Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Tagore beyazperdeye geliyor



Toplam oy: 675

Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Rabindranath Tagore’nin Arjantin günleri ve Victoria Ocampo’yla olan tutkulu ilişkisi Pablo Cesar tarafından sinemaya uyarlanacak.

Arjantinli yönetmen Pablo Cesar, Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Hint şair Rabindranath Tagore’nin Arjantinli feminist yazar ve aktivist Victoria Ocampo ile “samimi ve bir o kadar da platonik” ilişkisini beyazperdeye aktarmaya hazırlanıyor.

 

Thinking of Him adlı filmin, Tagore’nin Arjantin’de kaldığı 1924 yılında geçeceği ifade edildi. Pablo Cesar, “Film kısmen günümüzde kısmen de 1920’lerde geçecek. Burada Tagore’nin süregelen etkisini vurgulamak istiyoruz” dedi. Cesar, filmi Tagore’nin 150’inci doğum yılına yetiştirmek için uğraştığını, ancak araştırma ve prodüksiyon sürecinin beklentilerin üzerinde sürmesi nedeniyle yetiştiremediğini belirtti.

 

Filmin 2012’de gösterime girmesi için uğraştığını belirten Cesar, “Tagore’nin şiirleri ve hayat felsefesi hâlâ ilk günkü gibi taze ve güncelliğini korumakta. Bu bakımdan, filmin Tagore’nin 150’nci doğum yılına yetişmemesi çok da büyük önem arz etmiyor” dedi.

 

Rabindranath Tagore ile Victoria Ocampo’nun ilişkisi ise pek de sıradan bir öykü değil. 1914’de Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görülen Tagore’nin Gitanjali kitabını André Gide Fransızcaya çevirir. Gide’nin çevirisiyle Tagore’yle tanışan Ocampo ise ünlü şairi gözünde o denli idolleştirir ki yazılarında Tagore etkisi görülür. 1924’de 63 yaşında olan Tagore ise 1925’de yayımladığı Purabi adlı şiir kitabını Ocampo’ya ithaf etmekle yetinmez, onun etkisi sayesinde resim yapmaya da başlar. Ocampo, 1930’da şairin ilk sergisini Paris’te düzenleyen isimdir; ikili sergi vesilesiyle ikinci ve son kez Paris’te karşılaşır. Ne var ki, Tagore 1941 yılında ölene kadar Ocampo ile mektuplaşmayı sürdürür.

 

 

Tagore’nin yolu Arjantin’e tesadüf eseri düşer. Avrupa’dan Peru’ya gitmek üzere yola çıkan Tagore, hastalık nedeniyle Buenos Aires’te iki ay geçirmek durumunda kalır. Bu dönemde Tagore’nin mektuplarında Bijoya diyerek seslendiği Ocampo, vefakâr bir hayranın gayretiyle yazarla ilgilenir. Dönemin Arjantin’inde boşanmak yasak olduğundan, Ocampo eşinden hukuki olarak ayrılmıştır. Sıhhatine kavuşan Tagore ise Buenos Aires’te otuzu aşkın şiir yazar. Şiirlerinde ilham perisi Bijuya’dan sık sık bahsetmektedir. 

 

 

Santiniketan, Bolpur, Buenos Aires ve Paris’te çekimleri gerçekleştirilecek film İngilizce, Bengalce ve İspanyolca olacak. Tagore ve Ocampo hakkında film çekme fikrini Pablo Cesar’a, Hindistan’ın Arjantin, Paraguay ve Uruguay büyükelçiliğini üstlenen diplomat Rengaraj Viswanathan vermiş. Cesar, Bollywood efsanesi Amitabh Bachchan’ın filmde Tagore’yi canlandırmasını istediğini belirtti.

 

Pablo Cesar, günümüz Arjantin’inde başlayacak filmin konusuna dair de bilgiler verdi. Bir ıslahevinde coğrafya öğretmenliği yapan mutsuz Silvestre, bir gün derslikte Tagore’nin şiir kitabıyla karşılaşır. Şairin kelimeleriyle büyülenen Silvestre, Ocampo’nun Tagore ile karşılaşmasını anlattığı kitabı kütüphanede bulur. Giderek kendini okumaya kaptıran Silvestre “insan ruhunun hürriyeti için mücadele veren iki karaktere bağlanır ve iyiden iyiye hapis hayatı sürdüğünün” ayırdına varır. Hayatını değiştiren iki kitabı yanına alan Silvestre Hindistan’a doğru uzun bir yolculuğa çıkar.

 

Cesar, “Film, döneminden en az yüzyıl ileride olan Tagore’nin eğitim, kentsel dönüşüm ve insanlık üzerine görüşlerini yansıtacak” dedi.

 

 

 

 

 

 

Kaynak: Taraf

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.