Nobelli yazar Orhan Pamuk, ABD’nin önde gelen liberal siyaset ve sanat dergilerinden The New Republic'e röportaj verdi. Pamuk, romanlarından günlük hayatına, Türkiye’deki siyasi durumdan Gezi Parkı olaylarına birçok konuda konuştu.
Gezi Parkı protestolarıyla ilgili olarak, “İnsanların siyasi tercihlerini ifade edebildikleri demokratikleşme çağında milyonlarca kişinin şehirlere akın etmesinin siyasi İslamın muhafazakâr türlerinin güçlenmesine neden olacağını düşünüyor musunuz?” sorusuna Pamuk şöyle yanıt verdi:
“Taksim ve Gezi Parkı olaylarıyla gördüğümüz şey kısmen şudur: Bir ülke zenginleşince bireysellik duygusu güçlenir. O ülkeyi eski otoriter yollarla idare edemezsiniz. Erdoğan’ın yaptığı gibi medyayı kontrol etseniz bile, bireyler sokağa çıkar ve parklarda ayaklanır. Bu gösteriler organize değildi. Siyasi partiler bunu yönetmeyi başaramadı. Herkes sınırlarını bilirse ılımlılar ve modern birey aynı toplumda yan yana yaşayabilir. Burada sorun Erdoğan’ın eski moda, 1930′lardan kalma bir lider gibi hareket etmesiydi. Her şeyi yapan, her şeyi idare eden… ‘Benim yüzde 50 oyum var, çenenizi kapatın’ diyen. Evet, yüzde 50 oyunuz var ama karşınızda tamamen sizin gibi olmayan 72 milyon insan var.
Taksim olayları Erdoğan’a ya da gelecekte Türkiye’yi yönetecek herhangi bir lidere veya dünyanın bu bölgesindeki herhangi bir kişiye şunu söylemenin en iyi yoluydu: Bir ülke fazla zengin ve karmaşık hale gelirse, o ülkenin lideri kendisini güçlü hissedebilir. Ancak aynı zamanda bireyler de güçlü hisseder. Parklara gidip ‘hayır’ derler. Bir siyasi programları ya da partileri olmayabilir ama dışarı çıkıp etkileyici bir ‘hayır’ derler. Bu beni çok mutlu etti.”
Kaynak: Hürriyet
Yeni yorum gönder