Türkiye'nin en eski yayınevlerinden olan Remzi Kitabevi, İzmir Agora Şubesi'ndeki mağazalarında çalışan Ahmet Öğrük ve Talip Öztürk'ün işten çıkarılmalarıyla gündeme geldi.
soL haber portalından Alihan Dalmış'a konuşan Ahmet Öğrük ve Talip Öztürk, DİSK'e bağlı Sosyal İş Sendikasına üye olduktan sonra işlerini kaybettiklerini öne sürerlerken, Remzi Kitabevi iki personelin ayrılma nedenlerini işlerini gereken şekilde yapmamaları ve işyerinin uyumunu aksatmaları olarak gösterdi.
Bunun üzerine bir açıklama daha yayınlayan Öğrük, "Remzi Kitabevi'nin sabitfikir.com'a konuya ilişkin yapmış olduğu açıklama gerçeği yansıtmamakta olup şirketi ibra etmiş olmamız da söz konusu değildir. Bizler 2,5 yıla yakın zamandır işimizi gerektiği gibi yaptık. Sendikal çalışma yürütmemiz dolayısıyla işimize son verildiği kanaatindeyiz," ifadelerini kullandı. Ayrıca işçilere destek için change.org'da boykot çağrısıyla bir imza kampanyası başlatıldı. "Çalışanlarınızın sendikal örgütlenme hakkını gasp etmekten vazgeçin" başlıklı kampanyaya destek olmak için tıklayınız.
"Taleplerimiz kabul görmedi"
Öğrük'ün soL haber'e yaptığı açıklama şöyleydi: "Bizler olağan taleplerde bulunduk. Çalışma koşullarının düzeltilmesini, 3-4 yıldır artmayan yemek ücretlerinin artmasını, fazla mesailerin ücrete çevrilmesini istedik ve bunun için DİSK’e bağlı Sosyal İş’e üye olduk. Diğer çalışanlara da sendikaya üye olmaları yönünde çağrı yaptık. Bu olaydan bir hafta sonra işimize son verildi."
Öztürk ise şu ifadelere yer vermişti: "Remzi Kitabevi emekçileri olarak, çalışma koşullarının yaşam koşullarının çok gerisinde kaldığı gerekçesiyle işverene ilettiğimiz talepler kabul görmedi. Bu talepler, ücretin asgari ücretin üzerinde bir rakama getirilmesi, günlük yemek ücretinde artırım ve yol parası ile fazla mesailerimizin ücret olarak ödenmesidir. Biz de sendikaya üye olduk ve işten çıkarıldık."
"Haberde yazılanlar gerçeklerle uyuşmuyor"
Remzi Kitabevinin konuya ilişkin cevabi yazısı şöyleydi: "İzmir Agora Şubemizden 11 Ağustos 2014 tarihinde ayrılan Ahmet Öğrük ve Talip Öztürk adlı iki personelin ayrılma nedenleri işlerini gereken şekilde yapmamaları ve işyerinin uyumunu aksatmalarıdır. Çalışmayı sürdürmek istemediğimiz bu iki personele tüm tazminatları eksiksiz ödenerek işlerine son verilmiş olup, kendileri de yapılan ödemeleri almış ve şirketimizi ibra etmişlerdir."
Sosyal İş Sendikası, avukatları aracılığıyla Remzi Kitabevi'ne dava açarak, işçilerin işe dönüşünü talep edecek. Türkiye genelinde 12 mağazası olan Remzi Kitabevi bünyesinde yaklaşık 200 personel görev yapıyor.
GG - EB
süreci bir şekilde yakından takip etmekteyim. 2 yılı aşkın bir süredir çalışmakta olan iki kişi şirketten bazı şartlarının iyileştirilmesini (bunu talep eden sadece 2si değil) talep ettikten ve sendikalı olduktan bir hafta sonra mı işleri aksatmaya uyumu bozmaya çalıştı? patronların sendikaya, örgütlü işçiye tahammülü olmadığı bilinen bir gerçek
Remzi Kitabevi çalışanlarının talepleri çok net. 2,5 yıldır göze batmayan "uyumsuzluk" şimdi mi çalışılmayacak raddeye varmıştır? Çalışanlar ne zaman haklarını istemeye, örgütlenmeye başladı, Remzi Kitabevi de o zaman, muhtemelen gözdağı vermek için işten attı iki çalışanını. Başka bir çalışan, işten çıkarmalardan önce şöyle bir şey yazıyor:
"2012 yılından beri Agora şubesinde çalışmaktayım. İşe başlarken ki koşullar bugün hala olduğu gibi devam etmektedir. Hayat pahalılığı her geçen gün artmasına rağmen koşullarımızın iyileşmesine dair herhangi bir adımın atılmaması kaygı vericidir. Son dönemdeki bir diğer kaygı verici şey ise yaşanan yoğun istifalara rağmen işçi alımının yapılmamasıdır. Bu haliyle iki kişinin yapması gereken işi bir kişi tek başına yapmak zorunda kalmaktadır. Ama ben bu işe bir son verilmesini ve durumumuzun iyileştirilmesine dair bazı taleplerimin olduğunu bildiririm. İvedi bir şekilde: sodexo zammı, yol ücreti uygulaması başlatılması, fazla çalışma sürelerinin ücret olarak ödenmesi ve işçi alımlarının yapılması.
Yukarıda ki isteklerin sadece beni değil sanırım bütün Remzi Kitabevi çalışanlarını mutlu edeceğini ve onları da çok yakından ilgilendireceğini düşünüyorum. Remzi Kitabevi yöneticilerini bir an önce işçilerinin sorunlarıyla ilgilenmeye davet ediyorum. Bu konuda gerekli işlemlerin yapılmasını talep ediyorum.
Gerekli hassasiyet gösterilmediği takdirde sendikal mücadeleye başvuracağımı ve her türlü hukuksal hakkımı bu yasal yolla elde etmeye çalışacağımı bildiririm."
Bu bir süreçtir. Belli ki Remzi Kitabevi şu an korkup geri adım atmaya çalışıyor. Bu bir kazanımdır işçiler açısından. Remzi Kitabevi'ni boykot edelim! İşçiler taleplerini kazanımlara dönüştürdüğü vakit yine kitabevi olarak hizmet görebilir. Sütaş gibi Remzi Kitabevi de işçi düşmanıdır. Bunda iki kere düşünecek bir şey yok.
Yeni yorum gönder