Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

"Sabahattin Ali'yi ben öldürdüm"



Toplam oy: 395

Polisin, 1963 öncesine ait dosyalarının halka açılmasıyla faili meçhul cinayetler arasında yer alan Sabahattin Ali cinayeti de çözülmeye başlandı. İstihbarat teşkilatı MAH mensubu Ali Ertekin, Sabahattin Ali'yi öldürdüğünü itiraf etti: "Evet ben öldürdüm."



Yenigün Gazetesi sahibi Kemal Bayram Çukurkavaklı’nın, Ali Ertekin ile yaptığı görüşme notlarının yayınlanmasıyla ortaya çıkan bilgiler, Çukurkavaklı’nın oğlu Alev Çukurkavaklı tarafından Sabahattin Ali olayı adıyla kitaplaştırıldı.

 

 

"Vurdum yere yığıldı, öldüğünü anlayınca kaçtım"

 

Tanyeri yayınlarından çıkan kitapta, 1992’de ölen Çukurkavaklı, Ali Ertekin’in itiraflarını anlatıyor. Zeytinburnu Astsubay okulunu bitiren Ertekin, 12 Mart döneminde İstanbul Sıkıyönetim Komutanı olan Faik Türün’ün, 1943’de Teğmen rütbesi ile komutanı olduğunu belirtiyor. İstanbul, Anadolu Hisarı, Göksu caddesinde bir evde yaşayan Yugoslav göçmeni olan Ali Ertekin, eşi Bedia Ertekin ile birlikte şu bilgileri veriyor:

"Şişli süvari okulunda inzibat başçavuşuyken bir tüfek kayboldu, beni sorumlu tutup ordudan ihraç ettiler. İstanbul’da iş buldum. Adalet Cimcoz adlı bir kadının kamyonu vardı, Trakya’dan peynir getiriyordu. Sabahattin Ali de bu kadının katibiydi. Giren çıkan malları kontrol ediyordu. Beraber, Kırklareli Üsküp nahiyesine peynir almaya gittik. Sabahattin Ali, mandıra yerine ormanın içine ve sınıra doğru yürümeye başladı. Önce Bulgaristan’a sonra Moskova’ya gideceğini, Türkiye’ye dönüp, hükümeti devireceklerini söyledi. Ben karşı çıktım sınırdan geçemeyeceğimizi söyledim. Tartıştık, elimde kalın bir ağaç dalı vardı, vurdum yere yığıldı. Öldüğünü anlayınca orada bırakıp İstanbul’a döndüm’’

 

 

 

Cinayetten kimseye bahsetmediğini 5-6 ay sonra Milli Emniyetten (MİT) Zeki Kayraklı adlı bir kişinin kendisini sorguladığını belirten Ertekin, "Beni serbest bıraktılar, ardından da, Sultanahmet Cezaevinde yatıp çıkan komünistleri takip, onlarla ahbap olup, bilgi alma görevi verdiler’’ dedi. Halat fabrikasında işe de sokulan Ertekin burada 17 yıl çalışıp, emekli oldu. 1906 doğumlu olan Ertekin, artık hayatta değil…

 

 

 

Sabahattin Ali olayı

 

 

1907 yılında Edirne’de doğan Sabahattin Ali, Öğretmen Okulunda mezun oldu ve ilkokul öğretmenliği yaptı. İçimizdeki Şeytan adlı romanı milliyetçi kesimde tepki toplayınca meslekten çıkarıldı. Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz'la birlikte Marko Paşa, Malum Paşa, Merhum Paşa, Öküz Paşa gibi siyasi mizah dergileri çıkardı. Hakkında açılan davalar nedeniyle cezaevinde yattı.

Yurt dışına gitmek isteyen Sabahattin Ali, pasaport alamayınca Bulgaristan’a kaçmaya karar verdi; ancak 2 Nisan 1948’de cesedi Edirne yakınlarında, Bulgaristan sınırında ormanlık arazide bulundu. O dönemin istihbarat teşkilatı MAH mensubu Ali Ertekin tarafından ihbar edildiği, işkencede öldürüldüğü ve suçu da Ertekin’in üstlendiği öne sürüldü. Ertekin yargılandı ancak çıkarılan afla serbest kaldı. Sabahattin Ali olayı da faili meçhul kaldı.

 

 

Kaynak: Gazeteport

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.