23 Eylül 1973'te, 69 yaşındayken hayatını yitiren Şilili ünlü şair Pablo Neruda'nın ölüm belgesinde belirtildiği gibi prostat kanserinden ölüp ölmediği konusunda soruşturma başlatıldı. Henüz konuyla alakalı kesin delillere ulaşılamamış olsa da, Nobel Ödüllü şairin doğal sebeplerle ölmediği konusunda kuvvetli şüpheler bulunuyor.
Pablo Neruda 23 Eylül 1973'te, Augusto Pinochet'nin askeri bir darbe ile seçimle başa gelen başkan Salvador Allende'nin hükümetini devirmesinden 12 gün sonra Santiago'da bulunan Santa Maria Clinic'te vefat etmişti. 2013 yılında Pablo Neruda'nın doğal sebeplerle ölmediği, hastanede yattığı sırada kendisine çeşitli müdahalelerde bulunulduğu iddiası üzerine yargıç Mario Carroza ünlü şairin mezarının açılmasına ve naaşı üzerinde incelemelerde bulunulmasına karar vermişti.
Neruda'nın naaşından alınan örneklerin dört farklı ülkede incelenmesinin ardından Şili hükümeti şairin ölümünde üçüncü şahısların etkisinin bulunmuş olabileceğini duyurdu. Geçtiğimiz cuma günü bir araya gelen 16 bilim insanı ise Neruda'nın ölüm belgesinde belirtilen "kanser kaşeksisine bağlı bedensel güçsüzlük" nedeninin gerçekçi olamayacağına oybirliği ile karar verdi.
Kopenhag Üniversitesi Adli Tıp Bölümü'nden Dr. Niels Morling bu gerekçenin gerçeği yansıtmadığını belirtiyor ve "Kaşeksi belirtisi yoktu. Neruda öldüğünde obez bir adamdı. Yaşamının son zamanlarındaki diğer tüm koşullar bir tür enfeksiyona işaret ediyor," diyor. Dr. Niels Morling bu inancında yalnız değil, İspanya'da bulunan Murcia Üniversitesi'nden Aurelio Luna ve Kanada'da bulunan McMaster Üniversitesi'nden Debi Poiner de Dr. Niels Morling'i destekleyici açıklamalarda bulunuyor ve Pablo Neruda'nın ölümüne laboratuvar ortamında yaratılmış bir tür bakterinin neden olmuş olabileceğini belirtiyorlar.
Ünlü şairin yaşamının son günlerine ilişkin tanık ifadeleri ise birbiriyle çelişiyor. Kimi tanıklar Neruda'nın koma halinde olduğunu söylerken diğerleri ise şairin sekreteri Homero Arce'ye anılarını dikte ettirecek denli iyi olduğunu savunuyor. Şairin ölümünden bir gün evvel Meksika'nın Şili Büyükelçisi Gonzalo Martínez Corbalá tarafından ziyaret edildiği ve büyükelçinin şaire tedavisini daha iyi şartlarda sürdürmek için Meksika'ya nakledilmesini teklif ettiği, ancak Neruda'nın karar vermek için birkaç gün istediği ve ertesi gün de öldüğü söyleniyor. Zehirlenme hipotezinin savunucularının iddiası ünlü bir komünist olan Neruda'nın yurt dışında askeri cunta karşısında güçlü bir muhalif ses haline geleceği düşünüldüğü için öldürüldüğü yönünde.
Ünlü şairin örtük bir suikasta kurban gidip gitmediği konusunda kesin bir sonuca ulaşılması amacıyla yürütülen araştırmalar sürüyor.
Kaynak: The Guardian
Yeni yorum gönder