliyor. Kurula gönderilip cezasız kalan yayın yok... Bundan sonrası da hakimin paşa gönlüne bakıyor.



* Muhbir vatandaşın rolü ne?: Pek çok dava, 'muhbir vatandaş'lar sayesinde açılıyor. ABD’de McCarthy döneminde yaygınlaşan ve kurumsallaşan 'muhbir vatandaş'ın bizdeki altın dönemi 12 Eylül. İzleri baki...



* Yayınlar hangi kanunlarla yargılanıyor?: 2004’te, eski TCK kaldırıldı. Kurulun 'bilirkişiliği' sadece 226. Madde'ye  dayanıyor: 'Genel Ahlaka Karşı İşlenen Suçlar.' Müstehcenlik, yasada tanımlı değil! Mehmet Onur Doğan, son iki davada öne çıkan ifadelerin, eski TCK’ya dayandırıldığını hatırlatıyor.



Sakıncalı kitaplar

 



* 1940’ta Pierre Louys’in 'Afrodit' isimli romanının Türkçe çevirisi müstehcen bulunup dava açılmıştı.



* Sevgi Soysal’ın 'Yürümek' adlı kitabı 1971’de toplatıldı.



* Henry Miller’ın 'Oğlak Dönencesi' kitabı 1985’de toplatıldı. Hatırlıyorum da tam da bu yüzden koşarak gidip almıştım o kitabı.



* 1985’in en sakıncalı yazarı Pınar Kür. İki kitabı toplatıldı. Bir başkası da Füsun Erbulak.



* Daha da komiği, Şeyh Muhammed El Nefzavi’nin 16'ncı yüzyılda cinsellik üzerine yazdığı 'Itırlı Bahçe' müstehcenlik çengeline 1991’de takılıp toplatıldı!



Muzır Dosya'dan

 

 

* Sabit Fikir’in 'Muzır Kurulu' dosyasında muzır ve müstehcenin tanımı, Kurul üyelerinin biyografileri, yasakçı tutumun otosansüre yol açıp açmadığı gibi konulara  da yer veriliyor.

 

* Muzır Kurul’un tek kadın üyesi Nilüfer Voltan Acar’la yapılan röportajın başlığı: Esas gürültü vergi ödememek için!

 

* En ilginci, 'muhbir vatandaş' Emre Bukağılı, kendisiyle yapılan söyleşide, “Ben dine, mukaddesata, inançlı insanlara hakaretler edilen tüm yayınları kınıyorum” diyor... 

 

Mehveş Evin, 12 Temmuz 2011, Milliyet Cadde

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.