Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Türkiye’nin 55 yıllık girdisinin, çıktısının yeminli, canlı şahidi…



Toplam oy: 725

Kürtçe tiyatro oyunlarıyla dikkat çeken Tiyatro Avesta’nın “Araf / İki Ülke Arasında” adlı oyunu; 72 yaşında öldürülen Apê Musa, nam-ı diğer yazar, şair ve gazeteci Musa Anter’in hayatının 55 yılını anlatıyor…



 

“Türkiye’nin 55 yıllık girdisinin, çıktısının yeminli, canlı bir şahidiyim. Hem yalnız şahidi mi? Değil!.. Sanığıyım. Mahkûmuyum” diyen Kürt yazar, şair ve gazeteci Apê Musa (Musa Amca) nam-ı diğer Musa Anter…

 

 

Oturdum yazının başına, gördüklerimi-duyduklarımı bu alemden de duyurabilmek-hatırlatabilmek için… Yazının mayası üstad Musa Anter olunca, ekmek şarap minvalinde yükledim masaya yollukları ve fonuma da Kızılırmak’ın “Gidenlerin Ardından” albümünün içinde yer alan 5. şarkısı “Hayat Denilen / Avusturya İşçi Marşı”nı açtım en demlisi ve en azarından. Ne diyordu şarkının girişinde Apê Musa:"...ve cellat uyandı yatağında bir gece. ‘Tanrım’ dedi, bu ne zor bilmece. Öldükçe çoğalıyor adamlar, ben tükenmekteyim öldürdükçe."

 

 

 

 

 

 

“Araf / iki ülke arasında"

 

 

 

 

1920’de, Mardin’e bağlı Nusaybin ilçesinin Eskimağara köyünde doğan ve 20 Eylül 1992 yılında, Diyarbakır’ın Seyrantepe Mahallesi’nde uğradığı saldırıda sol bacağına iki, kalbi ve kafasına birer kurşun sıkılarak, 72 yaşında katledilen Kürt aydın Musa Anter, şimdi “Araf / İki Ülke Arasında” adlı tiyatro oyunu ile tebessüm ediyor sevenlerine-dostlarına, hem de zamanında çok ceremesini çektiği yasaklı diliyle…

 

 

Üstadın hayatından yola çıkılarak yazılan “Araf / İki Ülke Arasında” adlı oyunu, en temizinden sahneleyense Aydın Orak ve Cihan Şan’ın 2003’te, biz tiyatro izleklerine rojbaş (merhaba) diyerek kurduğu Tiyatro Avesta… İlk gösterimini Anter’in ölümünün yıldönümü olan 20 Eylül’de, Anter’in doğduğu Nusaybin’de gerçekleştiren ekip, anlatı tiyatrosunun ve özellikle geleneksel Anadolu Tiyatrosu’nun güzelliklerini harmanlayarak zor ve arşivlik bir iş ortaya çıkarmış. Dile kolay bir hayattı önümüzde serilip de fotoğraflardan akan; böylesine içten, böylesine samimi ve böylesine can…

 

 

 

 

Musa Anter'in 55 yılı

 

 

 


Oyun çıkışı hissiyatım ise; Musa Anter ancak bu kadar olduğu gibi hatırlatılabilirdi. Tek kişilik performanslarda düşülen handikaplara düşmeden, belgesel niteliğinde, epik anlatımı kullanarak ve dramatik olanı göz ardı etmeden sahneye uyarlanan “Araf”, izleyenlerini geçmişe dair sol yamacı sızlatan ama umudu ezdirmeyen bir yolculuğa çıkarıyor. Bu sebepten Avesta ekibini, bir kez daha kutlamak istiyorum buradan. (Her daim yüzlere, böylesine en temizinden gülüşleri iliştirmek pek mümkün olmuyor; eyvallah!) Cihan Şan’ın kaleme aldığı, Aydın Orak’ın zaman zaman anlatıcı, zaman zaman ise Musa Anter olarak sahnelediği ve yönettiği oyunun müziklerini Efkan Şeşen, efekt, ışık ve dekor tasarımını Özgün Yarar, Ahmet Çay ve Filiz Çağın üstleniyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

