Yumuşak Makine davası 6 Temmuz Çarşamba 9:30'da Sultanahmet Adliyesi 2. Asliye Ceza duruşma salonunda görülmeye başlayacak. Sel Yayıncılık daha önce William Burroughs’un Yumuşak Makine adlı eseriyle ilgili Muzır Kurul’un hazırladığı soruşturma raporunu ve yayınevinin savunmasını kamuoyuna duyurmuştu. Yayınevi aynı şekilde dava öncesi de savcılığın iddianamesi ve mahkemeye verecekleri savunmadan bölümler içeren bir açıklama yaptı.
“Yayınevi yetkilisinin beyanının alınmasını takiben yazılı basında konu ile ilgili haberler yapılırken; bazı köşe yazarlarının daha iddianame dahi tanzim edilmeden bu işi yapanların konuyu bilmedikleri, beat kuşağından haberleri dahi olmadığı, birkaç sözcük için soruşturma yapıldığı yönünde yazılar da yazdığı görülmüştür” diyen savcılık iddianamesi, Muzır Kurul’un raporunda yer alan kitabın edebiyat olmadığı yönündeki yargıların aksine uzun uzun Burroughs’un dünya edebiyatındaki yerini bildiklerine dair biraz da bu yazılardan derledikleri açıklamalarda bulunuyor:
İddianame “edebiyat değildir” yerine, kitabın niye burada yargılanabileceği anlatmak için raporun “ülkeler arasındaki ahlak anlayışının farklı olması” tezine dayanmış. Edebiyat eseri olduğunu kabul etmesine rağmen “çocuklara ulaşmasını engelleyecek hiçbir önlem alınmadığı” için yayıncı İrfan Sancı’ya TCK’nin 226. maddesinden 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası ve 5000 adli işgünü para cezası verilmesini talep ediyor. Savcılık iddianamesinde “Basın kanununun 2/i maddesi gereğince kitabı tercüme eden kişinin eser sahibi olarak kabul edilmesi nedeni ile" kitabın çevirmeni Süha Sertabiboğlu da aynı ceza ile karşı karşıya.
“Yani iddianameye göre dünyanın geri kalanının “mezhebi geniştir”, okuyabilirler. “Dünya edebiyatı” adı altında okullarda okutulan dersler bile aslında gereksizdir, zira “dünya edebiyatı” diye bir şey olamaz çünkü her ülkenin kendi ahlaki değerleri vardır.” diyen Sel Yayıncılık'a göre, “Konu herkesin takdir ettiği gibi gerçekten çocuklar değildir. Sadece yasalar şu anda yalnızca bu maddeden cezalandırılmamıza imkan tanıyor. Zaten yalnızca işin içinden çıkılamadığı zamanlarda gelmiyor mu çocuklar akla, her türlü şiddeti ve pornografiyi bizzat aileden görseler de internet deyince de, kültür, sanat, kitap, mizah dergisi deyince de hemen “koruyalım” yalanına sığınılmıyor mu? Çatısını toplumun ahlak yapısından çatan ama cezayı çocukları koruma adına isteyen bir iddianame “biraz” komik.”
Sel Yayıncılık’ın "Edebiyat edepten, Burroughs edepsizlikten gelir" başlıklı yazısında, davanın eleştirisinin yanı sıra savcılık iddianamesi ve Sel Yayıncılık’ın savunmasındaki önemli kısımları da bulabilirsiniz.
Yeni yorum gönder