Vefa, insanda aranan en önemli niteliklerden biri olmasına karşın, günümüzde bu niteliğe sahip kişilerle ender olarak karşılaşıyoruz. Vefa dendiğinde aklıma, çocukluğumda izlediğim bir film gelir. Laxmilkant Shantaram Kudalkar'ın Filler Benim Arkadaşım filminden, aklımdan hiç silinmeyen bir karakter, küçük Raju. Film şöyleydi: Raju ormanda kaybolur; ormanda bir kaplanın saldırısına uğradığında onu bir fil kurtarır. Bu fil ve arkadaşları sonra Raju’yu babasına götürürler. Babası bu fillerin içine, Hinduizm'deki en tanınmış, saygı duyulan bilgi ve hikmetin üstadı, temsili tanrılardan biri olan Ganesha’nın girdiğine inanır ve ölürken oğlunu bakması için fillere teslim eder. Büyüyüp, fakir duruma düşen Raju’dan borcuna karşılık filleri isterler. Peki sizce Raju filleri satar mı? Film izlemeseniz de sesinizi duyar gibi oldum.
Şu sıralar kaçırılmaması gereken bir fotoğraf sergisi var. Sosyal sorumluluk projeleri ve fotoğraf sanatına yaptığı katkılarla tanınan Alman Immagis firmasının Türkiye’deki ilk sanat galerisi Imamagis Gallery’ de açılan fotoğraf sergisinden bahsediyorum. Işığın Ülkesinde isimli sergide, Joachim Schmeisser'ın fotoğrafları sergileniyor. Sergide iki konu işleniyor: biri 'Yetim Filler', diğeri ise Tanzanya’ da yaşayan en büyük yerli kabile olan 'Handzabeler'. Bu sergiden bahsederken fillere değinmeden duramazdım. Çünkü fil deyince aklıma, o kaybettiğimiz değerlerimizden vefa, vefa deyince de o kaba saba olarak gördüğümüz ince ruhlu, vefalı hayvan fil geliyor.
Schmeisser'e filleri fotoğraflamayı düşündüren olay, oğluna bir arkadaşının hediye ettiği, Kenya’daki DSWT'ye (David Sheldrick Wildlife Trust) bağlı bir yetim fil olmuş. Böylece nazik filleri tanıdığını ve onları doğal yaşamlarında fotoğraflama fikrinin oluştuğunu söylüyor Schmeisse. "Filleri fotoğraflarken her birinin kendi kişiliklerinin olduğunu gösterebilmek benim için önemliydi," diyen Schmeisse, evlatlık dedikleri yetim filin adını da Kibo koymuş.
Filleri biraz olsun yakından tanımak isterseniz... Hortumu tek bir uzantı şeklinde olmasına karşın, tahminin çok ötesinde bir işleve sahip olduğunu söyleyebiliriz. Mesela, bir yandan hortumu ile söktüğü tonlarca ağırlıktaki ağacı taşırken, öte yandan bir bezelye tanesini yerden alıp ağzına atabilir. 50 bin adet kasla çevrili hortumu sayesinde aşırı incelik ve hassasiyet gerektiren işleri yapabilme kabiliyetine sahip.
Filler ancak 20 yaşından sonra rahatça hareket edebilme gücüne ulaşabiliyorlar. Evcilleştirme yaşları da geçmiş olduğundan hiçbir zaman tam anlamıyla evcilleştirilemiyorlar. Doğal yaşam alanlarının yok edilmesi ve fildişi için avlanmaları sebebiyle soyları tükenmek üzere.
20 Ocak 2013'e kadar açık olacak sergide yer alan fil fotoğraflarının bir albümü olsaydı keşke, sergiyi kaçıranların daha sonra bu güzel fotoğrafları görebilmeleri için.
Yeni yorum gönder