İstanbul ve Urfa'da dün (28 Ekim) yapılan Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) operasyonu adı altında, Türkiye Yayıncılar Birliği Yayımlama Özgürlüğü Komitesi Başkanı ve Evrensel gazetesi yazarı Ragıp Zarakolu da gözaltına alındı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı polislerin dün BDP İstanbul Siyaset Akademisi'nin yanı sıra birçok adrese yaptığı baskınların yanı sıra Mersin, Muğla ve Yalova'da toplam 42 kişi gözaltına alınmıştı.
Gözaltına alınanlar arasında Zarakolu'nun yanı sıra BDP Bağcılar İlçe Örgütü üyesi ve Kül-Der yöneticilerinden Nizam Özmen de bulunuyor. Özmen'in, depremzedeler için İstanbul'dan Van'a götürülen yardım kamyonundan indirilerek gözaltına alındığı bildirildi.
Gözaltı listesinin 70 kişiden oluştuğu bilgisi dün Cihan Haber Ajansı tarafından servis edilmişti. Dün gözaltına alınanlar arasında Muğla Datça'da gözaltına alınıp İstanbul'a getirilen Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde öğretim üyesi ve BDP Parti Meclis üyesi Prof. Dr. Büşra Ersanlı'da vardı. Aynı zamanda BDP'nin Anayasa Komisyonu'nda da yeralan Ersanlı, yeni anayasa çalışmaları kapsamında AKP heyetinin 10 Ekim'de görüştüğü BDP'liler arasında bulunuyordu.
OĞLU DA TUTUKLANMIŞTI
Ragıp Zarakolu'nun oğlu Deniz Zarakolu da 4 Ekim'de İstanbul'da yapılan KCK operasyonunda gözaltına alınmıştı. Bilgi Üniversitesi'nde Siyaset Bilimi doktorası yapan Deniz Zarakolu, 7 Ekim günü tutuklanmıştı.
Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celal konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:
"Türkiye Yayıncılar Birliği Düşünce, İfade ve Yayınlama Özgürlüğü Komitesi Başkanı, yazar, yayıncı Ragıp Zarakolu'nun 28 Ekim 2011 akşam 20:00 sularında gözaltına alındığı öğrenilmiştir. Avukatı Özcan Kılıç'tan elde edilen bilgiye göre üyemiz Ragıp Zarakolu'nun neyle suçlanarak göz altına alındığı henüz kendilerine bildirilmemiştir.
Ragıp Zarakolu, yayımlama özgürlüğü için çalışan, düşüncelerin serbestçe ifade edilmesini savunan bir yazar ve yayıncıdır. Bu tavrı nedeniyle onlarca kez yargılanmıştır ve halen süren davaları vardır.
Gazeteci, köşe yazarı, yayıncı ve yazarların haklarında geçerli bir suçlama varsa savcılıklara davetle ifadelerinin alınması yerine topluca gözaltına alınmalarını düşünce ve ifade özgürlüğü ve demokrasimiz açısından çok sakıncalı ve vahim uygulamalar olarak değerlendiriyoruz.
Avrupa Komisyonu'nun "2011 Türkiye İlerleme Raporu"nda belirtildiği gibi "Denetimli serbestlik yerine tutuklamaya sıkça başvurulması, uzun tutukluluk süreleri ve bu tutuklama gerekçelerinin detaylı şekilde açıklanmaması gibi sebepler, Türkiye'deki yargı sisteminin uluslararası standartlara uygun hale getirilmesi ve Terörle Mücadele
Kanunu'nun (TMK) değiştirilmesi ihtiyacını ortaya çıkarıyor. Özellikle TMK kapsamındaki yargılamalarda, hakkındaki iddiaları öğrenene dek sanıkların çok uzun süreler boyunca tutuklu kalması ve avukatlarının delillere ve dosyaya ulaşamaması önemli bir sorundur."
Yeni yorum gönder