Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Şeytan Ayetleri Türkçede yayımlanıyor!



Toplam oy: 1007


Adını yayın dünyasında bugüne kadar kimsenin duymadığı bir yayınevi, Kara Güneş Basım, karagunesbasim.blogspot.com adresindeki web sitesinde Salman Rüşdi’nin tartışmalar yaratan romanı Şeytan Ayetleri’ni yayımlayacağını duyurdu. Kendisini “Türkiye yayıncılığının yaramaz kızı” olarak tarif eden Kara Güneş Basım, 28 Ocak 2011’de yayımlayacağını ilan ettiği Şeytan Ayetleri’nin Türkçe baskısının kapağını da sitesine yükledi.



Salman Rüşdi’nin 1988’de yayımlanan ve büyülü gerçekçi tekniklerle Müslümanların kutsal kitabı Kuran-ı Kerim’deki öyküleri yeniden yorumlayan Şeytan Ayetleri isimli dördüncü romanı yoğun tartışmalara yol açmıştı. İran İslam Devleti’nin kurucu lideri Ayetullah Humeyni, 1989’da tüm Müslümanları Rüşdi’yi ve yayıncılarını öldürmeye, kendileri öldüremeyecek durumdaysalar ise, öldürebilecek kişilere haber vermeye davet etmiş, kitabın farklı ülkelerdeki yayımcı ve çevirmenleri de saldırıya uğramıştı.

 


Kara Güneş Basım’ın Şeytan Ayetleri’ni yayımlamak için öncelikle Türkiye’de her kitabın piyasaya sürülmesi için zorunlu olan Kültür Bakanlığı bandrolünü alması gerekiyor. Ancak yayınevinin böyle bir başvurusu olmadığı gibi, Kara Güneş Basım adlı bir yayınevinin varlığına Türkiye Yayıncılar Birliği kayıtlarında rastlanmıyor.


 
Yazar ve yayıncı Cem Akaş, sefinsalatasi.blogsot.com adresli sitesinde kitabın yayımlanacağını “Şeytan bunun neresinde?” başlığıyla duyurduktan sonra V.S. Naipaul’ün Türkiye’ye gelişine dair tartışmaları hatırlatıp “Şeytan Ayerleri’ni çevirmeye, yayımlamaya, hatta elinde basılı nüshasını taşımaya yeltenebileceklerin haliyle pek az olacağını idrak etmiştim.
Anlaşıldığı kadarıyla böyle deliler yok değilmiş – ‘Kara Güneş Basım’ adında, kim olduklarını bilemediğim birileri, kitabı 28 Ocak’ta piyasaya sürmeye hazırlanıyormuş,” diyor.

 

 

Bir tür Wikileaks yöntemi

 


Bu haber için kitabın yayıncılarına ulaşamadığımız gibi, kitabın hangi formatta yayımlanacağını ve hatta, gerçekte yayımlanıp yayımlanmayacağını dahi teyit edemedik. Görüşlerine başvurduğumuz yazar Süreyyya Evren, Şeytan Ayetleri’nin Türkçe çevirisinin internet aracılığıyla yayımlanacağını ve bunun WikiLeaks benzeri yöntemlerle yapılacağını öngörüyor.

 


“Bence WikiLeaks-sonrası dünyada bu tür girişimler normal,” diyen Evren’e göre “Şeytan Ayetleri yasağı gibi yasaklar, internetin merkezsizliğinde garip bir hal alıyorlar. Tahminimce farklı ülkelerdeki Türkiye kökenli gençlerden ve çeşitli uluslardan siber arkadaşlarından oluşan uluslarası bir e-şebeke kitabı çevirmiştir, ya da çeviriyordur, onlarca ayna sitede aynı anda yayımlayacaklardır. Ve de İdefix, kitabın e-kitap versiyonunu satıp satmamak konusunda ciddi karambolde kalacaktır!”

