Jan Yayınları’ndan çıkan Şiro’nun Ateşi adlı kitapta Şırnak Güçlükonak İlçesi Bana Köyü’nde başlayıp Ankara’da T.B.M.M, siyasi partiler, Genelkurmay Başkanlığı, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı kapısında süre giden bir trajediyi anlatıyor.
Yakın tarihimizi konu alan romanda anlatılan hikâyenin yaşanmış olduğunu ise kitapta kullanılmış fotoğraflarla kanıtlanıyor.
Yazar Mahmut Alınak romanın önsözünde, yazılanların inandırıcılığına gölge düşürür kaygısıyla bazı olayları eksik yazdığı için Banalılardan özür diliyor.
Sahipsiz Bırakılan Köy “Bana”
Şiro’nun Ateşi romanının yazılış öyküsünü ve başından geçenleri Mahmut Alınak şu sözlerle özetliyor: “1993 yılında Gündem Gazetesi’nde bir haber çıktı. Haberi okuyunca kendimi Şırnak Güçlükonak ilçesi Bana Köyü’nde buldum. Bana Köyü volkanik alevlerle sarılmıştı; alevlerin içinden insan feryatları yükseliyordu. Ama dünya onlara kulaklarını kapatmıştı.
Bana’yı konu alan bir roman yazma fikri o günlerde filizlendi kafamda. Böylece hem tarihe, hem de insanlığa karşı olan borcumu az da olsa yerine getirmiş olacaktım. Üstelik ben bir dönem (1991-1995 yılları arasında) bu insanların milletvekilliğini yapmıştım; bu nedenle onlara vefa borcum da vardı.
Kitabın toplatılma öyküsü
Roman hakkında matbaadan çıkar çıkmaz İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesince yasaklama ve toplatma kararı verdi . “Bölücülük yaparak Kürtleri Türkler aleyhinde kin ve düşmanlığa tahrik etmek” suçuyla dava açılan kitabın ilk baskısı hemen tükendi, ancak yasaklama ve toplama kararı devam ettiği için kitabın ikinci baskısı yapılamadı.
Yaşananların ardından AİHM'e başvuldu ve AİHM, İstanbul DGM’nin yasaklama kararını hukuksuz bularak devleti mahkûm etti.
Okurlarıyla tekrar buluşan kitapta Şirin’in,“Avdo mala me xerab bu, çıra me temıri, em belengaz bun. Wey Avdo, wey Avdo… Ez qurbana bırina tebım Avdo; tu me dıhéli kuda dıçi, ez ji bot e bımrım Avdo. Wey bavo, wey bavo..”feryatları vicdanınızı rahatsız edecek.
Yeni yorum gönder