Kaleme aldığı sekiz romanın tamamı Bulgarcaya çevirilen Orhan Pamuk'a, Bulgaristan'ın en eski üniversitesi olan Sveti Kliment Ohridski Rektörlüğü tarafından "fahri doktora" ünvanı verildi.
Üniversitenin ana amfisinde düzenlenen törende konuşan Pamuk, Bulgaristan'da bu kadar çok okuyucusu olmasının kendisini mutlu ettiğini belirtti.
Elizabet Kostova Vakfı'nın daveti üzerine “Öteki Renkler” adlı son kitabının Bulgarca çevirisinin tanıtımını yapan Pamuk, “Türkiye'deki, İstanbul'daki yaşamımızı dünyaya anlatmak için roman yazıyorum” dedi. “Kağıt, kalem ve mürekkep kokusunu sevdiğini, edebiyata büyük bir inancı olduğunu” ifade eden Pamuk, “Yaşam zaten çok kısa. Roman yazarak yaşamın güzelliğini anlatmaya çalışıyorum” diye konuştu.
“Arap Baharı'nı mutlulukla izliyorum”
Siyasi konulara girmekten kaçınan Pamuk, ona rağmen Arap dünyasındaki “ilkbaharı” mutlulukla izlediğini belirterek, “Bu insanların diktatörlerini tek tek tahtlarından devirmelerini görürken adeta gözlerim yaşarıyor. İnsanların tepkisi gerçekten saygıya değer. Bu tepki sadece bölgenin değil, tüm dünyanın hayatı algılayışını değiştiriyor” görüşünü dile getirdi.
Sofya'da “Red House” açık oturum kulübünde düzenlenen basın toplantısına da katılan Orhan Pamuk, dijital çağda da okuma alışkanlığının değişmeyeceğini kaydederek, “Daima kitap okumaya devam edeceğiz. Bilincimiz, kullandığımız sözcüklere bağlıdır. Sözcükler yaşadığı sürece edebiyat, ruhumuzun en narin tellerine dokunmaya devam edecektir” dedi.
Pamuk'un televizyon dizisi
Pamuk, Türk dizilerinin birçok ülkede olduğu gibi Bulgaristan'da da popüler olmalarından haberdar olduğunu söyledi. Dizi seyretmeye zaman ayıramadığını itiraf eden Pamuk, ona rağmen kaleme aldığı romanların birisinin Türkiye'de televizyon dizisine dönüştürülmesine ilişkin sözleşme imzalamak üzere olduğunu duyurdu.
Orhan Pamuk, yazmaya devam ettiği yeni romanında boza satan, sıradan bir tüccarın yaşam mücadelesini anlattığını belirtti.
Balkanlar'da farklı kimliklerin ortaklığı ve 'öteki Avrupa'
Tüm romanları Bulgarcaya çevirilen ve ülkede büyük bir hayranlıkla karşılanan Orhan Pamuk, katıldığı basın toplantısında bir Bulgar gazetecinin sorusunu yanıtlarken, Balkanlar'daki “farklı kimliklerin ortaklığından” söz etti.
Pamuk, Balkanlar'ın çeşitlilik sahibi bu ortak kimliğin tanımını bölge halkları değil, “öteki Avrupa'nın” yapmaya çalıştığını savundu.
Bulgaristan'a yaptığı üç günlük ziyaretini sürdüren Pamuk, dün Bulgaristan Kültür Bakanı Vejdi Raşidov ile görüştü. Bakan Raşidov'dan, Bulgaristan Kültür Bakanlığının verdiği “Altın Yüzyıl” ödülünü alan Pamuk, “Heykeltıraş olarak bilinen bir bakandan bu ödülü almayı, edebiyata gösterilen büyük bir saygı, jest olarak algılıyorum” dedi.
Medya tarafından Bulgaristan'ın kültürel gündeminde “yılın en önemli etkinliklerinden biri” olarak nitelendirilen Orhan Pamuk'un ziyareti “Öteki Renkler” adlı biyografik içerikli denemelerden oluşan son kitabının Bulgarca çevirisinin tanıtımı ile tamamlandı.
Red House açık oturum kulübünde yapılan toplantıda, son kitabından bir pasaj okuyan Pamuk, salonu dolduran hayranları tarafından ayakta alkışlandı.
Pamuk'u daha iyi kullanabilmeliydik; dışa açılmakta zorlanan edebiyatımız için iyi bir vitrin olabilirdi. Edebiyat dışı talihsiz sözleri yüzünden, bugün iyi bir romancımız, kendi ülkesinde hak ettiği değeri göremiyor. Enteresan olan da şu ki; edebiyat dışı söylemlerinin ödül almasına etki ettiği muhakkak; fakat metinleri, bu söylemlerin dışında tutulduğunda, ödülü başlı başına sanatsal değerleriyle alabilirdi. Son on yılda, Pamuk'tan daha iyi diyebileceğimiz kaç kişi aldı ki nobeli... Keşke işi olmayan konularda sansasyon yaratma derdinde olmasaydı; bugün belki de birçok üniversitemiz ona bu ödülü veriyor, halk da onunla gurur duyuyor olurdu.
Yeni yorum gönder