Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Onur Caymaz ile Yaratıcı Okurluk Atölyesi Ankara'da



Toplam oy: 1054

Türkiye’de bu içerikle ilk kez İstanbul’da gerçekleştirilen, daha sonra Ankara’da da yoğun ilgiyle takip edilen Yaratıcı Okurluk Atölyesi’nin sekizinci dönemi, 11 Nisan 2015 Cumartesi günü yeniden Ankara’da, Öykü Günleri Derneği’nde başlıyor.

 

Hikayeci Özcan Karabulut kuruculuğunda yaşamını sürdüren, bugüne dek birçok yazarla programlar düzenleyen Öykü Günleri Derneği’nde, iki hafta sürecek olan bu atölye, yazmak için önce okumak gerektiğini düşünenleri; iyi okurun kötü yazardan daha önemli olduğunu bilenleri ilgilendirmekte.

 

 

Atölyenin yaratıcısı yazar, şair Onur Caymaz, 11, 12, 18 ve 19 Nisan’da yapılacak programla ilgili şöyle söylüyor:

 

“Atölyeye daha önce katılanlar birbirleriyle iletişimde kalarak okuma kulüpleri, okuma grupları kurdu, hayatlarına edebi bir zenginlik kattılar, bir sürü güzel geribildirim ulaştı elime. Niye mi? Çünkü okumak, anlamanın – anlaşmanın ilk adımı. Dünya, anlam üzerinde durur. Anlamadığımız şeyler hayatı zorlaştırır. İçinden edebiyatın, tarihin, dinin, hatıranın ve şarkıların geçtiği bu programa dünyanın en tanınmış yazarı da, yazmayı hiç denememiş bir okur da sadece okur olarak davetli…


“Bu atölyenin ana ekseni yazarlık öğretmek değil; Nabokov’un derslerinden mülhem, edebiyat yeteneğinin doğuştan olduğunu, öğretilebileceğini düşünmüyorum. Peki okurlar bu programda ne yapacak diyeceksiniz? Herhalde karşı be karşı oturup kitap okumayacağız :) Harflerin tarihinden girecek, kelimenin macerasına uzanacak; cümlenin ne olduğundan edebi cümlenin nasıl bir şey olabileceğine; dilin kullanımından, bazı temel edebi metinlere dek büyük bir seyahate çıkacağız. Bununla da kalmayıp her ders sonunda seçtiğim özel metinleri bir sonraki derse kadar okuması gerekecek katılımcının. Farklı bir macera… Cemil Meriç’ten Homeros’a, Handke’den Balzac’a, Nâzım’dan Füruzan’a bir kazı çalışması…”


“Yazı, dil, edebiyat kültürü, teknik, üslup, bunlar öğretilebilir; denecek bir şey yok ama içerde ışıyan cevher para karşılığı alınıp satılamaz ne yazık ki… Kaldı ki herkes yazı yazmak zorunda değildir, gerçek edebiyat okurunun çok az olduğunu biliyoruz, iyi edebiyatın sundukları, bu çağın ‘değer’ silsilesi içinde pek parlak sayılmaz; bir ‘başarı öyküsü’ falan anlatmıyorsanız tabii. Çünkü iyi edebiyat, sizin başarınızın, bir başkasının başarısızlığı olduğunu da öğretir. Kelimeleri, cümleleri, harfleri, romanları, şiirleri, hikâyeleri, yazarları, tarihi, dini, şarkıları, masaya yatıracağız. Elimizden geldiğince, dilimiz döndüğünce, katılımcı dostlarla birlikte ‘okumayı’ yeniden öğreneceğiz.”

 

Bilgi için ankaraoykudernegi@gmail.org ve 0530 419 94 93 - 0312 419 10 98

 

Yaratıcı Okurluk Atölyesi Programı

 

Program:

 

1. gün

 

Alfabe, harf, simge

* Elif’ten alfa’ya, uzun ince bir yol…

* Harfler ve edebi maceraları, hurufat: John Berger’in G’sinden, Georges Perec’in hiç e harfi kullanmadan yazdığı La Dispiration’a; Ahmet Necdet Ç’sinden, Costa Gavras’ın Z’sine, Metin Eloğlu’nun Ğ’sinden, Asaf Halet’in He’sine tüm alfabe…

 

2. gün

Kelime, dil, anlam

* Kelime, kalem, kelam, mana. Kelime yaralanmak mı demek?

* Dil nedir, dil kusuru, dil bilinci – şarz, meşaz

* Dilin başkalaşması, yerli yerinde kullanımı

* Nokta, virgül, noktalı virgülü bilmeyen yazarlar

* Kusur sahiden üslup mudur, makas kullanmayı az bilen terzi olur mu?

* Her şey yazıldı da hepsi anlaşıldı mı?

 

3. gün

Cümle, metin, kitap

* Cem, cümle, içimizden geçen cümleler

* Düşük cümle, devrik cümle, bitik cümle

* Metin hayatın neresinde? “Metin” olun, edebiyat ölmedi!

* Yazarın anlatacak şeyinin olmaması. “Hiçbir şey”, anlatılabilir mi?

* Kitabın tarihi (taş, tablet, papirüs, kodeks), ilk kitaplar, kitapçı, sahaf

* Kitap kâr ettirir mi, yazar fakir olmak zorunda mı? Sektör olarak yayıncılık, piyasa

 

4. gün

Yazmak, edebiyat, okumak

* Yazmak öğretilebilir mi? Herkes yazabilir, yazar olabilir mi?

* Edebiyat, peki, tamam ama neden?

* Okumak bir işe yarar mı? Türkiye’de okumak nasıl bir şeydir?

* Okumanın tarihi

* İyi de ne okusam? En sevdiğim hikâye… Dizenin söylediği

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.