Türkiye’de bu içerikle ilk kez İstanbul’da gerçekleştirilen, daha sonra Ankara’da da yoğun ilgiyle takip edilen Yaratıcı Okurluk Atölyesi’nin sekizinci dönemi, 11 Nisan 2015 Cumartesi günü yeniden Ankara’da, Öykü Günleri Derneği’nde başlıyor.
Hikayeci Özcan Karabulut kuruculuğunda yaşamını sürdüren, bugüne dek birçok yazarla programlar düzenleyen Öykü Günleri Derneği’nde, iki hafta sürecek olan bu atölye, yazmak için önce okumak gerektiğini düşünenleri; iyi okurun kötü yazardan daha önemli olduğunu bilenleri ilgilendirmekte.
Atölyenin yaratıcısı yazar, şair Onur Caymaz, 11, 12, 18 ve 19 Nisan’da yapılacak programla ilgili şöyle söylüyor:
“Atölyeye daha önce katılanlar birbirleriyle iletişimde kalarak okuma kulüpleri, okuma grupları kurdu, hayatlarına edebi bir zenginlik kattılar, bir sürü güzel geribildirim ulaştı elime. Niye mi? Çünkü okumak, anlamanın – anlaşmanın ilk adımı. Dünya, anlam üzerinde durur. Anlamadığımız şeyler hayatı zorlaştırır. İçinden edebiyatın, tarihin, dinin, hatıranın ve şarkıların geçtiği bu programa dünyanın en tanınmış yazarı da, yazmayı hiç denememiş bir okur da sadece okur olarak davetli…
“Bu atölyenin ana ekseni yazarlık öğretmek değil; Nabokov’un derslerinden mülhem, edebiyat yeteneğinin doğuştan olduğunu, öğretilebileceğini düşünmüyorum. Peki okurlar bu programda ne yapacak diyeceksiniz? Herhalde karşı be karşı oturup kitap okumayacağız :) Harflerin tarihinden girecek, kelimenin macerasına uzanacak; cümlenin ne olduğundan edebi cümlenin nasıl bir şey olabileceğine; dilin kullanımından, bazı temel edebi metinlere dek büyük bir seyahate çıkacağız. Bununla da kalmayıp her ders sonunda seçtiğim özel metinleri bir sonraki derse kadar okuması gerekecek katılımcının. Farklı bir macera… Cemil Meriç’ten Homeros’a, Handke’den Balzac’a, Nâzım’dan Füruzan’a bir kazı çalışması…”
“Yazı, dil, edebiyat kültürü, teknik, üslup, bunlar öğretilebilir; denecek bir şey yok ama içerde ışıyan cevher para karşılığı alınıp satılamaz ne yazık ki… Kaldı ki herkes yazı yazmak zorunda değildir, gerçek edebiyat okurunun çok az olduğunu biliyoruz, iyi edebiyatın sundukları, bu çağın ‘değer’ silsilesi içinde pek parlak sayılmaz; bir ‘başarı öyküsü’ falan anlatmıyorsanız tabii. Çünkü iyi edebiyat, sizin başarınızın, bir başkasının başarısızlığı olduğunu da öğretir. Kelimeleri, cümleleri, harfleri, romanları, şiirleri, hikâyeleri, yazarları, tarihi, dini, şarkıları, masaya yatıracağız. Elimizden geldiğince, dilimiz döndüğünce, katılımcı dostlarla birlikte ‘okumayı’ yeniden öğreneceğiz.”
Bilgi için ankaraoykudernegi@gmail.org ve 0530 419 94 93 - 0312 419 10 98
Yaratıcı Okurluk Atölyesi Programı
Program:
1. gün
Alfabe, harf, simge
* Elif’ten alfa’ya, uzun ince bir yol…
* Harfler ve edebi maceraları, hurufat: John Berger’in G’sinden, Georges Perec’in hiç e harfi kullanmadan yazdığı La Dispiration’a; Ahmet Necdet Ç’sinden, Costa Gavras’ın Z’sine, Metin Eloğlu’nun Ğ’sinden, Asaf Halet’in He’sine tüm alfabe…
2. gün
Kelime, dil, anlam
* Kelime, kalem, kelam, mana. Kelime yaralanmak mı demek?
* Dil nedir, dil kusuru, dil bilinci – şarz, meşaz
* Dilin başkalaşması, yerli yerinde kullanımı
* Nokta, virgül, noktalı virgülü bilmeyen yazarlar
* Kusur sahiden üslup mudur, makas kullanmayı az bilen terzi olur mu?
* Her şey yazıldı da hepsi anlaşıldı mı?
3. gün
Cümle, metin, kitap
* Cem, cümle, içimizden geçen cümleler
* Düşük cümle, devrik cümle, bitik cümle
* Metin hayatın neresinde? “Metin” olun, edebiyat ölmedi!
* Yazarın anlatacak şeyinin olmaması. “Hiçbir şey”, anlatılabilir mi?
* Kitabın tarihi (taş, tablet, papirüs, kodeks), ilk kitaplar, kitapçı, sahaf
* Kitap kâr ettirir mi, yazar fakir olmak zorunda mı? Sektör olarak yayıncılık, piyasa
4. gün
Yazmak, edebiyat, okumak
* Yazmak öğretilebilir mi? Herkes yazabilir, yazar olabilir mi?
* Edebiyat, peki, tamam ama neden?
* Okumak bir işe yarar mı? Türkiye’de okumak nasıl bir şeydir?
* Okumanın tarihi
* İyi de ne okusam? En sevdiğim hikâye… Dizenin söylediği
Yeni yorum gönder