Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

TDK, "selfie"nin Türkçe karşılığını buldu



Toplam oy: 896

Türk Dil Kurumu (TDK) Bilim Kurulu, bugünkü toplantısında "kendi fotoğrafını çekmek" anlamına gelen "selfie"ye Türkçe karşılık olarak "özçekim" kelimesini seçti.

 

Yaklaşık bir ay önce başlatılan çalışma kapsamında öneri toplayan TDK, Facebook sayfasından, telefon ve mail yoluyla kendilerine ulaşan görüşleri geçen hafta son olarak 5'e kadar indirmiş ve yine son kararı halka bırakmıştı. "Özçekim", "kendiçekim", "görçek", "kendinçek" ve "bakçek" sözcüklerini değerlendiren Kurul da en fazla oy alan "özçekim" kelimesinde karar kıldı. Toplantının sonunda Kurul, Başkan Prof. Dr. Mustafa Kaçalin'in de yer aldığı bir özçekimle sosyal medyadan kararı paylaştı. Fotoğrafı ve kararı kısa sürede çok sayıda kişi beğenirken, olumlu ve olumsuz yorumlar da yapıldı.

 

 

Kurumun konuyla ilgili ilk duyurusunu 1000'den fazla öneri izlemiş, bunlardan 115'i "özçekim" olmuştu. Bilim Kurulu'nun geçen hafta yaptığı ve 5'e kadar indirdiği seçenekler arasında da 100'den fazla kişi aynı karşılığı önerdi. Özçekimden sonra en fazla önerilen ise "görçek" idi. Özellikle gençler arasında dünyada bir akım haline gelen "selfie"ye karşılık olarak kuruma gelen tavsiyeler arasında ayrıca "Sosyapoz", "Başyapıt", "Bengil", "Beyani",  "Cepimge", "Çekendi", "Çekerol", "Çekinti", "Çeklaçek", "Çektirim", "Çeksun", "Eday", "Ferdi", "Görsel Salım", "Seyfi" ve "Kendirme" gibi sözcükler bulunuyordu.

 


 

Kaynak: Hürriyet

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder


Müthiş bir yorum, destekliyorum. TDK böyle lüzumsuz arayışlar içerisinde olduğu sürece ciddiye alınma potansiyelini her daim muhafaza edecektir (!)

48%
52%

Senelerce 'otoportre' kelimesinin karşılığını aramadılar. Şimdi bir sabun köpüğünü eliye tutup cebine yerleştirmeye çalışıyor TDK. (Bilhassa devrik cümle) Dilin evrensel beslenme kaynaklarını tıkamadığınız sürece saf bir ulusal dil (ne işe yarayacaksa) tesis etmenin imkanı yok. Bunu bilmez de değiller ama misyonerlik ağır bir kompleks olmadan sürdürülemez tabi.

42%
58%

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.