Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

SabitFikir'in haziran sayısı çıktı: Müzisyen romancılar



Toplam oy: 440

“Müzik ile edebiyatın öteden beri birbirine ne kadar yakın olduğunu biliyoruz. Birini anmak, çok geçmeden diğerini de akla getiriyor. Hep yakınlık içermiş bir ilişki bu; dolayısıyla bir müzisyenin, bugün edebiyatın en popüler türü olan romana da el attığını öğrenmek, önce hayranlık uyandırsa da, şaşırtmıyor aslında.”

 

SabitFikir dergisinin Haziran 2016 tarihli 64. sayısının dosya başlığı, “Müzisyen romancılar”... Yaz aylarına girdiğimiz ve bir anlamda konser sezonunun açıldığı bugünlerde Hilmi Tezgör, besteleyen, çalan ve söyleyen müzisyenlerin “düz” yazdıklarına da bakıyor; Woody Guthrie’den Bob Dylan ve Leonard Cohen’e, Morrissey’den Zülfü Livaneli ve Hüsnü Arkan’a uzanıyor:

 

“Bu müzisyenlere gönül verdiysek, düz yazdıklarına da bakmak şart galiba. Yoksa bizdeki resimleri eksik kalabilir.”

 

SabitFikir orta sayfalarının vazgeçilmezi Kararsız Okur infografiği de, her zamanki gibi, kapak konusunu destekliyor. Oylum Yılmaz’ın hazırladığı ve Sedat Girgin’in resimlediği Kararsız Okur, bu ay müziğin hikayesinin peşinde. Müziğin tarihinden büyük bestecilerin yaşamöykülerine, müziğin kültürü, kültürün müziği nasıl değiştirdiğini ortaya koymaya çalışan inceleme-araştırma kitaplarına uzanıyor.

 

Mehmet Erkurt ise bu sayıda Söyleşi sayfalarına, çocuk kitapları da yazan bir müzisyeni, Kalben’i konuk ediyor. Lulu'nun Maceraları serisini üçüncü bir kitapla noktalamayı planlayan Kalben, otobiyografik sayılabilecek ilk albümünü, “Biriktirdiğimiz tüm anıların, seslerin, yüzlerin üzerimizde etkili olduğuna inanıyorum. Bunların albüme yansıması, karar verilmiş, hesaplanmış bir durum da değildi,” diyerek anlatıyor.

 

Güncel meseleler ve güvenilir kitap eleştirileri için…

 

Naz Tansel

 

 

 

Güncel sayfalarında Emre Bayın, eserleri artık telif kanununa tabi olmayan Halit Ziya Uşaklıgil’in Aşk-ı Memnu romanının birçok yayınevi tarafından yayımlandığına dikkat çekiyor; “Peki, dünya klasiklerini hangi yayınevinden okuyacağımızı seçerken devreye giren çeviri faktörü bu kitaplarda söz konusu olmadığına göre, nasıl seçim yapacağız?”

 

Dünyadan sayfalarında da Mert Tanaydın, çeviri faktörünü başka bir açıdan ele alarak, dilimize yeterince çevrilmemiş usta bir yazarı gündeme getiriyor; Paul Auster’dan Jonathan Franzen’a pek çok çağdaşına ve ardından gelen yazara ilham, dostluk ve akıl vermiş Don DeLillo'nun romanlarına dilimizde de ihtiyaç duyduğumuzu vurguluyor.

 

SabitFikir’in bu sayısında ayrıca Paul Nizon, Mark Twain, Meltem Gürle, Antonio Tabucchi, Kevin Wilson, Şebnem İşigüzel, Enis Batur, James M. Cain, Stephen King, Daniel Woodrell, Julian Barnes, Yu Hua ile Hilary Mantel’in eserlerini güvenilir eleştirmenler Ali Bulunmaz, Hayati Roman, Irmak Zileli, Hikmet Hükümenoğlu, küçük İskender, Oylum Yılmaz, Aydın Baran Gürpınar, A. Ömer Türkeş, Yankı Enki, Nazan Maksudyan, Burcu Bayer, Melisa Kesmez ve Gökçe Gündüç yorumluyor.

