Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Taht Oyunları cinsel şiddeti abartıyor mu?



Toplam oy: 864

George R. R. Martin'in ünlü yapıtı Taht Oyunları’nın kitabı ile televizyon uyarlaması arasında yapılan bir karşılaştırma kitabın televizyon dizisinden dört kat daha fazla tecavüz içeriğine sahip olduğunu ortaya koydu. Ayrıca araştırmacının iddiasına göre cinsel şiddet de dizide kitaba oranla çok daha hafif bir biçimde izleyiciye aktarılıyor.

 

Taht Oyunları dizisinin reyting uğruna cinsel şiddet içeren sahnelere ağırlık verdiğine ilişkin eleştiriler üzerine, Tafkar isimli Tumblr kullanıcısının hayata geçirdiği istatiksel araştırma; televizyon dizisine ilham olan Buz ve Ateşin Şarkısı’nın 214 tecavüz sahnesi ve 117 tecavüz mağduru içerdiğini gösteriyor. Oysa televizyon dizisinde 50 tecavüz vakası yaşanmış ve 29 tecavüz kurbanı yer almıştı. (1 milyon 800 bin kelimelik bir kitap serisi ile 50 saatlik bir televizyon dizisini karşılaştırmak her ne kadar güçse bile, denemeye değer... Ne de olsa beşinci sezon bittiğinde kitaplar ile dizi, hikaye bazında aynı noktaya ulaşmış olacaklar.)

 

 

Taht Oyunları dizisi bir süredir cinsel şiddet içeren sahneleriyle tartışılıyor. Özellikle geçen hafta yayımlanan Unbowed, Unbent, Unbroken bölümü pek çok Taht Oyunları hayranı tarafından kınanmıştı. Bu bölümün yayımlanmasının ardından The Mary Sue adlı feminist blog artık Taht Oyunları dizisiyle ilgili hiçbir içerik girmeyeceğini açıklamıştı. Kimi hayranlar dizinin Ortaçağın acımsız ortamını tasvir etmek için tecavüz ve cinsel şiddetin gerekli olduğunu iddia etseler de, pek çok Taht Oyunları izleyicisi dizinin yapımcısı HBO televizyon kanalının çok ileri gittiğini öne sürüyor. Öte yandan Tafkar'ın da belirttiği gibi, Martin'in kitaplarındaki her bölüm farklı bir karakterin bakış açısından yansıtılsa da, tecavüz mağdurlarının bakış açısına nadiren yer veriliyor, bu karakterlerin kendilerine ait bir bölümü pek bulunmuyor.

 

 


 

 

* Kaynak: Telegraph

 

EB

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.