 


Türkiye, şu anda dünyada Şeytan Ayetleri’nin İngilizce baskısının satılabildiği yegâne Müslüman ülke. Rüşdi’nin romanları Can Yayınları ve Metis Yayınları tarafından basılıyor ancak 1989’da yaşananlardan sonra Rüşdi’nin Türkiye’deki iki yayıncısı da kitabın çevrilmesi için bir girişimde bulunmadı. Zaten Rüşdi’nin geçen yıllar içinde giderek Amerika ve İngiltere’nin neo-liberal savaşçı çizgisini desteklemesi, 2007 yılında Kraliçe Elizabeth tarafından ”edebiyata yaptığı hizmetler”den dolayı Şövalye ilan edilmesi ve New York’a taşınıp moda partilerinde boy gösteren bir figüre dönüşmesi, onun edebi ve siyasi kimliğini tartışmaya açtı, Rüşdi’yi savunan kişilerin sayısı da gittikçe azaldı.

 


Rüşdi’nin Türkiye’deki yayıncılarından Can Yayınları’nın yöneticisi Can Öz, Şeytan Ayetleri’nin yayın haklarının kendilerinde olmadığını ve kitabı yayımlamayacaklarını söylüyor. Öz’e göre kitabın internette yayımlanması, WikiLeaks’i akla getiren bir olay. “’Beğenseniz de beğenmeseniz de sansürün imkansızlaşması’ anlamına geliyor bu; konuyu önümüzdeki günlerde çok daha fazla konuşacağımızı sanıyorum,” diyor Öz.

 


Londra’da ulaştığımız yazar ajanı Barbaros Altuğ ise, kitabın Rüşdi’nin yayıncısından izin almadan basılması durumunda metnin özgün olacağının garantisinin de ortadan kalkacağını söylüyor ve bunun bir provokasyon olma ihtimalinden bahsediyor. “O zaman bu kışkırtma amaçlı, edebiyattan ve yazının amacından uzak, çiğ bir arzu demektir,” diyen Altuğ, kitabın haklarının Rüşdi’nin ajansı Wylie Agency’de olduğunu hatırlatıyor. Ancak ajans, Noel tatilinde olduğu için kitabın Türkçe’de yayımlanıp yayımlanmayacağına dair sorularımızı şimdilik yanıtsız bıraktı.

 


Geçtiğimiz hafta itibarıyla Vikipedi ve Ekşi Sözlük sitelerindeki Şeytan Ayetleri maddelerinde, kitabın Ocak 2011’de Kara Güneş Basım tarafından yayımlanacağına dair bilgiler eklenmiş. Ancak bu bilgileri teyit etmek de şimdilik mümkün değil. Sitelerinde kitabı “28 Ocak 2011’de yayımlanacak bu alengirli roman, Türkiye’deki tahammülsüzlük için yeni bir sınav olacak,” sözleriyle duyuran yayınevi, bu işi bir ‘meydan okuma’ olarak isimlendiriyor. Eğer kitap gerçekten yayımlanırsa, bu ‘meydan okuma’nın yaratacağı olaylar ise şimdiden merak ve endişe konusu.

 

 

Fetvadan sonra hayatının 18 yılı saklanarak geçti

 

 

1988 Salman Rüşdi, dördüncü romanı Satanic Verses’ı İngiltere’de yayımladı. İyi eleştiriler alan roman Booker Ödülü’ne aday gösterildi Whitbread’i kazandı.
1988 Dine hakaret ettiğini düşünen Müslümanlar hemen romanı protesto etmeye başladı. Kitap Hindistan’da yasaklandı.
1989 Şubat’ında Pakistan’daki büyük bir gösterinin ardından İran’ın dini lideri Ayetullah Humeyni, Salman Rüşdi ve yayıncıları için ‘katli vaciptir’ fetvası yayımladı.
1989 Salman Rüşdi polis koruması altında gizlenmeye başladı.
1991 Kitabın Japon çevirmeni Hitoshi İgarashi öldürüldü, İtalyan çevirmeni Ettore Capriolo yaralandı.
1993 Norveçli yayıncısı William Nygaard suikasttan kıl payı kurtuldu,
1994 Aziz Nesin kitabı Türkçeye çevirteceğini söyledi, tabii kıyamet koptu.
1994 Aydınlık Gazetesi, üç gün kitabın özetini yayımladı. Gazetenin dağıtımı engellendi, aleyhinde dava açıldı.
2006 Salman Rüşdi artık gizlenmeyeceğini açıkladı. İran ise, fetvanın hala geçerli olduğunu...

 

 

 


Kaynak: Radikal Gazetesi / Kaya Genç

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.