Geçtiğimiz hafta bildiğiniz gibi 18. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali'yle geçti. Bir grup kültür sanat basınıyla birlikte ben de oradaydım. Üstelik kendime gizli bir de görev vermiştim; filmlerde saklı duran edebiyat alıntılarının izlerini bir dedektifin titizliğiyle sürmek! Hedefimde ise asıl olarak, festivalin gözdesi Nuri Bilge Ceylan'ın Bir Zamanlar Anadolu'da'sı yer alıyordu.
Derken beklenen gün geldi ve ben de salondaki herkes gibi bir huşu içinde Bir Zamanlar Anadolu'da filmini izlemeye, başladım. Film zaten bütünüyle iyi bir edebiyat eserinin lezzetine sahip. Çehov'un ruhu ise karakterlerinden olay örgüsüne dek bütünüyle filme yayılmış. Onun ıssız ve tekinsiz taşra bölgelerinde geçen öyküleri, detaylara odaklanan karakter çözümlemeleri adeta ete, kemiğe bürünmüş bir şekilde perdede işte... Kırıkkale'ndeki bir cinayet soruşturması için iki zanlıyla birlikte yollara düşen bir doktor, bir savcı ve polis şefinin hikayesini anlatan film, ilk başta biraz da doktor karakteri nedeniyle bana Mihail Bulgakov'un Bir Köy Doktorundan Öyküler'i (Notos Kitap) de anımsatmıyor değil. Kendisi de bir doktor olan Bulgakov, öykülerinde aynen filmdeki doktor karakteri gibi taşrada görev yapan şehirli bir doktorun başından geçenleri ve izlenimlerini sade ve bir o kadar da çarpıcı bir biçimde anlatır.
Film ilerliyor ve ben nihayet aradığım gizli Çehov hazinesiyle karşılaşıyorum. Doktor ve savcı, gece boyunca süren yolculuk sırasında bir ara kısa bir sohbete dalıyorlar ve savcı doktora; tam da kendi söylediği tarihte, nedensiz bir şekilde ölen güzel bir kadının esrarengiz öyküsünü anlatıyor. Hurafelere inanmayan doktorun bu hikayeye şüpheyle yaklaşmasından hafifçe bozulan savcı, öyküsünün devamını ise filmin sonlarına saklıyor. Bu öykü, neredeyse replikleri/ diyalogları dahi değişmeden Çehov'un Sorgu Yargıcı adlı öyküsünün tıpkısının aynısı! Üstelik aynı olan yalnızca ölen kadın detayı değil, öykünün savcıyla doktorun bir otopsi için kırsalda çıktıkları bir yolculuktan da bahsediyor olması... Meraklı okuyucular ise bu öykünün orijinalini Everest tarafından yayımlanan Anton Çehov'un tüm öykülerinin dördüncü cildi olan Kırlarda Bir Gün'de okuyabilirler. (Elif Tanrıyar, SABAH)
Bende alıntılar kısmında Anton Çehov alıntı diye okuyunca merak edip arattım , tesekkurler yazı icin.
Zaten filmin sonunda nuri bilge ceylan Alıntı diye bir sütun açmış ve Anton Çehov yazmış.. Yani anlaşılan bunu çözmek pek de gizemli bir iş değil.
Bilen için film esnasında Çehov öyküleriyle karşılaşmanın heyecanı muhakkak bir başkadır. Bununla birlikte jenerikte "alıntılar : Çehov" ibaresinin aktığını da söylemek lazım ki yanlış intiba oluşmasın.
Yeni yorum gönder