Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Paris Review’a partici editör



Toplam oy: 791

Paris Review’da önceki bahar görev değişikliği olmuş, derginin editörlüğüne gazeteci ve soykırım uzmanı Philip Gourevitch’in yerine, 1973 doğumlu Lorin Stein getirilmişti. Stein, derginin 58 yıllık tarihinde bu göreve getirilen üçüncü ve New York sosyal çevrelerinin efsane ismi George Plimpton’ın izinden giden ikinci kişi. Gerçi Kimse Plimpton olamaz, fakat Fransızcadan kitaplar çeviren, şiir üzerine master yapmış ve Jonathan Franzen’ın Freedom romanının yayına hazırlanmasına katkıda bulunmuş olan Lorin Stein, onun daha çok, mirasçısı olarak düşünülebilir.

 

Genç edebiyat çevrelerinin en ortalarda görünen karakterlerinden biri olarak Stein, Paris Review’a çok ihtiyaç duyduğu o ilk klasını verebilecek yetenekte biri olarak görülüyor. Yazar ajanı Ira Silverberg: “Kolaylıkla söylenebilir ki Lorin Stein, George Plimpton’dan sonra Paris Review’un başına gelen en güzel şey. Bazı açılardan oldukça eski moda. Lorin, kesinlikle çok aktif biri. Okumalarını nasıl yaptığı beni hayretler içinde bırakıyor” diyor genç editör için.

 

 

 

Franzen söyleşi yayımlamayı başardı

 

Stein, önceki nisanda göreve başladığından bu yana, ofisi yayıncıların ve yazarların mesai saatleri sonunda dedikodu yapıp bir şeyler içmek için uğradığı, akşamları yapılan ve hıncahınç dolu olan Paris Review partilerine katıldıkları bir yer haline geldi.

 

Lorin Stein işe başladığında üzerinde büyük bir yük vardı. Farrar Straus and Giroux Yayınevi’nin Başkanı Jonathan Galassi, danışman ve patrondu. Hiçbir yerle söyleşi yapmayan Jonathan Franzen, Stein’ın marifetiyle dergide yayımlanan ilk röportajlardan birinin konusu olmayı kabul etti. Farrar, Strauss and Giroux Yayınevi’nde Jonathan Galassi’nin asistanlığından baş editörlüğe kadar çeşitli kadrolarda çalışan Stein, James Wood ve Richard Price gibi isimlerle çalıştı.

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.