Orhan Pamuk, İngiltere’nin başkenti Londra’da Silent House adıyla, Robert Finn tarafından Türkçeden İngilizceye yeni çevrilen Sessiz Ev romanıyla ilgili bir edebiyat söyleşisine katıldı.
Çok sayıda konser ve sanat etkinliğinin düzenlendiği Southbank Centre, Queen Elizabeth Hall’daki Pamuk söyleşisine ilgi yoğundu. 30 yıl önce kaleme aldığı Sessiz Ev romanından birkaç pasaj okuyan ve kitabının konusuyla ilgili bilgi veren Pamuk, “Bu kitabı 1980′deki askeri darbeden hemen sonra yazdım. Aslında bu dönemde başka bir kitap daha yazıyordum ve bu siyasi bir kitaptı. Ancak bu kitap çok radikaldi ve askeri darbeden sonra bu kitabı bitiremeyeceğimi fark ettim. Bu kitabı yarıda bıraktım ve bu kitap hala evimde bir çekmecede duruyor” diye konuştu.
Bazı romanlarının siyasi olup olmadığına ilişkin ise Pamuk, “Romanlarımla ilgili hiçbir zaman sorun yaşamadım. Ancak konuşmalarım, röportajlarımla ilgili sorun yaşadım” dedi. Orhan Pamuk, söyleşiyi dinleyenlerin sorularını da yanıtladı.
Yeni projelerine ilişkin bir soru üzerine Pamuk, Kafamda Bir Tuhaflık isimli yeni bir roman yazdığını kaydederek, bu romanında 1960′lardan, 2000′li yılların başına uzanan bir hikaye ile bir işportacıyı anlatacağını kaydetti.
“Türkiye’de cezaevlerindeki açlık grevlerine ilişkin ne düşündüğünün ve bu grevlerinin nasıl sonuçlanacağını tahmin ettiğinin” sorulmasına üzerine ise yazar Pamuk, “Kolay bir şekilde sonuçlanacağını düşünmüyorum. Ancak, bu konulara şu anda girmek istemiyorum. Bu konuya, kolay bir çözüm öngörmüyorum” yanıtını verdi.
Pamuk soruları yanıtlarken, Ahmet Hamdi Tanpınar‘a olan hayranlığını dile getirdi ve Tanpınar‘ın kahramanı olduğunu söyledi. Söyleşinin ardından yazar Orhan Pamuk, uzun bir kuyruk oluşturan hayranları için kitaplarını imzaladı.
Yeni yorum gönder