Videoda Hüseyin Karabey’in imzası bulunan oyunun yönetmen yardımcıları ise Bilal Bulut ve Aram Dildar. Anter’in görüntüleriyle sinevizyondan desteklenen projenin danışmanlığı ise Turgay Tanülkü’ye ait. “Araf”, Musa Anter’in 55 yıllık yaşamını anlatırken, faili meçhul bir cinayete kurban gitmesine dikkat çekerek, günümüzde hâlâ aydın cinayetlerinin devam ettiğine işaret ediyor. Her bir anı ve cümle, başka bir tarihe not düşüyor sanki, yüreği kocaman bir adamın dostlarını görüyoruz ve dayanışmasına şahit oluyoruz. Bildiğimiz yahut bilmediğimiz ama bu coğrafyada yaşanan yahut yaşattırılan birçok olayı Tiyatro Avesta’nın gözünden ve Musa Anter’in lügatından bir kez daha öğreniyoruz.

 

 

“Kendisinin her zaman İstanbullu ve Mardinli biri olduğunu vurgulayan ve hiçbir şekilde ayırımcılık yapmayan oyun karakterimiz -Kürt aydını Anter'in, bir diğer deyişle ‘Araf’ın, iki dil ve iki kültür arasındaki köprü görevini bir kez daha hatırlatmak adına gerçekleştirdiğimiz bu projenin temel amacı; ülkemizdeki toplumsal barışı, hoşgörüyü ve bugünlerde unuttuğumuz kardeşliği hatırlatmaktır” diyen Tiyatro Avesta, oyunun Kürtçe ve yüzde yirmi Türkçe iki-dilli olarak sahnelemesinin, hem Musa Anter’in kişiliği, hem de seyircisinin bu iki dili aynı anda sahnede görmesi açısından önemli olduğunu vurguluyor.

 

 

 

Bugüne kadar katledilen...

 

 

 

 

Naçizane fikrim, bu kadar emek gerektiren bir oyununun, sinevizyona aktarırken daha dikkatli olunması gerektiği. Zira “Araf”ta üst yazılar çok hızlı akmıştı ve Kürtçe bilmeyen bir izlek olarak ben, birçok anlatımı takip edemeyip, kaçırdım. Metin ve oyunculuk, bu kadar şahaneyken yazı kısmı da oturtulursa; ufak pürüz de ortadan kalkmış olur kanımca. (Sanırım anlatımlı-okumalı tiyatrolarda bu iki dil işinin takibini seyirciye iyi uyarlayabilmek için ince bir ayar gerekiyor, ki son olarak Destar Tiyatro’nun “Disko 5 No”lu oyununda şahane bir Kürtçe-Türkçe dil akışı yaşatmışlardı. Mirza’nın oyunculuğunu hatırladıkça hâlâ heyecana geliyorum o derece! Söylemeden geçmek istemedim.)

 

 

 

İsveç ve Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali’nde sahnelenen ve Londra’da üniversitede akademik sunumu yapılan “Araf”, Tiyatro Ödülleri’ne de aday olarak gösterilmiş. Ayrıca Kumbaracı 50’de izlediğim performansta, oyuna IX Direklerarası Seyircileri Tiyatro Ödülleri’nin “En İyi Tek Kişilik Performans Ödülü” de takdim edildi. Aydın Orak ise, ödülü Musa Anter şahsında Hrant Dink'in yanı sıra bugüne kadar katledilen ve şu an cezaevlerinde olan tüm aydın ve gazetecilere adadığını söyledi. Hayat koşturmasından – dünya tasasından bir ara nefeslenmek ve “neleri yaşamıştık” minvalinde yeniden hafızaya resmetmek isterseniz niyetine, rotanız Avesta’nın “Araf”ıdır… Çünkü bu sadece Musa Anter’in yahut Avesta’nın “araf”ı değildir! Oyun programı ve bilgi için: www.tiyatroavesta.com / Tel: (212 297 26 72)

 

 

 

 


Kaynak: Haberturk.com, Betül Memiş

 

 

 

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.