Stieg Larsson’un hayat arkadaşı Eva Gabrielsson, Türkiye’de 13 ocakta vizyona girecek olan Ejderha Dövmeli Kız romanının Hollywood uyarlamasıyla bağlantılı olarak açıklamalarda bulundu. “Stieg Larsson hayatta olsaydı romanının metalaştırılmasına izin vermezdi” diyen Gabrielsson, “Stieg, eserinin etrafında oluşan gündemi romanı metalaştırmak yerine, kadına uygulanan şiddet ve ayrımcılığa karşı farkındalık yaratmak için kullanırdı. Biz asla ticarî olarak satış haklarını satmazdık. Bunun kitaplarla hiçbir ilgisi yok” şeklinde konuştu.
H&M adlı marka, kıyafet tasarımcısı Trish Summerville’in Larsson’un kitaplarındaki dövmeli anti-kahraman Lisbeth Salander’dan esinlenerek ürettiği “Ejderha Dövmeli” adlı koleksiyonunu piyasaya sürerken, romanın Hollywood uyarlaması da ABD’de bugün vizyona giriyor.
Biz o paraları derneklere bağışlıyoruz
Gabrielsson ve Larsson, 30 yıldan fazla bir süre birlikte yaşamış, fakat evlenmemişlerdi. Larsson da vasiyetini yazmadığı için ünlü yazar 2004 yılında henüz 50 yaşında kalp krizi sonucu ölünce, kardeşi ve babası miras olarak eserlerinin haklarını aldı. Larsson’un kardeşi ve babası da pek tabii, Gabrielsson’un “Larsson’un mirasını kâr amacıyla kullanıyorsunuz” iddialarını kabul etmiyor, aksine kazandıkları parayı Larsson’un gazeteci olarak çalıştığı ırkçılık karşıtı derginin de aralarında bulunduğu birçok yere bağışladıklarını söylüyorlar.
Bununla birlikte Gabrilesson, Larsson’un kitaplarında sezilen, feminist yaklaşımlar gibi birtakım politik boyutların filmin aldatmacasıyla gözden kaçacağı kaygısını dile getiriyor ve Larsson’un filmin dünyanın en eşitlikçi toplumlarından biri olan İsveç’te bile cinsiyet ayrımcılığının var olduğunu göstermesini istediğini iddia ediyor. “Kadının baskı altında tutulması, bu akıl almaz ayrım her yerde var” diyor Gabrielsson.
Stieg Larsson’un Milennium üçlemesinde, Salander ve gazeteci Mikael Blomqvist, seri cinayetler ve kadın ticareti skandallarını çözmek için işbirliği yapıyor. Filmde Ejderha Dövmeli Kız’ı canlandıran genç aktris Rooney Mara geçen hafta düzenlenen basın toplantısında, Salander’ın feminist olmadığını, kendini herhangi bir grubun ya da alt kültürün bir parçası olarak görmediğini söylemişti.
Gabrielsson ise buna inanamayarak verdiği cevapta, “Mara, nasıl bir filmde oynadığını biliyor mu acaba? Kitapları okudu mu ki?” gibi sorular sordu. Salander’ın tam olarak herhangi bir kategoriye girmediğini söyleyen Gabrielsson, “Fakat o, hareketin bir parçası. Onun varlığı, bir direnişi, bu dünyada kadının gelişemeyeceği ve en kötü durum senaryosunda, onun gibi suistimal edileceği anlamına gelen bir mekanizmaya karşı aktif bir direnişi simgeliyor” dedi. “Feminist tema, kulağa “çocuk kitabı” gibi gelen İngilizce başlığın konmasıyla kısmen kayboldu” diyen Gabrielsson, kitabın orijinal İsveççe adı Man som hatar kvinnor’dur (Kadınlardan Nefret Eden Adamlar) Larsson’un dünyasında, bu da kitapların temel konusuydu” dedi.
Kaynak: TARAF
Gabrielsson'un daha önceki eleştirileri için:
'Harika Hollywood filmi olur, yayımlayalım!'
Yeni yorum gönder