Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Terry Pratchett'ın oktarini periyodik tabloya mı giriyor?



Toplam oy: 628

Yaklaşık 13 bin kişi, yazar Terry Pratchett’ın anısına, son keşfedilen dört elementten birinin oktarin olarak adlandırılması için, The Chronicle Flask’ta blog yazarı olarak da faaliyet gösteren Dr Kat Day’in başlattığı kampanyaya imza verdi.

 

Mart 2015’te hayata gözlerini yuman Pratchett’ın çoksatan roman serisinde adı geçen oktarin, Diskdünya renklerinin içinde sekizinci sırada yer alıyor ve büyünün rengi olarak tanımlanıyor. Diğer tüm renklerin kaynağı ve aslı olan oktarin, aynı zamanda sihir enerjisinin yüksek bir mertebesini temsil ediyor ve ancak algıları bu tip enerjilere açık, duyarlı kişiler tarafından görülebiliyor.

 

 

Pratchett’ın hayranlarına göre, atom numarası 117 ve geçici adı “ununseptiyum” olan yeni element, oktarin olmak için en uygun aday. Bu element en ağır ikinci element ve diğer yeni keşfedilen elementlere göre stabilite derecesi daha yüksek. Uluslararası Temel ve Uygulamalı Kimya Birliği’nin (IUPAC) kurallarına göre mitolojik ögeler elementlerin adlandırılmasında başvurulabilecek kaynaklar arasında ve oktarin de bu doğrultuda öneriliyor. Pratchett okurlarına göre satışı tüm dünyada 70 milyona ulaşmış bir kitap serisi, bu şekilde onurlandırılmayı hak ediyor.

 

 

Terry Pratchett, kalemini sadece fantastik kurgu değil, bilimkurgu türünde de konuşturmuş, özellikle Stephen Baxter ile birlikte imza attığı Uzun Dünya serisiyle, ilerlemiş yaşına ve rahatsızlığına rağmen, son yılların en çok sevilen bilimkurgu eserlerinden birini yaratmıştı. Edebiyatın eğlenceli yanını yansıtmakta usta olan yazarın, Neil Gaiman’la birlikte kaleme aldığı Kıyamet Gösterisi adlı romanı ve özellikle genç okurların ilgisini çeken Johnny Maxwell serisi, geride bıraktığı en önemli edebi izleri oldu.

 

 


 

 

* Kaynak: Telegraph - Guardian

* Çeviren: Özge Bölen

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.