 

H. Burak Kuyaş’ın hazırladığı NesneKitap da bu ay, kitaplarının “nesne düzeyinde alımlanmasını” da ayrıca önemseyen Murathan Mungan’ın eserlerini inceliyor: “Türkçede örneklerine çok rastlamıyoruz nesne kitapların. Ve Murathan Mungan külliyatına baktığımızda; tüm kitaplarını tek bir rafta yan yana dizdiğimizde oldukça ‘renkli’, ‘hareketli’ bir görüntüyle karşı karşıya kalıyoruz.”

 

GrafikRoman sayfalarında Levent Cantek, ağır ve konuşkan veya tek kelimeyle şizofren diye nitelenebilecek Çizgili Tişört'ü değerlendiriyor; “kendisini farklı biçimlerde okutabilen iyi hikayelerin gücünü taşıyan bir kitap bu.”

 

KuşBakışı ise bu ay Yalçın Tosun’u ağırlıyor. Yazarın çalışma masasının fotoğrafına bugünlerde üstünde çalıştığı, adı henüz konmamış kısa romanından tadımlık bir alıntı da eşlik ediyor.

 

SabitFikir'in kapak illüstrasyonu Murat Miroğlu’na ait. Ancak çizimler bununla sınırlı değil; iç sayfalarda dikkatli gözler, çok sayıda yetenekli ve genç çizerle de karşılaşıyor. 

 

SabitFikir’i nereden bulacağız?

 

Türksen Kızıl

 

 

 

Yayın yönetmenliğini Ceyhan Usanmaz'ın yaptığı SabitFikir’i tüm D&R’lardan satın alabilirsiniz; idefix paketleriyle ise ücretsiz. SabitFikir’in içeriğini ve daha fazlasını www.sabitfikir.com adresinde bulmak mümkün.

 

Editörden

 

Ceyhan Usanmaz

 

Bir internet sitesinde, fazlaca muğlak ifadelerle verilmesine karşın, şöyle bir haber var: “Henüz resmiyete dökülmeyen, herhangi bir kaynak tarafından onaylanmayan habere göre, ağustosta İstanbul’da bir Morrissey konseri izleyeceğiz.” Daha önce İstanbul’daki konserine katılma imkanı bulamayanlar için –muğlak ama– sevindirici bir haber elbette; her zaman bekleriz kendisini! Ama asıl, Morrissey’le ilgili, beklediğimiz başka bir şey var; kitapları... Özellikle de 2015 tarihli List of the Lost romanı. Her ne kadar kimi yayınlarda “bu kitabı okumayın” şeklinde eleştirilerle karşılanmış olsa da, romanın Türkiye’de de belli bir ilgiyle karşılanacağını söyleyebiliriz rahatlıkla. Gerçi Morrissey’in 2013’te yayımladığı tartışmalı “Otobiyografi” kitabı bile henüz Türkçede yayımlanmamışken, sanırım List of the Lost’tan önce Morrissey’in kendisini görme olasılığı daha yüksek.

 

(Yazının tamamı için tıklayınız.)

 

Dosya yazısından

 

Hilmi Tezgör

 

Rap müziğinin “istihza ustası” Gil Scott-Heron’un 2010 yılındaki Brixton konserinden önce, albümlerinin satıldığı tezgahta şiirleri de vardı, romanı da. The Vulture’ı ilk defa orada gördüm. Satın almadım ve tabii çok kısa bir süre sonra da bundan pişmanlık duydum. Ustanın şarkı sözlerinin içerdiği şiirselliğin, sosyal eleştirinin ve derinliğin farkında olduğumu düşünüyordum ama bir de romanı varmış demek ki... “Cuma geceleri, yarışları başlatan tabanca sesini getiriyor aklıma. Herkesi hafta boyu süren bekleyişlerinden kurtarıyor sanki bu ses.” 1970 tarihli The Vulture bir “noir.” Harlem noir’ı. Ayrımcılık ve sınıf çatışmasını arka planına alan, sürükleyici bir roman. Ancak rap şairi, besteci, şarkıcı, caz piyanisti, eleştirmen Gil Scott-Heron’un bir romanı daha var: The Nigger Factory. Militan öğrenci aktivistlerin haklarını savunmak adına verdikleri mücadeleyi anlatan bir roman bu ve 1972’de yayımlanmış. Ve bu iki roman da Türkçede yok, ama olsa bile ne kadar ilgi göreceğine dair ciddi şüpheler mevcut.

 

(...)

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.