Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Nobel şiiri hatırlayınca



Toplam oy: 785

Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmasının ardından İsveçli şair Tomas Tranströmer'in kitapları Türkiye'de de tükendi. Türkiye'de ödülden önce okurlar arasında pek popüler olmayan şairi Star gazetesinden Neziha Çakıroğlu bir de edebiyatçılarımıza sormuş. Sordukları arasında "büyük şair" olarak gören de var, okurlar gibi ödülle tanıyan da. Çakıroğlu'nun Star gazetesindeki yazısı ve mini soruşturması şöyle:



Geçen hafta edebiyat dünyasının gündemindeki bir numaralı isim, hiç kuşkusuz Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan İsveçli şair Tomas Tranströmer’di.


Oysa edebiyat dünyası bu yılki ödül için Suriyeli büyük şair Adonis’e gözlerini çevirmişken, Nobel’in bu sürpriz isme gitmesi biraz da şaşkınlıkla karşılandı. Türkiye’de pek popüler olmayan Tranströmer adı Nobel ödülü sayesinde yeniden hatırlandı; şöyle bir hafızalar tazelendi. Peki edebiyatçılarımız, ‘Hüzün Gondolu’ ve ‘İzmir Saat Üç’ kitapları Türkçe’ye de çevirilmiş bulunan Tranströmer’i nasıl biliyorlardı? Şairin İzmir şiirini ‘vasat’ bulan da var, ‘şairin arada selamlanması iyidir’ ya da ‘yaşayan en büyük 3-4 şairden biridir’ diyen de...


Tranströmer büyük şairdir

DEMİR ÖZLÜ

32 yıl İsveç’te yaşadığım için Tranströmer’i tanıyorum. Çok büyük bir şairdir. Bugün dünyada yaşayan en büyük üç dört şairden biridir. Ödül yerini bulmuştur. İsveç’te en kuvvetli edebiyat türü şiirdir. Tranströmer de Nobel’e çoktandır adaydı. Tranströmer, en az kırk dile çevrilmiş bir şairdir. Kişilik olarak da fevkalade bir edebiyat adamıdır. Kadınken erkek kıyafetiyle, erkekken kadın kıyafetiyle fotoğraf çektirmekten uzak. İsveç’te büyük bir eleştirmen ‘1955”ten bu yana yazılan her şiirde Tranströmer vardır’ der.



Şairin arada selamlanması iyidir

ENİS BATUR


Tanıdığım bir şair. Şiirini beğeniyorum. Ödülü alması iyi oldu. Şairin selamlanması arada iyidir. Romancılar kadar ya da diğer yazarlar kadar şairlerin yapıtlarına ulaşma olanağı olmuyor. O bakımdan bu tarz ödüller şiire yeniden dönüş imkanı tanıyor okura. Bence iyi bir seçim.



Sezai Karakoç’a da sevinirdim


HAYDAR ERGÜLEN


Cevat Çapan’ın yıllar önceki çevirisinden Tranströmer şiirlerini okumuştum. Norveççeden Orhan Tekelioğlu da çeviriyordu. Meşhur İzmir’de Saat Üç’ü çevirmişti. Çok büyük bir şair. Önemli olan ödülün şiire verilmiş olması. Adonis kazansa çok sevinecektim. Ya da bizden Gülten Akın veya Sezai Karakoç...



Minimalist gelenekten geliyor

YAVUZ BAYDAR


Sağlam bir gelenek üzerine oturan, aslında 1968 kuşağının mensubu sayabileceğimiz Tranströmer, şiirini hep minimalist geleneğe oturttu, şiirde az ve öz söylemeyi tercih etti. Nobel’i hak ettiği konusunda  kuşkum yok. İsveç dilini çok ustaca kullanmıştır. Her ne kadar geçirdiği rahatsızlık nedeniyle son on, on beş yıl çok üretken olmadıysa da geçen yüzyılın edebiyatı üzerinde önemli bir iz bırakmıştır. Son on beş yıldır dünyada şiir sesini duyurmakta güçlük çekiyordu. Ödül iyi geldi.



Allah kabul etsin

HİLMİ YAVUZ


Bİr cehalet itirafında bulunayım; adam Nobel ödülünü aldıktan sonra adına aşina oldum. İzmir’le ilgili bir şiirine baktım. O da vasat. Allah kabul etsin!



Sadece şiir yazmış

AHMET KEKEÇ


Tomas Tranströmer’i tanımıyorum. İnternetten yaptığım küçük bir taramadan sonra, “pastoral” işlerle uğraşan bir şair olduğunu öğrendim. Şiirlerinden örnekler okudum. Sıradan sayılabilecek bir yaşam öyküsü var Tranströmer’in. Sadece şiir yazmış; Bizim Fazıl Hüsnü Dağlarca ve Edip Cansever gibi... Başka disiplinlere meyletmemiş.



(Neziha Çakıroğlu, Star)

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.