Bay Banks’i Kurtarmak filminde de izlediğimiz gibi Walt Disney yazarları ikna etmek konusunda oldukça başarılıydı. Üstelik yazarların kitaplarını hazine değerinde filmlere çevirmek konusunda ilk ve tek fethi Marry Poppins’in yazarı Pamela Travers değil. Şimdilerde kimse İsviçreli arıcı Johann David Wyss’ın adını hatırlamıyor olsa da 18. yüzyıl sonlarında Robinson Crusoe’dan etkilenerek yazdığı macera ve hayat dersleriyle dolu çocuk kitabı Disney’in dikkatini çekmişti. İsviçreli Robinson Ailesi (The Swiss Family Robinson) sıradan bir ailenin gemi kazası sonucu ıssız bir adaya düşmesi ve oraya “Yeni İsviçre” adını vermesiyle başlayan bir hikaye. Korsanlara karşı hayatta kalma çabaları, vahşi hayvanlar ve kitaptaki birçok başka öğe insanların aklında kitaptaki şekliyle değil de John Mills’li Disney uyarlamasındaki gibi kalmıştır. Wyss, Disney sayesinde daha geniş kitlelere ulaşabilen tek yazar değil. Bir Texas gazetesinde yazar olan Fred Gipson’un Dostum Yeller (Old Yeller) adlı kitabı da 1957’de Disney tarafından filmleştirildiğinde büyük başarı elde etti.
Walt Disney’in esas amacı Amerikan zevkine uyan filmlerle sinema salonlarını doldurmaktı. Amerikan zevkine uygun olması için birçok filmi değiştirmek zorunda kalsa da 1960 sonlarına kadar Avrupa’dan kitaplar aramaya devam etti. Örneğin Felix Salten, kitapları Hitler tarafından yasaklanmış bir Yahudi. Meşhur eseri Bambi’nin telif haklarını Disney’e 1000 dolara satar. Hayvan hikayeleri yazmaya başlamadan önce ise Salten, anonim olarak Viyanalı bir hayat kadınının erotik hikayelerini yazıyordu.
Disney’in Avrupa’dan ithal ettiği bir başka roman da Alman yazar Erich Kästner’ın ünlü eseri Lottie ve Lisa’dır. Tıpatıp benzeyen iki ikiz kardeşin anne ve babalarının ayrılmaları sonucu birbirlerinden uzak kalmalarını ama daha sonra birbirleriyle yer değiştirmelerini anlatan bu eser, Komik Tuzak (The Parent Trap) adıyla üç kez beyazperdeye uyarlandı.
İlginçtir ki, 1950 ve 60’larda 80’in üzerinde Disney filminden sadece 19’u romanlardan uyarlanmamıştı. Bu uyarlamalar yapılırken, Lewis Carroll’dan Eleanor H.Porter’a kadar birçok yazarın eserleri temel alınmıştı. Oysa günümüzde, eğlence parkları, televizyon şovları, yeniden yapımlar ve geleneksel kaynakların tekrar kullanılması daha moda.
Öte yandan Karlar Ülkesi (Frozen), Hans Christan Andersen’in Karlar Kraliçesi masalından uyarlanmış olsa da orijinal masaldan oldukça uzaklaştığını söyleyebiliriz. Bu da bizi 1940’larda Carlo Collodi’nin Pinokyo’sunun uyarlanmasında sorulan aynı soruyla baş başa bırakıyor. Walt Amcanın Amerikan materyalizmine ve kültürsüzlüğüne uyarladığı filmler, mükemmel romanların yerini alarak onları mahvediyor mu? Her ne kadar romandaki kültürün yerini Amerikan versiyonu alıyor olsa da birçok yazarın Disney sayesinde unutulmaktan kurtulduğu da bir gerçek. Düşünsenize, Rudyard Kipling’in Ormanın Kitabı (The Jungle Book) adlı kitabı, Disney tarafından sinemaya uyarlanmasaydı Kipling yine de Kipling olur muydu?
* Kaynak: Independent
Yeni yorum gönder