Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Oscar Wilde'ı artık öpemeyeceksiniz...



Toplam oy: 925

 

İrlandalı yazar ve şair Oscar Wilde'ın kadın hayranlarının eseri olan ruj lekeleri nedeniyle seneler içinde oldukça zarar gören ve dünyanın en kirli turist mekanlarından biri olarak gösterilen mezar, Wilde'ın torunu Merlin Holland, ünlü şairle ilgili bir senaryo kaleme alan İngiliz oyuncu Rupert Everett ile Fransız ve İrlandalı yetkililerin katıldığı bir törenle ziyarete açıldı.

 

İrlanda hükümetine mezarda yapılan yenileme çalışmasını finanse ettiği için teşekkür eden Holland, çok uzun zamandır büyükbabasının eserlerinden telif ücreti alamadığını, bu nedenle mezarı onarmanın kendisi için imkansız olduğunu kaydetti.

 

Rupert Everett da kadın hayranlarının Wilde'ın mezarını ''sonu gelmek bilmeyen öpücükleriyle kelimenin tam anlamıyla yiyip bitirdiklerini'' belirterek, ''Wilde bugün yaşasaydı, gördüğü bu ilgiden büyük mutluluk duyardı'' diye konuştu.

 

Everett, Wilde'ın ünlü eserlerinden ''Ciddi Olmanın Önemi''nin (The Importance of Being Earnest) beyazperde uyarlamasında rol aldığını da hatırlatarak, Wilde'ı ''hem dehası hem de akılsızlığından ötürü çok ilham verici ve acıklı'' bulduğunu belirtti.

 

1900 yılında Paris'te bir otel odasında yoksulluk içinde hayata veda eden Wilde'ın mezarı, modernist heykeltıraş Jacob Epstein tarafından tasarlanmış, 1985 yılına kadar neredeyse hiç zarar görmemişti. Mezar, 1990'lı yıllardan itibaren ruj lekeleri ve grafitilerin kurbanı olmuştu.

 

Mezarın etrafına yerleştirilen cam kaplama, ziyaretçilerin mezar taşına dokunmasını engellese de Wilde'ın hayranlarının şimdiden mezarın yanı başındaki ağaca öpücük izlerini bırakmaya başladıkları belirtiliyor.

 

Pere Lachaise mezarlığı, Wilde'ın yanı sıra Edith Piaf, Marcel Proust ve Jim Morrison gibi pek çok ünlü ismin mezarına ev sahipliği yapıyor.

 

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.