Evrensel Yayınları'ndan yeni çıkan Türk Çocuk Edebiyatında Engellilik adlı kitap, 40 yıllık bir dönemde çocuk kitaplarında sakatların yansıtılışını inceliyor, toplumun sakatları nasıl algıladığını gözler önüne seriyor.
Türkiye'de toplumun yaklaşık yüzde 10'unu oluşturan sakatları görünür kılmak için yapılan çalışmalar her ne kadar hâlâ çok yetersizse de giderek artıyor. Evrensel Basım Yayın'dan çıkan Türk Çocuk Edebiyatında Engellilik 1969-2009 adlı kitap bunlardan biri. 40 yıllık bir edebiyat taramasının üzerine kurulu olan kitapta, bu süre zarfında çocuklar ve gençler için yazılmış 40 kitapta toplumdaki sakat algısı ele alınıyor.
Ayfer Gürdal Ünal'ın eseri yüksek lisans tezinin kitaplaştırılması aslında. Ünal ilk tespitini ele aldığı kitapların içeriklerine geçmeden önce yapıyor. İncelenen dönem içinde 3-8 yaş arası gruba yönelik kitapların hemen hemen hepsinin baskısının tükenmiş olmasını "erken çocuklukta farklılığa saygı yaratabilmek için çok önemli olan çocuk edebiyatı eserlerindeki eksikliğe" bağlıyor yazar. 12-18 arası yaş grubunda da benzer bir durumun altını çiziyor.
Tahmin edileceği gibi, yazarın saptamalarına dayanak sağlayan eserlerde sakat ya da Ünal'ın tercih ettiği ifadeyle engelli karakterler bulunuyor. İncelemeye konu olan kitaplara bakarak sakatların aile tarafından algılanışına; okul çevresinde, mesela öğretmen-sakat öğrenci ilişkisinde, arkadaşlar arasındaki ilişkinin kuruluş biçiminde sakatların nasıl algılandığına dair sonuçlara varıyor Ünal.
Dilin deşifre edilişi
Gerek karakterin konumlanışı gerek olay örgüsü gerekse ideolojinin bir taşıyıcısı olarak eserin dili yazarın odaklandığı temel noktalar arasında. Ünal tüm bu noktalara eğilirken saptamalarını somut örneklerle destekliyor elbette: "Dilin engelsiz öznenin bakışından önyargı yaratacak biçimde kullanılmasına bir örnek 'tekerlekli sandalyeye mahkum" söylemidir. Tekerlekli sandalye yürüyemeyen için bir özgürlük sembolü olmasına karşın, muktedir öznenin bakışından bir mahkumiyet hücresi olarak söylemleştirilmiştir."
Türk çocuk edebiyatında rastlanılan kalıp tiplerin ve onların davranışlarının sakatlar özelindeki karşılıklarına da değinen kitap, Sevim Ak'ın bir sakatın gözünden öyküsünü anlattığı Horoz Adam ve Korsan gibi bu anlayışın dışında kalan az sayıdaki özel örneğe de yer veriyor.
Ünal'ın çalışması toplumun sakatlara bakışını ve bu perspektifteki değişimi gösterirken bir yandan çocuklara "ne öğrettiğimizi" de düşünmemizi sağlıyor.
Kaynak: Bianet
Yeni yorum gönder